Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan kira ve ev fiyatlarına karşılık açıkladığı 250 bin konut, 250 bin arsa ve 50 bin işyerinden oluşacak sosyal konut projesine, 16 Eylül itibariyle resmi rakamlara göre 2 milyonun üzerinde başvuru yapıldığı belirtildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yürütülecek olan projeye başvurular Ekim sonuna kadar sürecek. İnşaatları yılbaşında başlanacağı öngörülen projenin 2 yılda tamamlanması planlanıyor.
240 ay ödeme planı olacağı açıklanan projede 2+1 evlerin fiyatı 608 bin TL, 3+1 dairelerin fiyatı ise 851 bin TL. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde fiyatlar ise 780 bin TL’den başlıyor.
Projede dikkat çeken noktalardan biri de başvurabilmek için en fazla 18 bin TL aylık gelire sahip olunmasının istenmesi. Kampanyaya İstanbul’da hane geliri 18 bin liranın, diğer illerde 16 bin liranın altında olan kişiler başvurabilecek.
“Ben yaptım oldu anlayışı devam ediyor”
TMMOB İnşaat Mühendisler Odası’nın proje hakkında çekinceleri var. Yapılan açıklamada, “Projenin tanıtım biçimi ve öngördüğü takvimler değerlendirildiğinde, yeni bir ‘ben yaptım oldu’ anlayışının ürünü plansız bir faaliyet olacağını düşündürmektedir. Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi olarak tanıtılan konut projesindeki fiyatların günümüzün sosyal konut inşaat maliyetleri civarındadır. Bir konutu maliyetine ve uzun vadeli taksitlerle satışa çıkarmak orta ve alt gelir grubuna dahil yurttaşlar açısından ulaşılabilir olduğu anlamına gelmemektedir. Projeye ilişkin en düşük konut fiyatının 608 bin lira olduğu ve yapılan açıklamaya göre yüzde 10 peşinatla 60 bin TL ödeme koşullarının geniş kesimler tarafından karşılanması oldukça sıkıntılıdır” denildi.
Peki Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesi olarak adlandırılan proje, Türkiye’de derinleşen konut sorununa çözüm olabilecek mi? VOA Türkçe, konuyu uzmanlarla ve halkla konuştu.
Your browser doesn’t support HTML5
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir’e göre projenin zaman, maliyet ve uygulama açısından ciddi zayıflıkları var.
VOA Türkçe’ye konuşan ekonomist Demir, “Türkiye’de yüksek enflasyonla birlikte gıda sorunu, barınma sorunu günden güne artarak devam ediyor. Genel seçime doğru gidildikçe bu tarz projeler artacağa da benziyor. Ekonomik sorunların arttığı ve hükümet kalıcı bir çözüm bulamadığı için mecburen böyle palyatif önlemler bulmaya çalışıyor. Ama buradaki asıl mesele bu palyatif önlemlerin işe yarayıp yaramayacağı. Yani kalıcı olarak bu proje konut fiyatlarını, konut kirasının yüksekliğini çözecek bir proje değil” dedi.
Asgari ücretle geçinen bir ailenin kira ve diğer giderleriyle birlikte aylık konut ödemesini yapmasının çok zor olduğunu kaydeden Demir, “Bir evde 2 asgari ücretli çalıştığını varsaysak, yaklaşık 11 bin lira hane geliri olur. Bu insanlar gelirlerinin yüzde 30'undan fazla ödeme yapamayacağına göre 3 bin 300 lira gibi bir ödeme yapacak. Artı kendi evinin kirasını o eve yerleşene kadar ödemeye de devam edecek Bunun bir de geçim masrafları var. 3 bin lira kira ödese İstanbul'da, 3 bin 300 lira da ev taksiti olsa 6 bin 300 lira eder. Bunun elektriği, suyu, doğalgazı da var. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda zaten en baştan evin maliyeti 10 bin lirayı buluyor. Bin lirayla mı geçinecek bu insanlar” diye konuştu.
“Projeye 280 milyar hazine finansmanı gerekiyor, bu para yoksa 2 yılda bitmez”
Proje maliyet koşullarının da tartışılması gereken çok önemli bir konu olduğunu belirten Demir, “Bugün 10 liraya mal edilen bir konut. Bundan bir yıl sonra ne kadara mal ediliyor olacak? 2 yıl sonra ne kadara mal ediliyor olacak? Yani maliyet ne kadar değişecek? Dolayısıyla bugün o müteahhit firmalar bu işlerin içerisine girmeye ne kadar istekli olacaklar ve o müteahhit firmalar beklentilerini alabilecekler mi? Bekledikleri o maliyet değişimi onlara nasıl yansıyacak? Böyle bir sorun var. Üçüncüsü ise yaklaşık 350 milyar liralık bir yatırımdan bahsediyoruz. Bu 350 milyar liralık yatırımın kaba bir hesapla yaklaşık 60-70 milyar liralık kısmı vatandaştan toplanacak gibi gözüküyor ilk iki sene içerisinde. Geriye kalan 270-280 milyar liranın da hazine finansmanı gerektiriyor. Böyle bir para bütçede var mı? Eğer böyle bir para bütçede yoksa bu iş 2 senede nasıl bitecek? İnsanlar şu anda o başvuruları 2 yıl kira ile beraber taksit ödeyeceğim ondan sonra evime geçeceğim diye düşünerek yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
“Proje bölgedeki konut fiyatlarında kısa süreli bir gevşeme sağlar”
Projedeki yerler doluncaya kadar o bölgedeki fiyatlarda bir gevşeme olabileceğini belirten gayrimenkul değerleme uzmanı Murat Ergin de projenin bitmesiyle ve insanların konutlarda oturmaya başlamasıyla birlikte fiyatların tekrar yükseleceğine dikkat çekti.
Ergin, “Kısa süreli bir fayda sağlayıp ileriki periyotta yine bölge fiyatı ile birlikte doğal olarak artış yaşayacaktır. Bu işin doğasıdır. Arsalarda ise arsa yatırımı yaptıktan sonra bir sene içerisinde inşaata başlayacaksınız. 2 senede de taban kodlarını döşemeleri yapmanız gerekiyor. Bir bölgede, bir arsada inşaat başlandığı zaman o bölgede fiyatlar otomatikman artacak. Bu ne olacak? Değer artışına ve daha fazla bölgeye talebe neden olacak Dükkanlarda da benzer şekilde bölgeye bir dükkan projesi yapıldığı zaman bölgedeki fiyatlara pozitif yani yukarı yönlü ivmelenme yaşatacak. Kısa süreli bir gevşeme yani sonuç olarak. Kısa süreli bir gevşeme olmasına rağmen uzun periyotta projelerin bitip dağılımından sonra oturumlar başladıktan sonra fiyatlar piyasa fiyatına gelecek. Hatta arsa ve sanayi alanlarında değerlerin daha yukarı yönlü hareket etmesini bekliyoruz” dedi.
“Seçim atmosferi proje süresini etkileyebilir”
Gelecek yıl yapılması planlanan genel seçiminde projenin yapım süresini etkileyebileceğini ifade eden Erkin, “250 bin konut yapılacak. Tabii bunun bir de ihale süreci var. İhale sürecinin de bu sene yapıldığını varsayarsak. İleriki süreçte de bunların başlaması, inşaatın yapımı 2 seneyi geçeceğini hatta daha uzun bir projeksiyona yayılacağını düşünüyorum. Tabii bu süreçte yaklaşan bir seçim var. Siyasal atmosfer. Ekonomik konjonktür bunların tamamen yapım sürelerini etkileyebilir. Tabii biliyorsunuz şu an ham madde çok değerli para genel dünya çapında bir düşüşte enflasyondan dolayı. İleriki projeksiyonlarına da inşaat maliyetlerinin ve konut fiyatlarının artacağını düşünüyoruz. O yüzden bu toplam 250 bin konutluk devasa bir projenin bir de farklı bölgelerde farklı firmalar yapacak bunu. Teslim süreleri de farklılaşabilir ihale sürecinden de dolayı. 2 seneyi geçeceğini ve inşaat maliyetlerinin artmasıyla değerlerin daha da yükseleceğini düşünüyoruz’’ diye konuştu.
Halk proje hakkında ne düşünüyor?
Türk-İş’in son açıkladığı verilere göre, yoksulluk sınırı 22 bin 280 TL olan Türkiye’de, yoksulluk sınırının altında yaşayan ailelerin, mevcut kira, barınma bedellerine proje için aylık 2-3 bin TL daha eklemesi gerekiyor.
VOA Türkçe, İstanbul Bakırköy Meydanı’nda halka proje hakkındaki görüşlerini sordu. Çoğunluk, düşük gelire sahip insanların projedeki ödemeleri yapmasının mevcut hayat şartlarında çok zor olduğunu söylerken bazıları ise kira öder gibi ev sahibi olmanın yolunun açıldığını ifade etti.
“Aldığım maaşla ödemeleri yapamam”
Özek sektörde asgari ücretli olarak çalıştığını ifade eden Cüneyt Demirci, projeye girerek ev sahibi olmak çok istediğini ancak aldığı maaşla ödemeleri yapmasının imkansız olduğunu söyledi
Demirci, “Evim maalesef yok. Şu anda kirada kalıyorum. Diyelim ki bu projeye girdim. Fiyatı benim için o kadar yüksek ki nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum. Girme, almak isterim ama maalesef o paraları ödeyebilecek durumda değilim. Son bir yıldaki fiyat artışları, fatura artışları, kira artışlarından dolayı böyle bir projeye girmek istesem de giremem’’ dedi.
“İnsanlar kira öder gibi kendi evlerinde oturur”
Çocuklarının kirada oturduğunu kaydeden ev hanımı Rukiye Şart, çocuklarının ev sahibi olabilmesi için sosyal konut projesini avantaj olarak gördüğünü ifade etti; “Çocuklarımın almasını isterim. Eğer çıkarsa çok güzel olur. En azından insanlar kira öder gibi evlerinde oturur” şeklinde konuştu.
“Asgari ücretli bir aile bu evleri alamaz”
“Proje 2 yıl sonra bitti diyelim 2 yıl kira öderken de bunların ödemesini yapmak çok zor. Bence asgari ücretli bir aile bu evleri alamaz” diyen özel sektör çalışanı Volkan Sayan ise projeye giren kişilerin ev kirasıyla birlikte bu ödemeleri yapamayacağını söyledi.