Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi’nin polis memuru bir suikastçı tarafından öldürülmesi ilk bakışta Ankara-Moskova ilişkilerine zarar vermemiş gibi gözüküyor.
Suikast sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Başkanı Vladimir Putin’le telefonda konuşurken Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Moskova’da katılacağı toplantı da planlandığı gibi yapıldı.
Suikast sonrası iki taraftan yapılan açıklamalarda ortak bir dil kullanıldığı gözlenirken “provokasyon” ve “sabotaj” ifadeleri öne çıkıyordu.
Putin-Erdoğan telefon görüşmesinde Karlov suikastının soruşturulması için ortak komisyon kurulmasında anlaşılması da işbirliğinin önemli bir göstergesi oldu.
Aydın Sezer: “Türkiye Rusya ilişkileri Rusya’nın eski SSCB ülkeleriyle yürüttüğü ilişkiye dönüşüyor”
Türkiye Rusya Araştırmalar Merkezi Kurucu Başkanı ve Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği eski Ticaret Müşaviri Aydın Sezer, Türk-Rus ilişkilerinde inisiyatifin Moskova’ya geçtiği kanaatinde.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Sezer, “Aslında bu durum uçak krizinin aşılması sırasında başladı. Barışma sürecinde eşit bir ilişki tesis edilemedi. Rusya, Türkiye’nin hiçbir talebini yerine getirmedi. Buna mukabil Suriye meselesi, Akkuyu ve Türk Akımı’nda Rusların talepleri dikkate alındı. Maalesef Rusya-Türkiye ilişkilerinin seyri, Moskova’nın eski SSCB ülkeleri Belarus, Kazakistan, Ermenistan gibi ülkelerle kurduğu yürüttüğü çerçeveye itiliyor. Bu iki ülke arasındaki eşit olmayan bir ilişki biçimine dönüşüyor ki bu benim için hem sürpriz hem endişe verici” dedi.
Aydın Sezer: “Rusya bu konjonktürde Türk hükümetini zorda bırakmaz”
Uçak krizi sonrası Türkiye’ye yönelik sert bir üslup kullanan Rus medyasının, büyükelçi cinayetine daha serinkanlı yaklaştığını söyleyen TURAM Kurucu Başkanı’na göre Rusya, cinayeti Türkiye’de hükümetin zararına kullanmaktan kaçınacak.
“Bana kalırsa, ortak komisyonun yaptığı araştırmalarda FETÖ’nün bu cinayeti işlediği sonucuna varılırsa bu kamuoyuna açıklanır. Eğer Nusra ya da benzeri bir cihatçı örgüt çıkarsa bunu başka türlü kullanır. Bu konjonktürde hükümeti zorda bırakmaz. Zaten Rus medyası ve devlet yetkilileri Türkiye’yi suçlayıcı bir söylemden kaçınıyor. Bunun tek istisnası ‘terör bumerang gibidir, bir gün sizi vurur; bu bölgede yaşayanların işidir’ yorumunu yapan Komünist Parti Başkanı Zyuganov. Ama unutmamak gerekir ki Rusya Türkiye’de neyin ne olduğunu iyi biliyor. Çeçenler nedeniyle İslamcı hareketlerle ilgili büyük bir hafızası ve birikimi var.”
Onur Öymen: “Türk Rus ilişkilerinin gelişmesinden kim rahatsız?”
1990’lı yıllarda Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunan Onur Öymen, aynı zamanda Almanya ve Danimarka’da Türk büyükelçiliği yapmış önemli bir diplomat. Öymen, Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastının kimin işi olduğunu anlaması için kime yaradığının tespit edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan emekli büyükelçi, “Türkiye’den Rusya’dan, Türk Rus ilişkilerinin gelişmesinden en çok kim rahatsız? Bu suikast Türkiye’nin, Rusya’nın, Suriye’nin işine gelmez. PYD’nin Rusya’yla iyi ilişkileri var. Suriye muhalefeti Türkiye’yi karşısına almak istemez. Peki Türkiye ve Rusya’nın ilişkilerinin gelişmesinden kim rahatsız? Halep sorunun çözülmesinden kim rahatsız? Halep’ten insanlar kurtarılırken CNN International’da birinci haber sivillerin tahliyesi değil ‘şu kadar kadın şu kadar çocuk öldürüldü’ idi, kanıt var mı? Yok. Suriye’de kontrolün kendilerinden çıkmasının Batı’yı mutlu ettiği söylenemez” dedi.
Onur Öymen: “Türkiye’nin PKK’yı tasfiye etmesi büyük devletlerin işine gelmiyor”
İlk bakışta suikastçının bir “yalnız kurt” eylemcisi olduğunu tahmin etmediğini söyleyen Onur Öymen, suikastın ardında biri olduğunu düşünüyor.
“FETÖ’nün polise, yargıya, askere sızdığı sır değil. Buna dayanarak elbette onlar yapmış diyemeyiz ama kamuoyuna yansıyan bazı haberlerde saldırganın bazı ilişkileri olduğu gözleniyor. Ama şu kadarını söyleyebilirim. Biz Amerika Birleşik Devletleri’nden bu yapının faaliyetlerini engellemesini bekleriz. Bunlara hala izin verilmesi düşündürücü. Üstelik Gülen kendisi New York Times’ta Amerika’ya hizmet ettiğini yazdı. Elbette ABD ile sorunlarımız var ama bu noktaya vardıracak kadar değil zira ortak menfaatlerimiz daha fazla.”
Hükümetin başta Kürt meselesi olmak üzere yanlış politikalarını eleştirdiğinin altını çizen Öymen, “Türkiye’nin PKK’yı Kuzey Irak’tan tasfiye etmesi büyük devletlerin işine gelmiyor çünkü onu bölgede kurulmak istenen Kürt devletinin silahlı gücü olarak görüyorlar” dedi.