WASHINGTON —
Kimyasal silah uzmanları, uluslararası toplumun Suriye’nin elindeki sinir gazı stoklarını kontrol altına alması ve imha etmesinin çok kapsamlı bir iş olacağını belirtiyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan uzmanlar, bu sürecin yıllar alabileceğini söylüyor. Bir yandan kimyasal silahların teknik olarak imhasının zor olacağına dikkati çeken uzmanlar, işi zorlaştıran bir diğer unsurun da Suriye’deki iç savaş olduğunu belirtiyor.
Merkezi Washington’da bulunan Silah Kontrol Birliği’nden Tom Collina, daha önce bir savaş bölgesinden kitle imha silahlarının alınıp başka bir yere nakledilmediğini açıklıyor. Collina, ikinci büyük zorluğunsa tüm depoların bulunması ve bir hırsızlığa meydan vermeyecek şekilde sıkı denetim altına alınması olduğunu kaydediyor.
George Mason Üniversitesi’nden George Koblentz ise Suriye’nin elindeki ölümcül sarin, hardal ve VX gazından oluşan kimyasal silahlarının tamamını uluslararası denetime devredeceğinden kuşkulu. Koblenz, aynı şekilde uluslararası denetçilerin bir iç savaş ortamında çalışmalarını sürdürebilmelerinin güç olduğunu da belirtiyor.
Uzmanlara göre Suriye, dünyada üçüncü büyük kimyasal silah stoklarına sahip ülke. En büyük stoklara sahip ülkelerin Amerika ve Rusya olduğu bildiriliyor. İki ülke de stoklarını imha ediyor. Ama Collina’ya göre Suriye’dekileri imha etmek daha zor bir iş.
Kimyasal silah stoklarını Rusya’nın, az bir ihtimalle de Amerika’nın teslim alabileceğine işaret eden Collina, asıl sorunun Suriye’nin bu stokların dışarıya çıkmasına izin verip vermeyeceği olduğunu söylüyor. Uzman, bu durumda bu silahların imhası için Suriye’de bir tesis açılabileceğini, ama bunun da zaman alacağını kaydediyor.
Collina’ya göre denetçiler açısından uzun vadeli sorun ise Suriye hükümetinin hangi kimyasal silahları stokladığını bulmak olacak. Uzman, Suriye’nin elindeki tüm kimyasal silahların bulunamayacağının bilincinde olunması gerektiğini savunuyor. Uzmana göre burada amaç, Suriye’nin elindeki kimyasal silahların yüzde 100’ünün bulunup imha edilmesi değil, bu silahların “önemli bir kısmının” bulunup imha edilmesi olmalı.
Koblentz ise 1991’deki Körfez Savaşı’nın ardından Irak’a gönderilen Birleşmiş Milletler denetçilerinin kimyasal silahları bulmakta güçlük çektiğini hatırlatıyor. Uzman, BM denetçilerinin Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’ın kimyasal silahlarını imha etmesinin iki yıl aldığını, ama daha sonra Iraklıların kendilerinden silah sakladığını fark ettiklerini belirtiyor.
Collina ve Koblentz’e göre kimyasal silah denetçileri, Suriye’nin üretim kayıtlarını inceleyecek, üretim tesislerindeki uzmanlarla görüşecek ve bu şekilde bu ülkenin elindeki stokların miktarını belirlemeye çalışacak.
Humus, Hama, Lazkiye, el Sefir ve Şam yakınlarında bilinen kimyasal silah depoları mevcut. Ama bu silahlardan bazılarının ülkenin başka yerlerinde saklandığına inanılıyor.
Suriye geçen yıl kitle imha silahlarına sahip olduğunu doğrulamış, ama envanteri hakkında bilgi vermemişti. Şam, kimyasal silahların depolanmasını yasaklayan uluslararası sözleşmeye imza atmadı, ama bu silahların kullanılmasını yasaklayan 1925 tarihli uluslararası sözleşmeye taraf.
Suriye’nin elindeki kimyasal silahlar insanlarda fiziksel tahribat ya da öldürücü etkiye sahip. Sarin gazı gıda ve su kaynaklarını kirletebiliyor. Hardal gazı ciltte kimyasal yanmalara yol açarken, bunların en tehlikelisi VX gazı da deri üzerinden sinir tahribatına yol açabiliyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan uzmanlar, bu sürecin yıllar alabileceğini söylüyor. Bir yandan kimyasal silahların teknik olarak imhasının zor olacağına dikkati çeken uzmanlar, işi zorlaştıran bir diğer unsurun da Suriye’deki iç savaş olduğunu belirtiyor.
Merkezi Washington’da bulunan Silah Kontrol Birliği’nden Tom Collina, daha önce bir savaş bölgesinden kitle imha silahlarının alınıp başka bir yere nakledilmediğini açıklıyor. Collina, ikinci büyük zorluğunsa tüm depoların bulunması ve bir hırsızlığa meydan vermeyecek şekilde sıkı denetim altına alınması olduğunu kaydediyor.
George Mason Üniversitesi’nden George Koblentz ise Suriye’nin elindeki ölümcül sarin, hardal ve VX gazından oluşan kimyasal silahlarının tamamını uluslararası denetime devredeceğinden kuşkulu. Koblenz, aynı şekilde uluslararası denetçilerin bir iç savaş ortamında çalışmalarını sürdürebilmelerinin güç olduğunu da belirtiyor.
Uzmanlara göre Suriye, dünyada üçüncü büyük kimyasal silah stoklarına sahip ülke. En büyük stoklara sahip ülkelerin Amerika ve Rusya olduğu bildiriliyor. İki ülke de stoklarını imha ediyor. Ama Collina’ya göre Suriye’dekileri imha etmek daha zor bir iş.
Kimyasal silah stoklarını Rusya’nın, az bir ihtimalle de Amerika’nın teslim alabileceğine işaret eden Collina, asıl sorunun Suriye’nin bu stokların dışarıya çıkmasına izin verip vermeyeceği olduğunu söylüyor. Uzman, bu durumda bu silahların imhası için Suriye’de bir tesis açılabileceğini, ama bunun da zaman alacağını kaydediyor.
Collina’ya göre denetçiler açısından uzun vadeli sorun ise Suriye hükümetinin hangi kimyasal silahları stokladığını bulmak olacak. Uzman, Suriye’nin elindeki tüm kimyasal silahların bulunamayacağının bilincinde olunması gerektiğini savunuyor. Uzmana göre burada amaç, Suriye’nin elindeki kimyasal silahların yüzde 100’ünün bulunup imha edilmesi değil, bu silahların “önemli bir kısmının” bulunup imha edilmesi olmalı.
Koblentz ise 1991’deki Körfez Savaşı’nın ardından Irak’a gönderilen Birleşmiş Milletler denetçilerinin kimyasal silahları bulmakta güçlük çektiğini hatırlatıyor. Uzman, BM denetçilerinin Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’ın kimyasal silahlarını imha etmesinin iki yıl aldığını, ama daha sonra Iraklıların kendilerinden silah sakladığını fark ettiklerini belirtiyor.
Collina ve Koblentz’e göre kimyasal silah denetçileri, Suriye’nin üretim kayıtlarını inceleyecek, üretim tesislerindeki uzmanlarla görüşecek ve bu şekilde bu ülkenin elindeki stokların miktarını belirlemeye çalışacak.
Humus, Hama, Lazkiye, el Sefir ve Şam yakınlarında bilinen kimyasal silah depoları mevcut. Ama bu silahlardan bazılarının ülkenin başka yerlerinde saklandığına inanılıyor.
Suriye geçen yıl kitle imha silahlarına sahip olduğunu doğrulamış, ama envanteri hakkında bilgi vermemişti. Şam, kimyasal silahların depolanmasını yasaklayan uluslararası sözleşmeye imza atmadı, ama bu silahların kullanılmasını yasaklayan 1925 tarihli uluslararası sözleşmeye taraf.
Suriye’nin elindeki kimyasal silahlar insanlarda fiziksel tahribat ya da öldürücü etkiye sahip. Sarin gazı gıda ve su kaynaklarını kirletebiliyor. Hardal gazı ciltte kimyasal yanmalara yol açarken, bunların en tehlikelisi VX gazı da deri üzerinden sinir tahribatına yol açabiliyor.