Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat, Amerika ve Rusya’nın aracılığıyla yaptığı anlaşma uyarınca kimyasal silahlarının büyük bölümünü devretme koşulunu 5 Şubat'a kadar yerine getiremedi. Bakalım Şam hükümeti, Mart sonuna kadar verdiği sözü tutacak mı?
WASHINGTON —
Anlaşma gereğince, silahların 5 Şubat Çarşamba günü uluslararası denetçilere devredilmesi gerekiyordu. Bu gecikme Esat ve Suriye’deki iç savaş için ne anlama geliyor?
Amerika’nın askeri operasyon tehdidi sonucunda Birleşmiş Milletler’le yaptığı anlaşma gereği, uluslararası denetçilere kimyasal silahlarının yaklaşık yüzde beşini devreden Suriye, anlaşmada yer alan ikinci devir tarihini kaçırdı.
Kimsayal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW), Şam’ın, anlaşmada öngörülen devir takvimine uymak için yeterince çaba göstermediğini bildirdi.
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’ye göre bu durum kabul edilemez: “Beşar Esat anlaşma takvimine tam olarak uymuyor. Üstelik bu gecikme, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’nün ‘devir işlemleri daha hızlı ilerleyebilir’ uyarısına rağmen yaşandı. Bu durumda Suriye’ye karşı masadaki eski seçenekler hala geçerli.”
Geçen Ağustos ayında, Şam yakınlarında meydana gelen kimyasal silah saldırısında yüzlerce Suriyeli ölmüş ve bu olayın ardından Esat rejimiyle kimyasal denetim anlaşması yapılmıştı. Olayı inceleyen Birleşmiş Milletler, saldırı sırasında, hükümet güçleri tarafından Sarin gazı içeren iki füze atıldığı sonucuna varmıştı.
Amerika Barış Enstitüsü uzmanı Steve Heydemann’a göre, kimyasal saldırının sorumluluğunu reddeden Beşar Esat, geçen Eylül’de kimyasal silahların devrini kabul ederek konumunu güçlendirdi.
Steve Heydemann: “Esat bu adımla, Başkan Obama’nın ‘yasadışı’ olarak tanımladığı bir zalimden, kimyasal silah anlaşmasının uygulanmasında işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz birine dönüştü.”
Suriye’deki çatışmalarda 100 binden fazla Suriyeli öldü. Amerikalı eski büyükelçi Adam Ereli, kimyasal silahların Esat’ı güçlendirdiğini söylüyor: “Esat yaptığının bedelini ödemedi. Suriye halkının ve rejimi destekleyenlerin gözünde Esat’ı güçlendiren de bu oldu. Kimyasal silah kullandı. Suriyeliler’i öldürdü. Ama hiçbir bedel ödemedi.”
Büyükelçi Ereli’ye göre, Başkan Obama’nın Suriye’ye askeri operasyon tehdidini geri çekmesi, Esat’ı daha da güçlendirdi. Ancak Amerikan Üniversitesi profesörü Hillary Mann Leverett, bunun Başkan Obama’ya İran konusunda yardımcı olduğu görüşünde.
Hillary Mann Leverett: “Birçok Amerikalı için Obama’nın geri adım atması Amerika’nın zayıflığını gösterdi. Ancak İranlılar böyle düşünmüyor. Obama’nın kararı, Amerikalılar’ın diplomasidenyararlanabileceğini gösteriyor. Amerika İran sorununu çözmek için Suriye’yi kullanma fırsatını iyi değerlendirdi.”
Heydemann, kimyasal silah anlaşmasının Suriye’deki şiddeti sona erdirmeyeceğini söylüyor: “Kimyasal silah denetimi konusunda elde edilen başarıyı, Suriye’de şiddeti körükleyen çatışma dinamiklerini giderme konusunda bir fırsat olarak görmek büyük bir hata olur. Anlaşmadan beri Suriye’deki ölümlerde azalma olmadı.”
Amerikalı yetkililer, Suriye’nin kimyasal silah devrini geciktirmesini anlaşmanın resmen ihlali olarak görmüyor. Rus yetkililere göre, Esat rejimi, silahların devrini Mart sonunda tamamlayacak.
Amerika’nın askeri operasyon tehdidi sonucunda Birleşmiş Milletler’le yaptığı anlaşma gereği, uluslararası denetçilere kimyasal silahlarının yaklaşık yüzde beşini devreden Suriye, anlaşmada yer alan ikinci devir tarihini kaçırdı.
Kimsayal Silahları Yasaklama Örgütü (OPCW), Şam’ın, anlaşmada öngörülen devir takvimine uymak için yeterince çaba göstermediğini bildirdi.
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’ye göre bu durum kabul edilemez: “Beşar Esat anlaşma takvimine tam olarak uymuyor. Üstelik bu gecikme, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü’nün ‘devir işlemleri daha hızlı ilerleyebilir’ uyarısına rağmen yaşandı. Bu durumda Suriye’ye karşı masadaki eski seçenekler hala geçerli.”
Geçen Ağustos ayında, Şam yakınlarında meydana gelen kimyasal silah saldırısında yüzlerce Suriyeli ölmüş ve bu olayın ardından Esat rejimiyle kimyasal denetim anlaşması yapılmıştı. Olayı inceleyen Birleşmiş Milletler, saldırı sırasında, hükümet güçleri tarafından Sarin gazı içeren iki füze atıldığı sonucuna varmıştı.
Amerika Barış Enstitüsü uzmanı Steve Heydemann’a göre, kimyasal saldırının sorumluluğunu reddeden Beşar Esat, geçen Eylül’de kimyasal silahların devrini kabul ederek konumunu güçlendirdi.
Steve Heydemann: “Esat bu adımla, Başkan Obama’nın ‘yasadışı’ olarak tanımladığı bir zalimden, kimyasal silah anlaşmasının uygulanmasında işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz birine dönüştü.”
Suriye’deki çatışmalarda 100 binden fazla Suriyeli öldü. Amerikalı eski büyükelçi Adam Ereli, kimyasal silahların Esat’ı güçlendirdiğini söylüyor: “Esat yaptığının bedelini ödemedi. Suriye halkının ve rejimi destekleyenlerin gözünde Esat’ı güçlendiren de bu oldu. Kimyasal silah kullandı. Suriyeliler’i öldürdü. Ama hiçbir bedel ödemedi.”
Büyükelçi Ereli’ye göre, Başkan Obama’nın Suriye’ye askeri operasyon tehdidini geri çekmesi, Esat’ı daha da güçlendirdi. Ancak Amerikan Üniversitesi profesörü Hillary Mann Leverett, bunun Başkan Obama’ya İran konusunda yardımcı olduğu görüşünde.
Hillary Mann Leverett: “Birçok Amerikalı için Obama’nın geri adım atması Amerika’nın zayıflığını gösterdi. Ancak İranlılar böyle düşünmüyor. Obama’nın kararı, Amerikalılar’ın diplomasidenyararlanabileceğini gösteriyor. Amerika İran sorununu çözmek için Suriye’yi kullanma fırsatını iyi değerlendirdi.”
Heydemann, kimyasal silah anlaşmasının Suriye’deki şiddeti sona erdirmeyeceğini söylüyor: “Kimyasal silah denetimi konusunda elde edilen başarıyı, Suriye’de şiddeti körükleyen çatışma dinamiklerini giderme konusunda bir fırsat olarak görmek büyük bir hata olur. Anlaşmadan beri Suriye’deki ölümlerde azalma olmadı.”
Amerikalı yetkililer, Suriye’nin kimyasal silah devrini geciktirmesini anlaşmanın resmen ihlali olarak görmüyor. Rus yetkililere göre, Esat rejimi, silahların devrini Mart sonunda tamamlayacak.