Evliya Çelebi Seyahatname’sinde, 1671 yılında hacca giderken gördüğü Tire’den “büyük ve canlı bir şehir” diye bahsediyor. Fakat bir zamanlar şehrin kalbinin attığı Tire çarşısı, bugünlerde aynı canlılığa sahip değil. Asırlarca keçeci, nalıncı, semerci, urgancı, hasırcı ustalarına ev sahipliği yapan çarşıda, dükkanların önemli bir kısmı kapalı, bir kısmı da son günlerini yaşıyor.
Bunun en büyük nedeni, el sanatlarının fabrikasyon üretime yenik düşmesi. Amerika’nın Sesi’ne konuşan Tire Ticaret Odası başkanı Mehmet Nadir Delikanlı, çarşının 800 yıllık bir tarihe sahip olduğunu söylüyor. “Dükkanların çoğu depo olarak kullanılıyor. El sanatlarının günümüzde artık geçerliliği kalmadı. Alıcısı da bulunmuyor. Hayvan taşımacılığı olmadığı için semercilik yapılamıyor. Keçe halıların yerini naylon halılar aldı. Nalınların yerine naylon terlikler çıktı” diyor.
Tarihi Tire Çarşısı’nın son ustaları
Çarşısının en eskilerinden olan 85 yaşındaki nalıncı ustası Cemil Tolga, baba mesleğini yaklaşık 70 yıldır yaptığını belirtiyor. “Ben bu mesleğe başladığımda Tire Çarşısı’nda sekiz nalıncı vardı. Çoğu öldü. Bir kısmı da alışveriş olmadığı için dükkanını kapadı. Benden sonra bu işi yapacak olan yok. Yeni neslin bu mesleğe ilgisi yok” ifadelerini kullanıyor.
Semerci ustası Kamil Bezcioğlu, 68 yıldır aynı dükkanda mesleğini sürdürüyor. “Gençken bir semeri 3-4 günde yapardım. Şimdi on gün sürüyor. Bir semerin işçiliği çoktur” diyen Bezcioğlu, yılda 8-10 semer satıldığını söylüyor. Talebin düşmesini hayvancılığın bitmesine ve otomobillerin her tarafta yaygınlaşmasına bağlayan semerci ustası, mevcut talebin de dağ yamaçlarındaki köylerden geldiğini belirtiyor. “Eskiden hanlar merkepler ve atlarla dolardı” diyen Bezcioğlu, gençlerin gelecek görmedikleri bu meslekle ilgilenmediklerini kaydediyor.
“Geleneksel ustalık, modern tasarımla birleşmeli”
Ama üç nesildir keçecilikle uğraşan bir ailenin ferdi olan Arif Cön’e göre, el sanatları yok olmak zorunda değil. Cön, “Hala kepenek isteyen, keçe halı isteyenler var. Ama geçimimizi ipekle, pamuklu kumaşla birleştirdiğimiz şal, masa örtüsü, yelek, ceket, anahtarlık, cüzdan gibi ‘modern keçe’ diyebileceğimiz ürünlerden karşılıyoruz” diye konuşuyor. Üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla yakın ilişkide olan Cön, yeniliklere açık olmanın önemini vurguluyor. Geleneksel ustalıkla modern tasarımın birleşmesiyle sadece keçeciliğin değil, bitmek üzere olan diğer mesleklerin de kurtulabileceğini savunuyor.