Uluslararası Barış ve Güvenlik Enstitüsü, Amerika ve Avrupa’da çatışmaların çözümü ve uzlaşma teknikleri üzerine eğitim veren bir kurum. Son çalışmalarını IŞİD’le mücadeleye yoğunlaştıran enstitü uzmanlarından Cameron Chisholm, bu terörist örgüte gençlerin katılımını ekonomik ve sosyal nedenler dahil birçok unsura bağlıyor: “Bunun tek bir nedeni yok. Bu, gençlerin içinde bulundukları ortama, psikolojilerine ve kişisel nedenlere bağlı. Irak ve Suriye’de nedenler farklı. Bu ülkelerde gençler, belki IŞİD’e katılmak veya ölmek arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. Belki de çok kötü olan bir ekonomide ailelerini geçindirebilmek için de yapıyor olabilirler. Ancak Batı’dan IŞİD’e katılan gençlerin ana nedenlerinin başında para, seks ve macera geliyor. Diğer nedenlerden bazıları da bu gençlerin yaşadıkları topluma ne kadar adapte olabildikleri ve benimsedikleri ideolojiler. IŞİD gençlere sansasyonel videolarla ulaşarak onlara hayallerini gerçekleştirme sözü veriyor. Batı toplumundan dışlandığını hisseden, ekonomik sıkıntı çeken, aile kurmakta zorlanan gençlere IŞİD, bunların hepsini vadediyor.”
Cameron Chisholm, özellikle Suriye krizine kısa zamanda çözüm bulunmazsa radikalleşme eğilimlerinin artacağını söylüyor: “Suriye’de çatışma ortamı bütün tarafları kapsayacak şekilde derhal bitirilmeli. Çatışmaları bitirirseniz göçün önüne geçersiniz. Hatta birçok kişi ülkesine geri döner. Elbette göç edenlerin birçoğu da gittikleri ülkelerde kalmaya çalışacaktır. Bu durumda onların da topluma entegre edilmesi, eğitim ve iş olanakları sunulması gerekiyor. Eğer bunu sağlayamazsanız önümüzdeki yıllarda bu göçmenlerin radikalleşmesini ve terör örgütlerine katılmasını önleyemezsiniz.”
Amerikan hükümeti iş dünyası, teknoloji ve film sektöründe lider şirketleri biraraya getirerek IŞİD’in internet üzerinde yayılmasını engellemeyi ve gençlerin radikalleşmesini önlemeyi amaçlayan bir proje geliştirdi. Cameron Chisholm bu girişimi olumlu olarak değerlendirse de yeterli bulmuyor:
“Amerikan hükümeti ve uluslararası toplumun sorunlara bakış açılarını değiştirmeye çalıştığına tanık oluyoruz. Twitter, Thumbler ve Facebook zaten IŞİD’in kendi platformlarını kullanarak adam toplama çabalarını önlemeye çalışıyor. Hollywood da görsel ve yazılı olarak topluma IŞİD’in vahşetini ve yaydığı çarpık görüşü gösterebilir. Ancak bütün bunların sorunları bitirmek için yararlı olacağını sanmıyorum. Barış inşa etmeye çalışan bir enstitü olarak sorunun derinine inmemiz gerektiğine inanıyorum. Bu ideolojileri doğuran nedenleri ortadan kaldırmamız gerekiyor. Radikalleşmenin önüne geçmek için toplumları uyumlu hale getirmek şart. Sadece radikalleri ve radikalleşme eğilimli kişileri hedef alır, çok daha büyük bir kitleyi görmezden gelirsek yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geliriz.”
Türkiye’de 2,5 milyondan fazla Suriyeli göçmen yaşıyor. Peki Türkiye’nin Suriye’den gelen gençlerin ileriki yıllarda radikalleşmesini önlemek için devlet ve halk olarak neler yapması gerekiyor? Cameron Chisholm, bu sorunun yanıtını verirken, eğitimin önemine dikkat çekiyor: “Bu göçmenler yaşadıkları toplumun bir parçası olacak. Mevcut imkanlara bakıldığında, bir okulun, öğrenci sayısını kısa bir zaman içinde ikiye katlama şansı olmadığını görüyoruz. Yapılması gereken öğrenciye olabildiğince eğitim imkanı sunmak ve onları eğitim süreleri boyunca mutlu etmeye çalışmak. Onlara eğitim vererek yaşamlarında bir hedef belirlemeleri için yardımcı olursunuz. Bunun için en önemli adımlardan biri de öğretmenlere göçmenler hakkında özel bir eğitim vermek. Bu çocuklar savaştan kaçmış, travma geçirmiş, dil sorunu olan çocuklar. Onlar kaybettikleri yakınlarının boşluklarını öğretmenleriyle doldurmaya çalışacak. Onlara ağabeylik, ablalık hatta annelik ve babalık edecek öğretmenler, bu çocukların geçmişlerini unutup geleceğe odaklanmalarını sağlayabilir.”
Uluslararası Barış ve Güvenlik Enstitüsü uzmanı Chisholm, tüm bu nedenlerle Amerika ve Avrupa’da bir dizi eğitim semineriyle göçmenlere ev sahipliği yapan ülkelere yardımcı olmayı umduklarını söylüyor.