İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da sivillere yönelik en kanlı eylem olarak görülen Srebrenitza katliamının üzerinden 26 yıl geçti. 11 Temmuz 1995’te Yugoslavya İç Savaşı sırasında Bosna Hersek’in Srebrenitza kasabasının Bosnalı Sırp güçlerin eline geçmesinden sonra, 8 binden fazla Müslüman ve Boşnak erkek, silah zoruyla ormanlık alanlara sürüldü ve öldürüldü. Sırplar, sadece birkaç gün içinde öldürdükleri binlerce kurbanı kent çevresindeki toplu mezarlara gömdü. Yaşanan bu katliam, Birleşmiş Milletler mahkemesince ‘’soykırım’’ olarak nitelenen ilk olay olarak kayıtlara geçti.
Katliamın 26’ncı yılında İzmir’de Konak Belediyesi, Konak Kent Konseyi, Gültepe Makedonya Göçmenleri Derneği ve Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu, Srebrenitza’da hayatını kaybedenler için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde anma etkinliği düzenledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Etkinliğe katılan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur yaptığı konuşmada, “Bu katliamın unutulmaması, dünyanın her bölgesinde, her ülkesinde bu tür katliamların olmaması için tek şeye ihtiyaç var dünyada, o da barış, kardeşlik ve dayanışma. Bunu sağlamamız gerekiyor. Her sene bu katliamı unutturmamak için bu anma etkinliğini düzenliyoruz. Aliya İzzetbegoviç’in çok önemli bir sözü var: ‘Ne yaparsanız yapın, soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.’ Tekrarlanmaması için unutmamamız lazım” dedi.
“Küçük çocukları küçük kurşunlarla öldürürler, değil mi anne?”
Etkinlikte Balkan derneklerinin temsilcileri de söz alarak katliamda hayatını kaybedenleri andı. Katliam sonrası toplu mezarlara gömülen Boşnaklar’ın 1701’inin halen cansız bedenlerine ulaşılamadığını kaydeden Gültepe Makedonya Göçmenleri Derneği Başkanı Birol Özkardeşler, “Bu yıl 19 kişinin cansız bedenine ulaşılarak Potoçari’de definleri gerçekleştirildi” diye konuştu.
Konuşmaların ardından basın açıklamasını okuyan Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, Srebrenitza katliamında öldürülen dört yaşındaki bir çocuğun ölmeden önce annesine sorduğu “Küçük çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi anne?’’ sorusunu dile getirdi. Mumcu, ‘’Bizler, yani bir çocuğun annesine böyle bir soru sormasını sağlayanlarla aynı dünyada yaşamak istemeyenler Srebrenitza’da 26 yıl önce yaşanan acıyı hala yüreğimizde yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Katliam, çağdaş demokrasinin beşiği Avrupa’nın tam ortasında yaşandı”
Yugoslavya İç Savaşı sırasında 1993 yılında BM’nin Srebrenitza kasabasını ‘’güvenli bölge’’ ilan ettiğini hatırlatan Mumcu, “Sırplar’ın iki yıl süren kuşatması sonrası Srebrenitza düştü ve binlerce Boşnak erkek, kadın ve çocuk kentin hemen dışında Potoçari’de bulunan Hollandalı askerlerin denetimindeki BM Barış Gücü karargahına sığındı. Hollandalı askerler karargaha sığınanlara burada güvende olacaklarını söyledi. Ancak askerler Sırp güçlerin kampı kuşatması üzerine binlerce Boşnak’ı Sırplar’a teslim etti. Otobüs ve kamyonlara bindirilen sivil Müslüman Boşnaklar’dan 8 bin 372’si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda katledildi” dedi.
Srebrenitza katliamının göz göre göre gelmesine karşın BM, Avrupa Birliği ve NATO’nun sessiz kaldığına dikkat çeken Mumcu, “İnsanlık tarihinin utanç sayfalarından biri, çağdaş demokrasilerin beşiği Avrupa’nın tam ortasında yaşanmıştır. Bu soykırımı yargılayanlar da bir zamanlar bu katliama seyirci kalan ve bizzat savaşı kışkırtanlardan başkası değildir. Bir gazetecimiz, ‘Tanrısı değişir kendisi değişmez tek din faşizmdir’ demişti. Tarihten ders almayı başaramayan insanlık, farklı din, dil, ırk ve inanç kisvesi altında faşizmi yaşatmayı her seferinde başarıyor. Bizler faşizme, katliamlara, baskılara karşı ne olursa olsun barışı, kardeşliği, dayanışmayı savunuyor ve Nazi kamplarından, Ruanda’ya, Hocalı’dan Srebrenitza’ya, Şengal’e tüm katliamları lanetliyoruz” diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından katliamda hayatını kaybedenler anısında Gündoğdu Meydanı’ndan denize karanfiller bırakıldı.