Sırbistan Parlamentosu Srebrenitza Katliamından Dolayı Özür Diledi

Kararda, Bosnalı Sırp kuvvetlerin 8 bin Boşnak’ı öldürdüğü olayı engellemek için yeterli adımlar atılmadığı vurgulanıyor ve katliamın kurbanları için özür dileniyor

Sırbistan parlamentosu, 1995’teki Srebrenitza’da Müslümanlar’ın katliamı için özür dileyen kararı tartışmalı bir oturumda kabul etti.

Kararda katliam, soykırım olarak nitelenmedi. Srebrenitza katliamı, uluslararası alanda ‘soykırım’ olarak adlandırılıyor.

Kararda, Bosnalı Sırp kuvvetlerin 8 bin Boşnak’ı öldürdüğü olayı engellemek için yeterli adımlar atılmadığı vurgulanıyor ve katliamın kurbanları için özür dileniyor.

Milliyetçi partiler özür tasarısına karşı çıktı ve metinde Boşnak ve Hırvatların işlediği savaş suçlarının da kınanmasını istedi.

Çağdaş tarihin en büyük facialarından biri olarak nitelenen Srebreniça katliamı Bosna savaşı sırasında meydana geldi. Birleşmiş Milletler, kentin Boşnak sakinlerini Sırp saldırılarından korumak için Srebreniça’yı “güvenli bölge” ilan etmiş ve kente bir Hollanda birliği göndermişti. Kenti kuşatan Sırpların baskısı üzerine Hollandalı barış gücü askerleri Srebreniça’dan ayrılınca, Sırp milisler, topladıkları 8 bine yakın Müslüman erkeği öldürüp toplu mezarlara gömdü.

Birleşmiş Milletler koruması altındaki kentin böyle bir faciaya sahne olması tüm dünyayı şok etmiş ve “Srebreniça” en az 200 bin kişinin öldüğü savaşın sembolü haline gelmişti.

Sırp Meclisi, 13 saat süren görüşmelerden sonra olayda hayatlarını kaybeden Boşnakların ailelerinden resmen özür diledi. Ancak 250 üyeli Mecliste tasarının görüşüldüğü oturuma sadece 173 milletvekili katıldı ve tasarı 127 oyla kabul edildi. Başka bir deyişle, Srebreniça katliamının kınanmasını öngören tasarının sadece 2 oy farkıyla kabul edilmesi; aradan 15 yıl geçmesine rağmen Sırpların bu konuda hala bölünmüş olduğunu, 7 buçuk milyon nüfuslu ülkede hala milyonlarca kişinin da katliamı inkar inkâr ettiğini gösteriyor.

Batı yanlısı olarak bilinen hükümet tarafından meclise sunulan tasarıda, hem katliam kınanıyor hem de faciayı önleyebilecek gerekli önlemler alınmadığı için ölenlerin yakınlarından özür dileniyor.

İktidardaki Demokratik partinin grup başkanı Nada Kolundiça, tasarının kabul edilmesinin Sırp tarihinde yeni bir dönemi temsil ettiğini söyledi.

Sırp milletvekili tasarının geçmesinin, Sırpların suçluları desteklemediğini gösterdiğini söyledi ve devamla “çağdaş bir toplum olma yolunda önemli bir adım attık” dedi.

Oturum sırasında meclis binası önünde toplanan milliyetçi Sırplar kararı protesto ederken, sağcı milletvekilleri tasarıda Sırplara karşı işlenen suçlardan söz edilmemesini eleştirdi. Bu milletvekillerinden Tomislov Nikoliç, kararın sadece Sırbistan’ın Avrupa Birliği’ne girebilmesi için kabul edildiğini ileri sürdü.

Ülkesinin AB'ye tam üyelik başvurusunu geçen Aralık’ta resmen sunduğunu hatırlatan sağcı milletvekili, tasarının üyelik için onaylandığını savundu ve hükümetin tüm ulusu suçlu ilan etmeye çalıştığını iddia etti. Tomislov Nikoliç, “uluslar suç işlemez bireyler işler” dedi.

Sırbistan, üyelik koşullarından birini daha önce yerine getirerek savaş suçlusu Radovan Karadziç’i Lahey’deki Yugoslavya Savaş suçları mahkemesine teslim etmişti. Ancak Srebreniça'daki Sırp kuvvetlerine komuta eden ve katliamın sorumlusu olarak General Ratko Mladiç hala yakalanamadı. Savaş suçlusu Miladiç’in aşırı Sırp milliyetçiler tarafından korunduğu ve gizlendiği sanılıyor. Sırbistan’ın üyelik koşulları arasında Ratko Mladiç'in Lahey mahkemesine teslim edilmesi de var.

Tasarıyı destekleyenler arasında eski Devlet Başkanı Slobadan Miloveç’in de vardı ancak Miloseviç savaş suçlarından yargılandığı mahkemede duruşması sona ermeden öldü.

BM karafından “soykırım” olarak nitelenen Srebreniça katliamı, Avrupa’da, İkinci Dünya savaşı sırasındaki Yahudi soykırımından sonra ikinci soykırım oluyor.

Sırp meclisinde kabul edilen tasarıda soykırım yerine katliam sözcüğünün kullanılması Boşnakların tepkisine yol açtı.