Tayvan ve Bulgaristan, bu hafta Lübnan'da patlayan binlerce çağrı cihazının tedarik zincirinde yer aldıkları iddialarını reddetti.
Lübnan’da bu hafta Hizbullah’ı hedef alan çağrı cihazı ve telsiz saldırılarında 37 kişi ölmüş, yaklaşık 3 bin kişi de yaralanmıştı.
Çağrı cihazlarının nasıl ve ne zaman patlayıcı haline getirildiği ve uzaktan patlatıldığı gizemini korurken, cevap arayışına Tayvan, Bulgaristan, Norveç ve Romanya da dahil oldu.
Tayvan merkezli Gold Apollo bu hafta yaptığı açıklamada saldırıda kullanılan cihazları üretmediğini ve çağrı cihazlarının izinin sürüldüğü Macaristan merkezli BAC şirketinin markasını kullanma lisansına sahip olduğunu söyledi.
Tayvan Ekonomi Bakanı Kuo Jyh-huei bugün gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bileşenlerde esas olarak düşük kaliteli IC (entegre devreler) ve bataryalar var” dedi.
Patlayan çağrı cihazlarındaki parçaların Tayvan'da üretilip üretilmediği sorulduğunda ise Tayvanlı Bakan, “Kesin olarak Tayvan'da üretilmediğini söyleyebilirim” dedi ve olayın adli makamlar tarafından soruşturulduğunu sözlerine ekledi.
Tayvan Dışişleri Bakanı Lin Chia-lung da parlamentoda gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail Büyükelçisi ile görüşüp görüşmediği sorusuna “hayır” yanıtını verdi ve “Yurtdışındaki misyonlarımızdan güvenlik farkındalıklarını arttırmalarını istiyoruz ve diğer ülkelerle ilgili bilgi alışverişinde bulunacağız” dedi.
Bulgaristan da dün yerel medyanın Sofya merkezli Norta Global Ltd'nin çağrı cihazlarının satışıyla ilgili olduğunu bildirmesinin ardından soruşturmaların odak noktası haline geldi.
Ancak Bulgaristan'ın devlet güvenlik ajansı DANS bugün yaptığı açıklamada, Lübnan saldırısında kullanılan çağrı cihazlarının Bulgaristan'a ithal edilmediğini, Bulgaristan'dan ihraç edilmediğini ya da Bulgaristan'da üretilmediğini “tartışmasız bir şekilde tespit ettiklerini” bildirdi.
İlgili Haberler Çağrı cihazlarını hâlâ kim kullanıyor?
Tayvan’daki soruşturma
Tayvanlı yetkililer, geniş küresel teknoloji tedarik zincirleri ile Lübnan'daki saldırılarda kullanılan cihazlar arasındaki olası bağlantıları araştırırken, Gold Apollo'nun başkanı ve kurucusu Hsu Ching-kuang, dün gece geç saatlere kadar savcılar tarafından sorgulandı ve ardından serbest bırakıldı. Hsu bu hafta yaptığı açıklamada, Teresa adlı kişinin BAC ile yapılan anlaşma için irtibat kurduğu kişilerden biri olduğunu söyledi.
Savcılıkta bulunan bir diğer kişi de Apollo System adlı şirketin tek çalışanı olan Teresa Wu'ydu.
Gold Apollo'nun resmi Facebook sayfasında yayınlanan fotoğraflarda Teresa Wu, 2016 yılında Singapur'daki bir ticaret fuarında Gold Apollo kordonu takarken görülüyor. Reuters görüş almak için Wu'ya ulaşamadı.
Taipei'deki Shilin Bölge Savcılığı sözcüsü Reuters'e yaptığı açıklamada, soruşturmanın bir parçası olarak iki kişiyi tanık olarak sorguladıklarını ve firmalarının Tayvan'daki dört ofisinde arama izni aldıklarını söyledi.
Sözcü, “Ülkenin ve halkının güvenliğini sağlamak için mümkün olan en kısa sürede bu Tayvanlı şirketlerin olası bir dahiliyeti olup olmadığını belirlemeye çalışacağız” dedi.
İran'a bağlı Hizbullah, patlamaların sorumluluğunu üstlenmeyen İsrail'e karşı misilleme yapma sözü verdi. İki taraf geçen Ekim ayında Gazze'de patlak veren çatışmalardan bu yana sınır ötesi savaş halinde.