Suriye savaşının 10’uncu yılı geride kalırken sınıra en yakın olması nedeniyle yaklaşık 700 bin Suriyeli’nin sığındığı Gaziantep bir sanayi kenti olmasına rağmen binlerce Suriyeli sosyal güvenlik hakları olmadan, kayıt dışı çalıştırılıyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Suriyeli Yusuf Hamid geçim şartlarının ağır olmasından dolayı, her türlü kötü koşulda çalışmak zorunda olduklarını vurgularken, DİSK Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen ise Gaziantep’i “Yüzbinlerce Suriyeli mültecinin son derece kötü ve insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi verdiği bir kent” olarak tanımladı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Her şeye rağmen çalışmak zorundayız”
Yusuf Hamid evli ve dört çocuk babası, yaklaşık 10 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Türkiye’ye ilk geldiklerinde çalışmalarının yasak olduğuna dikkat çeken Yusuf Hamid, “İlk zamanlar geçimimizi sağlamak için briket, saman, inşaat gibi birçok iş kolunda çalıştım. Çalışma hayatında Suriyeliler ve Türkler arasında farklar var. Mesela Türkler 8 saat çalışırken, Suriyeliler en az 12 saat çalışıyorlar. Türkler 8 saatlik çalışma sonrası 3 bin küsur lira maaş alırken Suriyeliler 12 saatlik işe rağmen maaşları 2 bin 500 liraya ulaşmıyor. Çalıştığımız yerlerde işveren bize sigorta yapmıyor, kaçak çalıştırıyor. Kira, elektrik, su ve diğer masrafları ödemek için biz de çalışmak zorundayız. Türkler bize ‘Siz ucuz çalışıyorsunuz’ diyorlar ama burası sonuç olarak bizim memleketimiz değil ve benim dört tane çocuğum var bakmam gereken. Yani aza çoğa bakmadan çalışmak zorundayız. Bu durum da işverenin işine geliyor tabi. Bir Türk çalıştıracağına ‘aynı ücrete iki tane Suriyeli çalıştırırım’ diye düşünüyor. Türk fazla mesai yapmak istemediği zaman evine gidebiliyor, ama Suriyeli’ye öyle bir tercih sunulmuyor. ‘Ya mesaiye kalırsın, ya da kendine yeni bir iş bul’ deniliyor. Devlet bu tür işçi haklarını gasp eden işyerlerini denetlemeye çıkıyor zaman zaman. Ama bir işyerine girdiği zaman diğer bütün yerlerin haberi oluyor ve hepsi kepenkleri kapatıyor” diye konuştu.
“Mülteciler insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi veriyor”
Mültecilerin Gaziantep’te genelde en ağır iş kollarında çalıştıklarını belirten DİSK Tekstil Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen “Başta inşaat ve hizmet sektörü olmak üzere, merdiven altı denilen atölyelerde, hazır giyim ve plastik atölyelerinde çalışan Suriyeli mültecilerin tamamına yakını sigortasız ve kaçak bir şekilde asgari ücretin de altında çalıştırılıyor. Türkiye’nin çalışma yaşamını düzenleyen yasaların sağladığı yasal hakların neredeyse hiçbirini kullanamadan çalıştırılıyorlar. Bütün bunlara rağmen ücretlerini düzenli bir şekilde alamıyor, çalıştıkları yerlerde ayrımcılığa uğruyorlar, hatta bazen şiddete varan kötü muamelelerle karşılaşıyorlar. Bütün bunları düşününce aslında Antep yüzbinlerce Suriyeli mültecinin son derece kötü ve insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi verdiği bir kent” ifadelerini kullandı.
“Mültecilerin en büyük problemi dil”
Hak gaspına uğrayan mültecilerin hem dil problemi yüzünden kendilerini ifade edemediklerini hem de işlerini kaybetme korkusu yaşadıkları için ses çıkaramadıklarını vurgulayan Gaziantep Barosu Göç ve İltica Komisyonu Başkanı Avukat Cumali Şimşek şu ifadeleri kullandı:
“Mülteciler, Gaziantep’te daha çok insan gücü gerektiren alanlarda çalışıyorlar. Tabi bu alanlarda sosyal güvenlikleri olmaksızın çalıştırılıyorlar. Bunun yanı sıra ülkede belirlenmiş asgari ücretin altında çalıştırılıyorlar. Mülteciler aynı zamanda ne şekilde devletin yetkili makamların ulaşacaklarını da bilmiyorlar. Gaziantep’te yaşayan yabancı vatandaşların kendi aralarında iletişimlerinin kuvvetli olduğunu düşünüyorum. Mültecilerin başlarına bir problem geldiğinde kendilerine hukuki danışmanlık sağlayan birçok sivil toplum kuruluşunun yanı sıra Gaziantep Barosu’nun adli yardım birimi var. Kentimizde yaşayan yabancılar kendi aralarındaki iletişim ağı üzerinden bu bahsettiğim yerlere giderek hukuki destek alabilirler. Mülteciler genellikle Türkçe dil problemi yaşıyorlar. Bu da onlarla yetkili kurumlar arasında bir iletişim sorununu ortaya çıkarıyor. Örneğin; kayıt dışı çalıştırılan bir yabancı Sosyal Güvenlik Kurumu’na bir dilekçe vermek istese öncelikle dilekçeyi yazamama problemi ile karşılaşıyor. Bu durumda o kişilerin kesinlikle hukuki destek almaları gerektiğini düşünüyorum. Bu işçilik haklarıyla ilgili yaşanan sorunun asıl kaynağının yalnızca bir mülteci problemi olduğunu düşünmüyorum. Bu sorunun genel manada toplumsal ve ahlaki bir problem olduğunu düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de vatandaş olan kişiler de aynı hak gasplarıyla karşı karşıya kalabiliyorlar. İnsana insan olarak değer verilmediği için bu şekilde bir uygulamaya maruz kalındığını düşünüyorum.”
“Suriyeliler işsizliğe neden olmadı”
Suriyeliler’in Gaziantep’teki iş dünyasına etkisinin olumlu olduğuna dikkat çeken Gaziantepli işadamı Abdürrahim Yılmaz ise “ Gaziantep’te çalıştırabileceğimiz kalifiye eleman bulamıyoruz. Yetiştirdiğimiz elemanların yüzde 70’i asgari ücret aldığı ve sigortası olduğu halde kalmıyor gidiyor. Benim yanımda şimdiye kadar Suriyeli personel çalışmadı ama Suriyeli müşterilerim var, tamirhanesi olan, ya da çalışanlar. Bakıyorum gerçekten dürüst çalışıyorlar ve işinin hakkını veriyorlar. İçimizde Suriyelileri ucuz işgücü olarak görenler var. Bu doğru bir şey değil. Ancak hak edene hakkını verenler de var. Suriyeliler ülkemizde işsizliğe neden olmadı, biz kendi vatandaşlarımıza iş beğendiremiyoruz. Bizimkiler masa başı iş istiyorlar. Bu kez insan gücünü kullanacağımız iş alanlarında boşluk kalıyor. Bu alanları da Suriyeliler dolduruyor. Suriyelilerin bize hem işçi konusunda hem de ticari konuda olumlu faydaları oldu. Sigorta ve asgari ücret insan hakkıdır. Emeğin karşılığı mutlaka verilmelidir. Ucuz işgücü ucuz iş çıkarır ve ekonomiye faydalı olmaz. Suriyeli, Türk, Kürt kim olursa olsun çalışıyorsa hakkı verilmelidir. Bir işveren işçinin hakkını verirse ancak işçi ona para kazandırır. Ayrıca dinimiz gereği de işçinin hakkı kul hakkıdır” ifadelerini kullandı.