Polisin göstericilere müdahalesi sırasında BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’le, gazeteci Ahmet Şık yaralandı. Çok sayıda kişi de tutuklandı.
İSTANBUL —
“Yaşamak direnmektir, ne kadar gaz bombası şiddetine maruz kalsam da vazgeçmeyeceğim” diyor İstanbul Üniversitesi öğrencisi Anıl. Soyadını da söylüyor ama “yazma başıma bir iş gelmesin” diye rica ediyor. Taksim Gezi Parkı’nda bekleyen eylemcilere Cuma sabahı yapılan polis müdahalesinde bayağı hırpalanmış görünüyor. Yanındaki kız arkadaşının sürekli gözleri sulanıyor. Çünkü üzerlerine sıkılan biber gazı bir şekilde gözlerine bulaşınca görme organları reaksiyon veriyor.
“Aslında sabaha karşı 4’te Taksim Meydanı tarafından gelecekleri söylenmişti. Ama arka taraftan geldiler. Başta direnmeye çalıştık ama Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı’nın (TOMA) da kullanıldığı iki taraflı gaz müdahalesi sonucu kendimizi Taşkışla yönüne zor attık” diyor sabahki polis müdahalesini anlatan 19 yaşındaki bir üniversite öğrencisi Anıl.
CHP’li Cihaner: Hükümet korkuyor
Gece boyunca eylemcileri yalnız bırakmayan CHP Denizli milletvekili İlhan Cihaner’i kendisi gibi hukukçu İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan’ın yanında artık Taksim Meydanı’nı ele geçirmiş polislere karşıdan bakarken buluyorum. Cihaner çok yorgun görünüyor ve hükümeti sert sözlerle eleştiriyor, “artık çok açık ki korkuyorlar. Yoksa bu kadar büyük bir şiddet kullanmazlardı. Buna orantısız güç kullanımı değil orantısız faşizm denir.”
Bu sırada Taksim Gezi Parkı’nın önündeki caddede toplanmış göstericiler ellerinde ‘kornaya bas’ yazılı dövizlerle sürücüleri eyleme davet ediyor. Bitmeyen korna sesleri eyleme onların da destek verdiğinin kanıtı. ‘Taksim’de kışla değil park istiyoruz’ yazılı bir başka döviz ise eylemcilerin taleplerini ortaya koyuyor. İşyerinden izin alarak eyleme gelen tornacı Cem Özsağlam da bu görüşle Taksim’e gelmiş. “Burada yapılan yalnızca bir ağacı ya da bir bahçeyi korumak değil, amaç İstanbul’un korunması. İstanbul inşaat alanına döndü. İnsanlar, bitkiler, hayvanlar göz önünde tutulmuyor. Milli çıkar denerek büyük bir yağma yapılıyor. Buna karşı çıkmak için buradayım” diyor.
Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Şık yaralandı
Tam cümlesine nokta koyuyor ki gaz maskeli çevik kuvvet grubu yanında TOMA olduğu halde eylemcilere doğru yürümeye başladı. Bu sırada CHP’li milletvekilleri ,başta Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin olmak üzere yeniden Gezi Parkı’na girmek için polis bariyerlerine yürüdü. İşte bu anda polis müdahalesinde atılan gaz bombalarından biriyle gazeteci Ahmet Şık başından yaralandı. Bir başka gaz bombası BDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in omzuna isabet etti. Önder’in omzunun kırıldığı bilgisi geliyor.
Caddedeki eylemciler gaz nedeniyle Harbiye’ye doğru kaçışırken Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkılan Henri Proust Köprüsü’nün yanındaki grup ise Çocuk Parkı’na doğru geri çekiliyor. Gaz etkisini parkta da hissettiriyor. On dakika kadar bekleyen grup yeniden geri döndüğünde polis bu kez daha sert bir biber gazı kullanımıyla grubu Harbiye’ye püskürtüyor.
Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırılan Ahmet Şık’a ilk müdahale Acil Servis’te yapılıyor. Kafasına dikiş atılan Şık’ın beyin tomografisinde herhangi bir lezyona rastlanmıyor. Ancak doktorlar Şık’ı Nöroşirürji Servisi’ne kaldırarak müşahade altına alıyorlar. Oldukça bitkin görünen gazeteci, Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü’ne, “bana ‘şikayetçi olacak mısınız’ diye soruldu. Ben de bu işi yapanlardan şikayetçi olacağım yanıtını verdim” dedi.
RSF: Polis basın özgürlüğüne saygı göstermiyor
Olayın ardından hastaneye gelenler arasında Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da vardı. Önder, Gezi Parkı’nda yaşanların demokratik bir ülkeye yakışmadığını söyledi: “Basın özgürlüğü anlamında polis burada çok negatif bir rol oynuyor. Gazetecilerin demokratik ülkeler seviyesinde çalışabilmesinin sağlanması lazım. Sınır Tanımayan Gazeteciler temsilcisi olarak gittiğim Gezi Parkı’nda gazetecilere bile saygı duyulmadığını gördüm. Bir yığın gazeteci veya foto muhabiri otellerde sıkıştı kaldı. Ahmet Şık olayında gördüğümüz şey polisin on metreden hedef gözeterek gaz bombası attığı kanaati var. Biz bu işin takipçisi olacağız. Bu iddialar doğruysa hedef gözeterek bomba atan memurun mutlaka bulunması gerek.”
Sabah saatlerinde Gezi Parkı’na gelen gazeteci Serdar Akinan ise medyanın Gezi Parkı olayında sınıfta kaldığını söylüyor. Akinan, “ merkez medya bu olayları elden geldiğince gizlemeye çalışıyor. Basın özgürlüğünün var olduğunun iddia edildiği bir ülkede bu kabul edilemez” diyor.
Taksim Platformu’ndan yeni eylem çağrısı
Taksim ve çevresinde bir dağılıp bir toplanan küçük gruplara polis müdahalesi gün boyu devam ederken Taksim Platformu, İstanbullular’ı saat 19:00’da Taksim Meydanı’nda toplanmaya çağırdı. Bu çağrıya ilk yanıt Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftar gruplarından geldi. Kentin üç büyük kulübünün taraftar grupları, yandaşlarına Gezi Parkı’ndaki gösterilere destek vermeleri çağrısında bulundu.
“Aslında sabaha karşı 4’te Taksim Meydanı tarafından gelecekleri söylenmişti. Ama arka taraftan geldiler. Başta direnmeye çalıştık ama Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı’nın (TOMA) da kullanıldığı iki taraflı gaz müdahalesi sonucu kendimizi Taşkışla yönüne zor attık” diyor sabahki polis müdahalesini anlatan 19 yaşındaki bir üniversite öğrencisi Anıl.
CHP’li Cihaner: Hükümet korkuyor
Gece boyunca eylemcileri yalnız bırakmayan CHP Denizli milletvekili İlhan Cihaner’i kendisi gibi hukukçu İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan’ın yanında artık Taksim Meydanı’nı ele geçirmiş polislere karşıdan bakarken buluyorum. Cihaner çok yorgun görünüyor ve hükümeti sert sözlerle eleştiriyor, “artık çok açık ki korkuyorlar. Yoksa bu kadar büyük bir şiddet kullanmazlardı. Buna orantısız güç kullanımı değil orantısız faşizm denir.”
Bu sırada Taksim Gezi Parkı’nın önündeki caddede toplanmış göstericiler ellerinde ‘kornaya bas’ yazılı dövizlerle sürücüleri eyleme davet ediyor. Bitmeyen korna sesleri eyleme onların da destek verdiğinin kanıtı. ‘Taksim’de kışla değil park istiyoruz’ yazılı bir başka döviz ise eylemcilerin taleplerini ortaya koyuyor. İşyerinden izin alarak eyleme gelen tornacı Cem Özsağlam da bu görüşle Taksim’e gelmiş. “Burada yapılan yalnızca bir ağacı ya da bir bahçeyi korumak değil, amaç İstanbul’un korunması. İstanbul inşaat alanına döndü. İnsanlar, bitkiler, hayvanlar göz önünde tutulmuyor. Milli çıkar denerek büyük bir yağma yapılıyor. Buna karşı çıkmak için buradayım” diyor.
Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Şık yaralandı
Tam cümlesine nokta koyuyor ki gaz maskeli çevik kuvvet grubu yanında TOMA olduğu halde eylemcilere doğru yürümeye başladı. Bu sırada CHP’li milletvekilleri ,başta Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Gürsel Tekin olmak üzere yeniden Gezi Parkı’na girmek için polis bariyerlerine yürüdü. İşte bu anda polis müdahalesinde atılan gaz bombalarından biriyle gazeteci Ahmet Şık başından yaralandı. Bir başka gaz bombası BDP İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in omzuna isabet etti. Önder’in omzunun kırıldığı bilgisi geliyor.
Caddedeki eylemciler gaz nedeniyle Harbiye’ye doğru kaçışırken Taksim Yayalaştırma Projesi kapsamında yıkılan Henri Proust Köprüsü’nün yanındaki grup ise Çocuk Parkı’na doğru geri çekiliyor. Gaz etkisini parkta da hissettiriyor. On dakika kadar bekleyen grup yeniden geri döndüğünde polis bu kez daha sert bir biber gazı kullanımıyla grubu Harbiye’ye püskürtüyor.
Taksim İlkyardım Hastanesi’ne kaldırılan Ahmet Şık’a ilk müdahale Acil Servis’te yapılıyor. Kafasına dikiş atılan Şık’ın beyin tomografisinde herhangi bir lezyona rastlanmıyor. Ancak doktorlar Şık’ı Nöroşirürji Servisi’ne kaldırarak müşahade altına alıyorlar. Oldukça bitkin görünen gazeteci, Amerika’nın Sesi Türkçe Bölümü’ne, “bana ‘şikayetçi olacak mısınız’ diye soruldu. Ben de bu işi yapanlardan şikayetçi olacağım yanıtını verdim” dedi.
RSF: Polis basın özgürlüğüne saygı göstermiyor
Olayın ardından hastaneye gelenler arasında Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da vardı. Önder, Gezi Parkı’nda yaşanların demokratik bir ülkeye yakışmadığını söyledi: “Basın özgürlüğü anlamında polis burada çok negatif bir rol oynuyor. Gazetecilerin demokratik ülkeler seviyesinde çalışabilmesinin sağlanması lazım. Sınır Tanımayan Gazeteciler temsilcisi olarak gittiğim Gezi Parkı’nda gazetecilere bile saygı duyulmadığını gördüm. Bir yığın gazeteci veya foto muhabiri otellerde sıkıştı kaldı. Ahmet Şık olayında gördüğümüz şey polisin on metreden hedef gözeterek gaz bombası attığı kanaati var. Biz bu işin takipçisi olacağız. Bu iddialar doğruysa hedef gözeterek bomba atan memurun mutlaka bulunması gerek.”
Sabah saatlerinde Gezi Parkı’na gelen gazeteci Serdar Akinan ise medyanın Gezi Parkı olayında sınıfta kaldığını söylüyor. Akinan, “ merkez medya bu olayları elden geldiğince gizlemeye çalışıyor. Basın özgürlüğünün var olduğunun iddia edildiği bir ülkede bu kabul edilemez” diyor.
Taksim Platformu’ndan yeni eylem çağrısı
Taksim ve çevresinde bir dağılıp bir toplanan küçük gruplara polis müdahalesi gün boyu devam ederken Taksim Platformu, İstanbullular’ı saat 19:00’da Taksim Meydanı’nda toplanmaya çağırdı. Bu çağrıya ilk yanıt Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftar gruplarından geldi. Kentin üç büyük kulübünün taraftar grupları, yandaşlarına Gezi Parkı’ndaki gösterilere destek vermeleri çağrısında bulundu.