Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan, Merkez Bankası’nın faaliyete başlamasının 92’nci yılında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı sunumda, Merkez Bankası’nın temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olduğunu belirterek, "Bu çerçevede, fiyat istikrarı temel amacımız doğrultusunda tüm araçlarımızı kararlılıkla kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz" dedi.
Haziran ayında güçlü ve kararlı bir parasal sıkılaştırma süreci başlattıklarını dile getiren Erkan, "Parasal sıkılaştırmayı makro ihtiyati çerçevedeki sadeleştirme ile birlikte yürüterek, hem parasal aktarım mekanizmasının güçlenmesini hem de attığımız adımların makro finansal istikrarı pekiştirmesini hedefliyoruz" diye konuştu.
Bu sürecin etkilerini belirgin şekilde 2024'te görmeye başlayacaklarını söyleyen Erkan, "Bu nedenle 2024 yılını dezenflasyon dönemi olarak tanımlıyoruz. 2024'te aylık bazda daha ılımlı rakamlar kaydedecek olsak da yıllık enflasyonda düşüşü baz etkileriyle birlikte Mayıs ayından sonra görmeye başlayacağız. Böylece, önümüzdeki yıl başlayacak dezenflasyonun sürekliliğini sağlayarak 2025'te istikrar dönemine gireceğiz. Bu dönemde enflasyondaki gerileme hızlanırken öngörülebilirlik artacak ve 2026'da enflasyonu tek haneye yeniden indirmiş olacağız. Fiyat istikrarını tesis etmekte kararlıyız. Toplumsal refaha azami katkıyı sağlayabilmek için bütün ekibimizle gece-gündüz, özverili bir şekilde çalışıyoruz" diye konuştu.
Erkan, "Bu bir süreç, bunun çabuk ve kolaycı bir çözümü yok. Bununla birlikte, toplumun geniş kesimlerinin desteği ve patikamızı benimsemesi bu süreci hızlandırır" diye ekledi.
"İyileşme sağlanıncaya kadar parasal sıkılaştırmayı sürdürmekte kararlıyız"
Merkez Bankası Başkanı, "Bu süreçte 2024 yılında dezenflasyonun sürdürülebilir şekilde başlamasını sağlayacak zemini dikkatle oluşturuyoruz. Dezenflasyon süreci dönemine girildiğinde, göreli fiyatlarda geçici düzeltmeler yerini kur istikrarı, iyileşen cari denge, mali disiplin, sermaye akımlarında kalıcı güçlenme ve artan rezervlere bırakacak" ifadelerini kullandı.
İlgili Haberler Türkiye’deki tüketici enflasyonu bu yılın en yüksek seviyesinde
Enflasyonun yüksek ve oynak olduğu durumlarda, belli eşik değerlere gerileyene kadar, büyümeden ödün vermeden de dezenflasyonun sağlanabileceğini ifade eden Erkan, "Büyüme-enflasyon ödünleşimi ise ancak enflasyondaki aşırılık devredışı bırakıldıktan sonra gelinen eşik değerlerde devreye girecektir. Bu noktada amaç, kararlı bir şekilde dezenflasyon sürecini devam ettirmek ve sürdürülebilir büyüme için gerekli olan büyüme kompozisyonundan vazgeçmemek olmalıdır. Bu kapsamda, para politikamız ve makro ihtiyati çerçeveye ilişkin stratejimiz, dezenflasyonun ve sürdürülebilir büyümenin en kısa sürede tesis edilmesine odaklanmaktadır" ifadelerini kullandı.
Erkan, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlayıncaya kadar parasal sıkılaştırmayı sürdürmekte kararlı olduklarını vurgulayarak, faiz kararlarını, miktarsal sıkılaştırmayı, seçici kredi sıkılaştırmasını ve makroihtiyati çerçevede sadeleşmeyle daha verimli ve etkili hale getirdiklerini dile getirdi.
Türkiye'de enflasyonun, Eylül ayı itibarıyla yüzde 61,53'e çıkarak Haziran ayına göre 23,3 puan arttığını belirten Erkan, bu artışta birçok unsur ve bunların etkileşimlerinin rol oynadığını savundu.
Erkan, "Ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi ayarlamaları son üç ayda öne çıkarken, bunların enflasyona önemli ölçüde yansıdığını değerlendiriyoruz. Diğer taraftan, yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam etmektedir. Petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır" diye konuştu.
İç talebin güçlü seyretmeye devam ettiğini dile getiren Erkan, perakende satış hacim endeksi ve kartla yapılan harcamaların, tüketimdeki ivmenin sürdüğüne işaret ettiğini aktardı.
Akaryakıt fiyatlarındaki artışların enflasyon üzerindeki dolaylı etkilerinin, doğrudan etkisinden daha yüksek olduğuna dikkat çeken Erkan, son dönemde vergi ayarlamalarının da enflasyondaki artış üzerinde kısa vadede etkisi olduğuna da işaret etti.
Erkan, enflasyon tekrar tek haneye ve orta vadeli hedeflere gerileyene kadar tüm araçları, kararlılıkla kullanmaya devam edeceklerini söyledi.
128 milyar dolar tartışması
Sunumun ardından milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Erkan bir soru üzerine, 128 milyar dolar tartışmasının kendisinden önceki döneme ait olduğunu söyleyerek, "O dönemde TCMB ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında yapılan bir protokol var. Yapılan işlemin mevzuatsal dayanağı var. Beni üzen noktayı paylaşmak isterim: Maalesef sanki, TCMB döviz rezervleri gizli saklı şekilde belirli kurum veya kişilere aktarılmış gibi bir anlayış, geçmişe bakıp incelediğimde var. Türkiye, ciddi bir bürokratik geçmişi, geleneği olan, kurumları olan bir ülke. Türkiye'nin bir evladı olarak, böyle bir ülkede, iletişim ve bilgi teknolojilerinin bu kadar geliştiği bir çağda, Merkez Bankası gibi dünyaya açık bir kurumda 'rezervler ne oldu' şeklinde bir tartışmayı, kuruma da Türkiye'ye de yakıştıramam" değerlendirmesinde bulundu.
Merkez Bankası yeni banknot basacak mı?
Erkan Merkez Bankası’nın yeni banknot basma hazırlığı olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine de, "Şu an gündemimizde ne sıfır atma ne de 500'lük banknot var. Üst değerli banknota ihtiyaç duyulup duyulmadığı, hem makro ekonomik ve finansal analizler hem de teknik olarak yapılan değerlendirmenin sonucuna göre belirlenmektedir. E9 Emisyon Grubu banknotların kupür değerlerine ilişkin olarak 2009-2021 dönemindeki gerçekleşmeler, öngörülerle paralel olmuş, bugünkü kupür dağılımının doğruluğunu ortaya koymuştur. Şu an itibarıyla gündemimizde bu yoktur" dedi.
Merkez Bankası’nın faiz kararları
Milletvekilleri Erkan’a, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz kararlarına ilişkin duruşunu da sordu.
Karar alınırken, öncelikle mevcut ekonomik durumun tüm parametreleriyle incelendiğini söyleyen Erkan, "Fiyat hareketlerindeki eğilimler, nedenleriyle birlikte analiz edilmekte, finansal piyasalar ve bankacılık sisteminin stres testlerini de yaptık. Kademeli gitmemizin sebebi de odur. Bankacılık sistemi gerekçeleri dikkate alınmakta, hükümetin makro-mali perspektifi ve maliyet politikası uygulamaları göz önünde bulundurulmakta. 'Faiz oranı 100 baz puan, 500 baz puan arttırıldı' diye kamuoyuna açıklanan rakamın gerisinde günler ve belki aylar süren alanında en iyi uzman teknik arkadaşların çalışmaları var. Kendisiyle yakın çalışan ve benim de tanıdığım herkes bilir ki Sayın Cumhurbaşkanımız, bilime olağanüstü değer ve önem veren bir liderdir. Bu kadar ciddi ve teknik bir meselede detaylı çalışılıyor. Sayın Cumhurbaşkanı beni TCMB başkanı olarak atadığında, 'TCMB'nin kanununa uygun şekilde fiyat istikrarını sağlayın, hayat pahalılığını bu milletin gündeminden çıkarın' şeklinde talimat vermişti. Bu talimatı bir kere aldık ve onun doğrultusunda yolumuza devam etmekteyiz. Arkadaşlarımın çalışmaları büyük titizlikle, teknik çalışmayla ilerliyor. Buna gölge düşürmek istemeyiz" şeklinde konuştu.
KKM bakiyesi geriledi
2022 yılında Kur Korumalı Mevduat çerçevesinde Merkez Bankası'nın 70 milyar TL, Hazine'nin ise 90 milyar TL ödeme yaptığını anlatan Erkan, 2023 yılının ilk yarısında Merkez Bankası'nın 90 milyar TL KKM desteği ödediği, Hazine'nin ise 90 milyar TL ödediği bilgisini paylaştı.
Düzenlemeler neticesinde 22 Eylül itibarıyla son dört haftada KKM bakiyesi 64 milyar lira gerilerken, Türk Lirası mevduatların 465 milyar lira arttığını ve yabancı para mevduatlarının da 3,2 milyar dolara gerilediğini söyleyen Erkan, Merkez Bankası rezervlerinin son 4 ayda 27 milyar dolar artarak 125,5 milyar dolara yükseldiğini kaydetti.