Türkiye Radyo Televizyon Kurumu TRT, İstanbul’daki iki büyük yerleşkesinden geçtiğimiz hafta itibariyle taşınmaya başladı.
İstanbul Boğazı’na nazır Ulus yerleşkesi kentin en güzel alanlarından biri. Kurumun İstanbul’da kullandığı diğer yerleşkeyse Doğan Erginbaş, Ömer Güney ve İsmail Utkular’ın projesi olarak 1945’te inşasına başlanan ve 1949 açılan Harbiye’deki Radyoevi binası.
TRT Genel Müdürlüğü, taşınmaya gerekçe olarak her iki yerleşkedeki binaların depreme dayanıksız olmasını gösteriyor.
Ancak KESK’e bağlı Haber-Sen’de örgütlü olan TRT çalışanları tadilattan sonra binaların başka bir kuruma devredileceği endişesi taşıyor.
Berkit: ‘‘Binamız o kadar çok elimizden alınmaya çalışıldı ki iyi niyete inanmıyoruz”
Harbiye’deki binanın önünde düzenlenen eylemde konuşan TRT spikeri ve Haber-Sen 5 No’lu Şube Başkanı Özlem Berkit ‘‘İstanbul’daki binalarımız güçlendirme gerekçe gösterilerek boşaltılıyor. Binalar tehlikeliyse güçlendirilsin, bunun neyine karşı çıkıyorsunuz diyebilirsiniz. Tabii ki haklısınız. Eğer güçlendirme yapıldıktan sonra döneceksek hiçbir itirazımız olamaz. Ne yazık ki binamız o kadar çok elimizden alınmaya çalışıldı ki artık kurumun iyi niyetine inanmıyoruz. KESK Haber-Sen olarak, genel müdürlüğe bu konuyla ilgili sorduğumuz hiçbir soruya yanıt alamadık. Çürük raporlarını göremedik, nereden alındıklarını öğrenemedik. Radyo evimiz, radyo geçmişimiz, geleceğimiz, gidip döneceğiz’’ dedi.
Halktan da ‘‘asli görevi özerk kamu yayıncılığı yapmak’’ olan TRT’ye sahip çıkmasını isteyen Özlem Berkit ‘‘TRT’nin binaları hangi tarihte, hangi deprem testine tabi tutulmuştur? Raporlar hangi kurumlardan alınmıştır? Güçlendirme ve tadilat süreci nasıl yürütülecek? Ne zaman tamamlanacaktır? Tadilat süresince taşınılacak Ayazağa’daki Bein Connect’e ait bina, hangi koşullarla kiralanmıştır? TRT sanatçıları nerede prova yapacak? Tadilat süreci niçin iki binada aynı anda başlamıştır?’’ gibi soruların da cevap beklediğini söyledi.
Haber-Sen 5 No’lu Şube Başkanı, sorulara cevap için başvurdukları TRT Genel Müdürlüğü’nün randevu taleplerini geri çevirdiğini de açıkladı.
Mehmet Demir: ‘‘Bu arşiv TRT’nin değil, Türkiye’nin çok büyük bir hazinesi, bu arşiv nerede korunacak?’’
Muzaffer Sarısözen, Safiye Ayla, Zeki Müren, Nida Tüfekçi gibi sanatçıların emeklerinin ve çalışmalarının olduğu Radyoevi binasının nadide bir eser olduğunu vurgulayan TRT editörlerinden Mehmet Demir, bu kayıtların steril koşullarda muhafaza edilmesi gerektiğini ancak taşınma sırası ve sonrasında buna riayet edilip edilmeyeceğinin bir bilinmez olduğunu belirtti.
VOA Türkçe’nin soruları yanıtlayan Demir ‘‘Kazanda ne varsa kepçeye de o gelir diye bir laf var ya. Türkiye’nin bütününde gelenek ve hafızaya ne kadar özen gösteriyorsa iktidar, TRT’ye de en fazla o kadar gösteriyor. İçindeki arşivi bir görseniz. Ben arkadaşlarım geldiğinde gururla gezdiririm. Öyle taş plaklar var ki açmaya kıyamazsınız, sonra şerit bantlar. Devasa bir arşivdir. Bu arşiv, TRT’nin değil, Türkiye’nin çok büyük bir hazinesi. Peki bunun başına ne gelecek, bunlar nerede korunacak? Bu arşivin korunması için nem ve sıcaklığın korunması gerekir. Şimdi İletişim Başkanlığı’nın emrine verilecek diye söylentiler duyuyoruz. Burası dünyanın projesi, radyo olmak üzere oluşturulmuş çok az sayıda binadan biri. Bu açıdan bir dünya mirası da denebilir’’ dedi.
‘‘Burası depreme karşı dayanıklı değilse biz neden bu kadar süre çalıştık?’’
Ayazağa’da dere yatağında kiralanan binanın bu arşivi korumak için objektif koşullara sahip olmadığının altını çizen Demir, 30 yıldır büyük bir gururla çalıştığı kurumda artık ‘‘eski TRT’ci yeni TRT’ci’’ ayrımı yapıldığını da ifade ediyor.
‘‘Ben 1990’un 5 Ocak’ında bu binadan girdiğimde tüylerim diken diken olmuştu. Fakat son yıllarda bu binaya gelen yöneticilerde bu hassasiyetin küçücük parçası yok. Kendi belleklerinde bu binanın yeri olmadığı için, içinde yer almanın kıymetini kudretini bilemiyorlar ne yazık ki. Öyle ki ‘eski TRT’ci’ hatta’TRT’ci’ diye tanımlıyorlar yıllardır çalışanları. Bize şunu gösteriyor, TRT’nin geçmişi hiç de emin ellerde değil. TRT her dönem iktidarların ideolojik aygıtı olarak çalıştırıldı, şu veya bu ölçüde. Fakat hiçbir dönem, bu dönem kadar propagandanın bir makineye dönüştüğü bir kurum olmadı burası. Burası depreme karşı dayanıklı değilse biz neden bu kadar süre çalıştık? O belge nerede o rapor nerede? Bu çalışmanın ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini de bilmiyoruz.’’
Küçükkaya: ‘‘Değişik kurumların bu binayı istediğine dair söylenti var, bundan korkuyor binayı vermek istemiyoruz’’
TRT Haber Merkezi muhabirlerinden Yasemin Küçükkaya da binanın tadil edilmesine değil başka bir kuruma tahsis edilmesi ihtimaline tepki gösterdiklerini söylüyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Küçükkaya ‘‘Ben 45 yaşındayım. Ömrümün yarısı bu binada geçti. 22 yıl boyunca haber merkezinde çalıştım, haber için bu koridorlarda koşturdum. Gece vardiyalarında bayram, seyran demeden hep çalıştık. Şimdi binayı tahliye ediliyor. Bize sadece müdürler tarafından buranın boşaltılacağı bilgisi geldi. Neden olduğuna dair bizim de soru işaretlerimiz var. Deprem için güçlendirme yapılacak deniyor ama resmi bir bilgilendirme yok. Değişik kurum ve kuruluşların bu binayı istediğine dair söylentiler dolaşıyor. Bunlar doğru mu değil mi bilmiyorum ama korkuyoruz bu binayı vermek istemiyoruz’’ dedi.
TRT’nin Harbiye’de kullandığı Radyoevi binası 2000 yılında otel yapılmak 2012 yılında ise Birleşmiş Milletler’in kullanımına tahsis edilmek istenmiş sendikalar ve çalışanların çabalarıyla bu devir engellenmişti.