DİYARBAKIR - Kürt partileri, Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki PKK ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) hedeflerine yönelik başlattığı hava operasyonlarına tepki gösterdi.
Selahattin Demirtaş, tepkisini “Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e kurban etmeyeceğiz, kirli savaş politikalarına teslim olmayacağız” sözleriyle dile getirdi. HDP ise operasyonun seçim yatırımı olduğunu savundu.
Operasyonun ardından avukatlarının kullandığı sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama paylaşan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Taksim’deki saldırıya vurgu yaptı.
Taksim saldırısını “vahşi terör saldırısı” olarak değerlendiren Demirtaş, saldırıyı sorgulayanların terör yandaşı ilan edildiğini söyledi.
Demirtaş, “Savaşa hayır” diyerek bitirdiği açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
“İstiklal’de katledilen kardeşlerimiz üzerinden doğan acıyı ve öfkeyi istismar ederek Kürtlerin başına bomba yağdıracaklar. Bu kirli senaryoya 'vatan savunması' deyip milli duyguları kabartarak oy devşirmeye çalışacaklar, şaşkın muhalefeti de peşlerine takacaklar. Savaşı desteklemeyenleri vatan haini ilan edecekler. Elinizi vicdanınıza koyun ve Allah rızası için doğruyu söyleyin, hakikat bu değil mi? Bu basit ve hazin denklemi çözmek çok mu zor? 'Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e kurban etmeyeceğiz, kirli savaş politikalarına teslim olmayacağız, el ele verip büyük bir barış, kardeşlik, huzur, refah toplumu olacağız, yaşasın barış' demek çok mu zor? Bakın bunca haksızlığa ve zulme rağmen biz söylüyoruz; korkmayın, siz de söyleyin: savaşa hayır.”
HDP: “Operasyon seçime dönük’
HDP’nin Dış İlişkiler Sözcüleri Feleknas Uca ve Hişyar Özsoy imzalarıyla yapılan İngilizce açıklamada ise operasyonun seçime dönük olduğu savunuldu.
Türkiye’de her seçimden önce Suriye’ye yönelik bir operasyon yapıldığı vurgulanan açıklamada, "Son saldırıların kendisi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim şansını artırma amacına hizmet ediyor. Seçmenleri milliyetçi ve Kürt karşıtı bir gündem etrafında birleştirmek, yaklaşan seçimlerin galibi olan Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) şeytanlaştırmak ve baskı altına almak ve diğer muhalefet partilerini saf dışı bırakmak için kullanılabilirler. Erdoğan'ın milliyetçiliğini bitirmesi beklenebilir” denildi.
Uca ve Özsoy açıklamada, uluslararası toplumun sessiz kalmamasını isteyerek, “Uluslararası toplum, uluslararası ve insancıl hukuku açıkça ihlal eden bu tür ölümcül saldırılar karşısında sessiz kalmamalıdır. Uluslararası toplumu, dostlarımızı ve uluslararası kurumları Türkiye'nin sınır ötesi saldırılarına karşı derhal harekete geçmeye ve bir insani felaketin daha önüne geçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
İlgili Haberler İstiklal Caddesi Saldırısıyla İlgili 5 Kişi Gözaltına AlındıTürkiye, BM ve PKK’ya çağrı
Operasyona bir tepki de Kürdistan Sosyalist Partisi, Kürdistan Özgürlük Partisi ile Kürdistan Demokrasi Hareketi'nden geldi.
Üç kurumun ortak açıklamasında, Türkiye’de Kürt sorununun operasyonlarla çözülemeyeceğinin anlaşıldığı belirtildi.
Türkiye’nin Kürt siyasetini değiştirmesi çağrısı yapan üç grup, Türkiye, BM ve PKK’ya çağrı yaptı. Çağrıda şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye Kürt milliyetçiliğine dayalı politikasını bırakmalı ve siyasi çözüm için öncelikle Kuzey Kürdistan'daki Kürt ve Kürdistan partileri ile diyalog başlatmalıdır. PKK, Kürt milletinin davasına ve Kürtlerin kazanımlarına zarar veren, Türk devletinin saldırılarını kolaylaştıran politika, faaliyet ve eylemlerini de durdurmalıdır. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Müttefik Kuvvetler alacakları karar ve pozisyonlarla bu saldırıları engellemelidir.”
İlgili Haberler Suriye ve Irak’ın Kuzeyine Hava Operasyonu“Operasyon ABD ve Rusya’nın bilgisi dahilinde yapıldı"
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Devrimci Demokrat Kürt Derneği (DDKD), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T), Kürdistan Demokrat Partisi- Kuzey (KDP-Bakur), İnsan ve Özgürlük Partisi, Azadi Hareketi, Azadi Partisi ve Kürdistan Komünist Partisi (KKP) tarafından 2019’da kurulan Kürdistani İttifak isimli grup da operasyona tepki gösterenler arasındaydı.
Grup adına yapılan açıklamada, uluslararası kamuoyunun tepkisiz kalması eleştirildi.
Açıklamada, operasyonun ABD ve Rsuya’nın bilgisi dahilinde yapıldığı öne sürülerek, “Bu saldırılar karşısında uluslararası güçler, kurumlar ve kuruluşların “kaygılıyız” söyleminden öteye gitmeyen tutumları, sessiz kalmanın ve işlenen bu suçlara ortak olmanın bir başka adıdır. Uluslararası kamuoyunu, Avrupa Birliğini, Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları İzleme Örgütünü, Türkiye halklarını ve demokrasi güçlerini bu saldırılara karşı ortak mücadele yürütmeye ve tutum almaya çağırıyoruz” denildi.
Your browser doesn’t support HTML5
12 barodan açıklama
Öte yandan 12 baro, “Her Koşulda Barışı Savunmalıyız” başlıklı ortak bir açıklama yayınladı.
''Ülke olarak yıllardır savaşın, çatışmanın ve şiddetin sorunları çözmekten ziyade daha da derinleştirdiğini yaşanan büyük acılarla tecrübe etmiş bulunmaktayız. Bugün ihtiyacımız olan şey; Kürtlerin yoğun yaşadığı alanlara askeri operasyonlar düzenlemek suretiyle sorunu derinleştirmek değil, toplumun her kesimiyle barışmaktır. Türkiye’nin komşu halklarla ilişkilerini barışı gözeterek sürdürmesi, herkes için elzemdir'' denilen açıklamda, hükümet sorunlara askeri müdahaleler yerine barışçı siyasi çözümler aramaya davet edildi.