İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde bulunan Mülteci Eğitim Merkezi, yüzlerce Suriyeli sığınmacıya ve Türk vatandaşına birlikte eğitim imkanı sunarak iki farklı kültürden kişilerin birbirleriyle yakınlaşmalarını kolaylaştırmayı hedefliyor.
2017 yılında faaliyete geçen merkez, 6-18 yaş arası öğrencilere Türkçe ve Arapça okuma-yazma kursu, matematik, sanat ve spor gibi etkimliklere katılma imkanı sunuyor.
Merkezin eğitim sorumlusu Burcu Özlem Dağ, Türk ve Suriyeli öğrencilerin merkezde birlikte ders görmelerinin birbirlerine alışmaları ve okullara adaptasyonları anlamında çok etkili olduğunun önemine dikkat çekiyor:
“Türk ve Suriyeli öğrencilerimiz burada Türkçe, Arapça, matematik, dram, sanat, spor gibi faaliyetlere katılıyorlar. 150 öğrenci hafta içi, 150 öğrenci hafta sonu olmak üzere toplam 300 öğrencimiz kurumumuzda eğitim alıyor. Türk ve Suriyeli öğrencileri bir araya getirdiğimiz sosyal faaliyetlerimiz var. Bu faaliyetlerin onları kaynaştırdığını, farklı kültürlere olan adaptasyonlarını kolaylaştırdığını ve birlikte yaşama kültürü kazandıklarını düşünüyoruz.”
Psikolojik danışmanlık hizmeti sunduklarını da anlatan Dağ, “Türk okullarına giden Suriyeli öğrencilerin devamsızlık süreçlerini takip ediyoruz ve okullarına devam yönünde onlara destek sunuyoruz” dedi.
“Sanatla meşgul olan çocuklar kendilerini daha iyi hissediyor”
Suriye’nin başkenti Şam'dan 5 yıl önce Türkiye’ye geldiğini anlatan resim öğretmeni Muhammad Kalluf, Mülteci Eğitim Merkezi’nde yedi aydır çalışıyor. Çocuklara, resim, müzik, kilden heykel yapmak gibi aktiviteler yaptırdığını söyleyen Muhammad, “Çocukların sanata ihtiyacı var. Çocuklar, savaş gibi kötü şeyler yaşadığı için içilerindeki kötü enerjiyi sanatla atabiliyor. Resim yaparken, müzik yaparken çocuklar kendilerini daha iyi hissediyor” diye konuştu.
Merkezde okul öncesi öğretmeni olarak çalışan ve aynı zamanda bölümün sorumluluğunu yürüten Medine Pulat, anaokuluna 2013 ve 2014 yıllarında doğan çocukları kabul ettiklerini belirterek uyguladıkları eğitim sistemi şöyle açıklıyor:
“Burada istasyon sistemi uyguluyoruz. Bu sistemde çocukların bir sınıfta eğitim almasının önüne geçerek farklı özelliği olan sınıflarda eğitim almalarını sağlıyoruz. Mesela müzik ve drama istasyonunda müzik ve drama çalışmaları yapılıyor. Okul öncesi sınıfında, harfler rakamlar, şekiller ve çeşitli kavramlar öğretiliyor. Fen sınıfında, deneyler ve gözlemler gibi çeşitli faaliyetler yapılıyor.”
Anaokuluna gelen Suriyeli çocukların birçoğunun Türkiye’de doğmalarına rağmen Türkçe'yi anlama ve konuşmada zayıf olduğuna dikkat çeken Pulat, “Türk ve Suriyeli çocukların bir arada eğitim alarak iletişim kurmalarını ve sosyalleşmelerini sağlıyoruz. Bu sayede Türkçe’yi daha kolay kavrayarak okula daha uyumlu olacaklarını düşünüyoruz” dedi.