Mohammad Fanssa 34 yaşında, Halepli bir işadamı. Fanssa'nın 2013’e kadar 25 dönüm alana yayılmış, 100’den fazla kişiye istihdam sağlayan bir sabun fabrikası vardı. Suriye'deki iç savaş onu da vurdu. 7 yıl önce yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Artık mülteciydi.
Fanssa, ailesiyle birlikte Mersin’e yerleşti. Mersin’i önceden biliyordu; vizeler karşılıklı kaldırıldıktan sonra sık sık tatile geliyordu. Fanssa, göç etmek zorunda kaldıkları günleri hüzünle anımsıyor: “Biz dedik 2-3 ay gideriz yani Türkiye’ye, ondan sonra belki savaş durur yani. (Tatil gibi olur sanıyorduk) ama uzun bir hikaye oldu.”
Your browser doesn’t support HTML5
Mohammad Fanssa, savaşta yakınlarını kaybedenlerden. Teyzesinin oğlu, kendi ifadesiyle, Facebook’ta yaptığı bir paylaşım nedeniyle gözaltına alınmış. Daha sonra cezaevindeyken öldürüldüğünü duymuşlar.
Mohammad’in şu an Mersin’de olan kardeşi de o dönem Cuma namazı sonrasında protesto gösterilerinin düzenlendiği bir bölgeden geçerken gözaltına alınmış. 4 gün boyunca haber alamamışlar. Daha sonra rüşvet vererek cezaevinden çıkarmışlar.
Mersin’de yeni bir hayat
Bu iki olay, Fanssa ailesi için dönüm noktası olmuş. Umutlarını kaybedince Suriye’den kaçmaya karar vermişler. Eskiden tatile geldikleri Mersin, artık yeni memleketleri olmuş.
Mohammad Fanssa, ilk birkaç yıl ticaretle uğraşmış. Bu süreçte kursa gitmeden, konuşa konuşa Türkçe öğrenmiş. Daha sonra şu anki işleri olan ambalaj fabrikasını kurmuşlar. Hem yeterli sermayeleri olmadığından hem de o alanda rekabet fazla olduğundan sabun işine girmemişler.
Fanssa ailesi Türkiye’de çok fazla ayrımcılığa maruz kalmamış. Mohammad sadece bir kez ayrımcılıkla karşılaştığını söylüyor: “İyi insanlar çok var ama kötü insan da var yani. Mesela bir yazlık aldım kendime. Benim yengem kapalı, havuza girmek istedi kabul etmediler. Siz yabancısınız diyerek. Türkler giriyorlar yani kapalı olarak. Bizi neden istemiyorsunuz? Biz ev sahibiyiz üstelik. Tek bir sıkıntı o oldu.”
3 yıl önce de Türk vatandaşlığına kabul edilen Mohammad Fanssa, kendini artık mülteci gibi hissetmediğini söylüyor: “Şu anda artık ben kendi memleketimdeymiş gibi hissediyorum. Vatandaş olunca kendi memleketim gibi. İnsanlar bizi çok iyi karşıladı. Kardeş gibi karşıladılar. Ev sahibim çok iyi bir insan. Bize çok yardım etti ilk geldiğimizde. Komşular da aynı şekilde. Müslüman ülke, bize çok baktılar. Biz gariban geldik oradan. Bize yardımcı oldular yani Allah razı olsun herkesten. Devlet de zor durumda bırakmıyor bizi yani… Herkes kendi çocukluğunu, kendi akrabalarını özler tabii. (Halep) kendi toprağımız, kendi memleketimiz. Ama insan kendini nerede güvende hissederse vatanı orasıdır. Sonuçta vatan sadece toprak değil. Devlet sana savaş açıyor, sana huzur vermiyor, özgürlük vermiyorsa o zaman senin vatanın değil yani. Şu anda benim vatanım Türkiye.”
Valilikten “Teşekkür Belgesi”
Fanssa’nın ambalaj fabrikasında kilitli poşet, pipet, karton bardak üretiliyor. Salgın döneminiyle birlikte maske de üretmeye başlamışlar. Maske üreten firmalara bu süreçte hibe zorunluluğu getirildi. Fanssa zorunlu olan miktardan daha fazlasını gönüllü olarak Türkiye’nin farklı bölgelerine hibe etmiş. Bunun için Karabük Valiliğinden teşekkür belgesi almış.
Fabrikada çoğu Suriyeli olmak üzere iki vardiyada 20 kişi çalışıyor. İdari kademedeyse Türkler var.
Aslıhan Bilhan, onlardan biri. Bilhan, muhasebe bölümünde. Burada işe başlamadan önce Suriyeliler hakkında önyargılıymış: “Yaklaşık iki aydır bu şirkette çalışıyorum. Büyük önyargıyla geldim. Yemeklerine karşı bile önyargıyla yaklaştığım yerde şimdi 10 parmağımla bayıla bayıla yemeklerini yiyorum. Daha önce çalıştığım firmalarda Suriye uyruklu işçiler çok fazlaydı ve ben onlarla sürekli sürtüşmek mecburiyetinde kalıyordum. Kural tanımama gibi bir problemleri vardı. Her milletten ve her devletten olduğu gibi bu devlette de sıkıntılı bireyler mevcut. Ve ben nedense hep sıkıntılı olanlarla rastlaşmışım, onun farkına vardım. Ama buraya geldikten sonra bir Suriyeli görünce “Aman yardım edeyim” (diye düşünmeye başladım), derdini anlatmaya çalışıyor anlatamıyor mesela, görüyorum. Ben Arapça bilmiyorum ama Araplar ne demeye çalışıyor artık anlayabiliyorum.”
Yıllık 1 buçuk milyon liralık ihracat
Fanssa’nın 3 yıl önce kurduğu ambalaj fabrikası, ürünlerini Katar, Kuveyt, Moritanya, Fas, Suriye ve Irak’a ihraç ediyor. Yılda ortalama 1 buçuk milyon liralık ihracat yapıyorlar.
Ailenin Mersin dışında da yatırımları var. Gaziantep’te oluklu mukavva üretiyorlar. İzmir’de kağıt imal eden kuzenleriyle birlikte Türkiye’de toplam 180 kişiye istihdam sağlıyorlar.