Türkiye ile Amerika arasında devam eden Rahip Andrew Brunson krizinde bu kez de “takas iddiaları” gündeme geldi.
Washington Post gazetesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu’yu arayarak 11 Haziran’da İsrail’in Tel Aviv kentinde tutuklanan Ebru Özkan adlı Türk vatandaşının serbest bırakılmasını istediğini iddia etti.
Amerikan gazetesinin iddiasına göre, ABD Başkanı, İzmir’de tutuklu bulunan ve önceki gün tutukluluğu ev hapsine çevrilen Rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakılması karşılığında Hamas’la ilişkide olduğu savıyla tutuklanan Ebru Özkan’ın salıverilmesi için İsrail başbakanı nezdinde devreye girdi.
İsrail’de yayın yapan Haaretz gazetesi de iddiayı bir İsrailli yetkiliyle doğrulattığını yazdı.
Dışişleri Sözcüsü Aksoy: “Takas iddiaları asılsız ve gerçek dışıdır”
Ancak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy yazılı bir açıklama yayınlayarak Amerikan ve İsrail basınında yer alan Rahip Brunson’ın Ebru Özkan’la takas karşılığında ev hapsine alındığı iddialarını yalanladı.
Dışişleri sözcüsü, “Rahip Brunson’ın serbest bırakılması karşılığında Ebru Özkan’ın İsrail’deki tutukluluk haline son verildiğine ilişkin iddialar kesinlikle asılsız ve gerçek dışıdır. Bilindiği gibi, Ebru Özkan hakkında 9 Temmuz'da İsrail’deki duruşmada şartlı tahliye kararı verilmiştir. Adı geçen, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış ve ülkemize dönmüştür” dedi.
Yıldırım: “ABD’nin tehdit dili bize sökmez”
Eski başbakan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali Yıldırım ise Rahip Brunson’ın serbest bırakılmamasının ardından ABD Başkanı Trump ve ABD Başkan Yardımcısı Pence’den “Türkiye’ye ağır yaptırımlar uygulanacak” şeklindeki açıklamalara tepki gösterdi.
İzmir’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, “ABD'nin tehdit dilinden vazgeçmesi lazım, bu dil bize sökmez. Tehdit etmeden önce Türkiye'de bir darbe girişimi olduğunu ve bunu yapan FETÖ'nün elebaşının ABD'de elini kolunu sallayarak muhafaza edildiğini unutmamalı. ABD bir hukuk devleti ise Türkiye de bir hukuk devletidir. ABD buna saygı göstermek durumundadır. Tavsiyemiz artık bu ucuz tehdit lisanını ABD'nin bırakması ve Türk halkının güvenini nasıl kazanacağının yoluna bakmasıdır” dedi.