Trump’ın 2018’deki Göçmenlik Politikasından Akılda Kalanlar

Your browser doesn’t support HTML5

Ailelerinden ayrılan göçmen çocukların ağlayışları, Başkand Donald Trump’ın “ulusal acil durum” olarak adlandırdığı göçmenler için, ulusal muhafızlara görev emri vermesi ve Meksika sınırında göçmen ailelerin, üzerlerine atılan biber gazından kaçış görüntüleri, Trump’ın 2018’deki göçmenlik politikasına dair akılda kalan gelişmeler olacak. Bu ve buna benzer birçok dramatik an, Trump’ın 2018’den akılda kalan uygulamaları olarak hatırlanacak.

Başkan Donald Trump’ın seçmenlere en büyük vaadi sınıra duvar örmekti: “Güney sınırına büyük bir duvar inşa edeceğiz.”

Bu söz gerçek olmadı. Kongre Trump’a sadece sınırdaki mevcut bariyerleri değiştirebilecek kadar bir bütçe verdi.

Ve Nisan ayında, şiddet ve yoksulluktan kaçan Orta Amerikalılar’ın oluşturduğu konvoy, sığınma hakkı başvurusu yapmak üzere Amerika'ya doğru yola çıktı.

Trump, bir Twitter mesajıyla ulusal muhafızları göreve çağırdı. Sorunu da güney sınırında ciddi bir yasadışı faaliyet artışı olarak niteledi.

Yaklaşık 1500 kişilik kafileden sadece birkaç yüzü 3200 kilometrelik yolu katederek, Amerika sınırına ulaştı.


Bu göçmenler Amerika’ya girerken gözaltına alındı ve yeni uygulanan “sıfır tolerans” politikasının bir parçası olarak ailelerle çocukları ayrıldı.

Eski Adalet Bakanı Jeff Sessions, “Çocuklarla en iyi, uygun ve düzgün şekilde ilgileniyorlar. Amerikan halkının vergilerinin 1 milyar dolarını ailesi yanında olmayan çocuk göçmenlerle ilgilenmek için harcıyoruz” şeklinde konuşmuştu.

Ancak gözaltına alınan çocukların bir gözetim merkezinde işkence gördüklerine dair ses kayıtları tüm ülkede tepkilere neden oldu. New York’tan büyük bir grup anneanne ve babaanne, sınıra giden protestoculara katıldı.

Rachna Daryanani, “Çocuğunuzun nerede olduğunu bilmemekten daha kötü birşey olamaz” şeklinde konuştu.

Sınır kentlerinde yaşayanlar dahil birçok kişi göçmenlere destek verdi.

Ramon Montoya, “Onların buraya yasal olmayan şekilde gelmeleri yanlış olabilir ama bu bizim bu ailelere ve çocuklara zulüm yapma hakkımız olduğu anlamına gelmez,” diyor.


Ailelerin çocuklarından ayrılmasıyla ilgili olarak Başkan Trump’a gösterilen tepkiler, Haziran ayında iyice arttı. Ailelerinden ayrılan 2600 çocuğun anne-babalarıyla tekrar biraraya getirilmesinin ne kadar zor olduğu da ortaya çıktı.

Ara seçimler yaklaşırken, Orta Amerika ülkelerinden birkaç yeni kafile daha yola çıktı. Trump bu durumu ‘istila’ olarak nitelendirdi: “Bu kafileleri ülkeye sokacağımızı mı düşünüyorsunuz? Unutun bunu.”

Taraftarları da Trump’a destek verdi.

“Sınırların kapanmasını istiyoruz.”

“Sınırların açık tutulması bence doğru değil. Benim de çocuklarım var ve onların güvenliğinden ben sorumluyum.”

Başkan Trump, 2 bin ulusal muhafıza takviye olarak sınıra 5 bin asker daha gönderdi.

Sınırdan kaçak geçenlere sığınma başvurusu verilmemesini öngören yeni politika üzerine bu kez de göçmenler giriş noktalarında uzun kuyruklar oluşturmaya başladı. Sınır muhafızları her gün sadece belirli sayıda işlem yapılabileceğini açıkladı.

Bekleyiş uzun sürdü. Kasım ayında Meksika’nın sınır şehri Tijuana’da barışçı bir protesto gösterisinde olay çıktı. Sınır devriyeleri kalabalığa göz yaşartıcı gazla müdahale etti.

Bir anne ve çocuğunun kaçmaya çalışırken çekilmiş fotoğrafı hafızalara kazındı.

Maria Meza, “Biber gazı yüzünden kızlarımla birlikte orada öleceğimizi düşündüm. Koştuk ama çamura düştük ve kalkmakta çok zorlandık,” dedi.

Bazı göçmenler uzayıp giden kuyrukta beklemek yerine evlerine döndü ya da Meksika’da kalmayı tercih etti.

Mario Hernández, “Birçok kişinin sığınma başvurusunun reddedildiğini duydum. Bu yüzden de burada daha fazla zaman harcamak istemedim.”

Diğerleri hala sınırda bekliyor. Sınırdaki askerlerin görev süresi Ocak ayını da içine alacak şekilde uzatıldı. Bu sırada Meksika sınırına duvar örülmesi konusundaki tartışmalar devam ediyor. Ve elbette bunun bir ulusal acil durum mu yoksa uydurulmuş bir kriz mi olduğu konusundaki anlaşmazlık da sürüyor.