Cenevre’deki görüşmelerin amacı bir buçuk yıl önce bu konuda düzenlenen uluslararası bir konferansta kabul edilen bildiriyi uygulamaya geçirmekti. Ancak bildirinin önemli bir maddesi üzerinde taraflar arasında anlaşma sağlanması zor görünüyor
LONDRA —
Suriye’de iç savaş devam ederken, öldürülen, yaralanan ve mülteci durumuna düşenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
2012 yılındaki Cenevre Konferansı, savaşa son verilmesini ve “geçiş hükümeti” altında yeni bir anayasa oluşturularak, genel seçime gidilmesini öngörüyordu.
Skype aracılığıyla konuştuğumuz Ortadoğu uzmanı Hannah Poppy’e göre artık kimse bunun tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor: “Şu anda kimsenin bu “geçiş hükümetinin” tam olarak nasıl oluşacağı konusunda ayrıntılı bir fikri olduğunu sanmıyorum. Umut verici bir öneri, fakat uygulamaya geçirilmesi zor.”
Geçici yönetim, muhalefetle hükümeti bir araya getirmekle yükümlü olacaktı. Ancak müzakereye katılan taraflar birbirlerine karşı çok sert çıkışlarda bulundu. İletişimi Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Örgütü arabulucuları ile sağlayan taraflar, insani yardım konusunun tartışıldığı toplantıda bile uzlaşmaya varamadı.
Siyasi değişim içeren konular Beşar Esat’ın siyasi geleceğiyle ilgili; muhalefet Esat’ın gitmesini isterken, hükümet kalması gerektiğinde ısrar ediyor.
King’s College Profesörü Reinoud Leenders, muhalefet liderlerinin bu konuda hiç taviz vermediklerini, çünkü muhalefet koalisyonunun çok sesli ve kırılgan bir yapısı olduğunu söylüyor: “Bu konuda taviz verebilecek durumda değiller. Çünkü bu kilit konuda taviz vermeye başladıkları görülürse, bölgedeki bütün nüfuzlarını kaybederler.”
Profesör Leenders’e göre Rusya ve İran baskı yapsa bile Suriye hükümeti bu konuda taviz vermeye asla yanaşmıyor: “Onlar için bu, hayatta kalma savaşı anlamına geliyor ve aslına bakılırsa rejim de küçük bir grup yetkiliden oluşuyor.”
Uzmanlar, Cenevre’deki müzakerelerde Suriye’yi temsil eden kıdemli yetkililerin kendi işlerine son verecek ya da sürgün edilmelerine ve hapse atılmalarına neden olacak bir uzlaşmaya yanaşmayacakları görüşünde.
Hannah Poppy: “Eğer Beşar Esat’ın gitmesi üzerinde yoğunlaşmaya devam ederlerse, müzakereler hiçbir yere varmaz.”
Yine de görüşmekten başka seçenek yok ancak taraflar tartışmaya bile yanaşmadıkları bu kilit konuda çıkmaza girmiş görünüyor.
2012 yılındaki Cenevre Konferansı, savaşa son verilmesini ve “geçiş hükümeti” altında yeni bir anayasa oluşturularak, genel seçime gidilmesini öngörüyordu.
Skype aracılığıyla konuştuğumuz Ortadoğu uzmanı Hannah Poppy’e göre artık kimse bunun tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyor: “Şu anda kimsenin bu “geçiş hükümetinin” tam olarak nasıl oluşacağı konusunda ayrıntılı bir fikri olduğunu sanmıyorum. Umut verici bir öneri, fakat uygulamaya geçirilmesi zor.”
Geçici yönetim, muhalefetle hükümeti bir araya getirmekle yükümlü olacaktı. Ancak müzakereye katılan taraflar birbirlerine karşı çok sert çıkışlarda bulundu. İletişimi Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Örgütü arabulucuları ile sağlayan taraflar, insani yardım konusunun tartışıldığı toplantıda bile uzlaşmaya varamadı.
Siyasi değişim içeren konular Beşar Esat’ın siyasi geleceğiyle ilgili; muhalefet Esat’ın gitmesini isterken, hükümet kalması gerektiğinde ısrar ediyor.
King’s College Profesörü Reinoud Leenders, muhalefet liderlerinin bu konuda hiç taviz vermediklerini, çünkü muhalefet koalisyonunun çok sesli ve kırılgan bir yapısı olduğunu söylüyor: “Bu konuda taviz verebilecek durumda değiller. Çünkü bu kilit konuda taviz vermeye başladıkları görülürse, bölgedeki bütün nüfuzlarını kaybederler.”
Profesör Leenders’e göre Rusya ve İran baskı yapsa bile Suriye hükümeti bu konuda taviz vermeye asla yanaşmıyor: “Onlar için bu, hayatta kalma savaşı anlamına geliyor ve aslına bakılırsa rejim de küçük bir grup yetkiliden oluşuyor.”
Uzmanlar, Cenevre’deki müzakerelerde Suriye’yi temsil eden kıdemli yetkililerin kendi işlerine son verecek ya da sürgün edilmelerine ve hapse atılmalarına neden olacak bir uzlaşmaya yanaşmayacakları görüşünde.
Hannah Poppy: “Eğer Beşar Esat’ın gitmesi üzerinde yoğunlaşmaya devam ederlerse, müzakereler hiçbir yere varmaz.”
Yine de görüşmekten başka seçenek yok ancak taraflar tartışmaya bile yanaşmadıkları bu kilit konuda çıkmaza girmiş görünüyor.