Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi’nde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın seçim çalışması sırasında Şenyaşar ailesinin işlettiği dükkana girmesinin ardından başlayan tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi ile meydana gelen olayda 3’ü Şenyaşar ailesinden olmak üzere 4 kişi ölmüştü.
Olayla ilgili açılan soruşturma sonrası eşi Esvet Şenyaşar ile iki oğlu öldürülen Emine Şenyaşar'ın bir oğlu da 4 yıldır tutuklu. Güvenlik kameralarına yansıyan ve çok sayıda saldırganın olduğu gözlenen olayda mahkeme davanın diğer tek tutuklu sanığı Enver Yıldız'a ise 18 yıl hapis cezası vermişti.
Your browser doesn’t support HTML5
Şanlıurfa adliyesi önünde 356 gündür adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar ve olaydan yaralı olarak kurtulan Ferit Şenyaşar, halen istinafta bulunan dava dosyasına dikkat çekmek için bugün ise Gaziantep Adliyesi önünde 1 günlük adalet nöbetini sürdürdü.
Şanlıurfa Adliyesi önünde 1 yıla yakındır sürdürdükleri adalet nöbetini Gaziantep’e taşıyan Şenyaşar ailesinin tek isteği ise olayda hayatta kalan ve 4 yıldır tek kişilik bir hücrede tutulan diğer oğulları Fadıl Şenyaşar’ın adil bir şekilde yargılanması.
“Şanlıurfa’da Türkiye Cumhuriyeti’nden farklı bir hukuk uygulanıyor’’
14 Haziran 2018 tarihinde yaşanan olayda yararlı olarak kurtulan Şenyaşar ailesinden Ferit Şenyaşar, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada ‘Adalet sağlanana kadar haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’ diyerek şu ifadeleri kullandı: “Suruç Devlet Hastanesi içerisinde annemin gözünün önünde iki kardeşim ve babam vahşice linç edilerek katlediliyor, olayın üzerinden 4 yıla yakın bir süre geçiyor ama bugüne kadar bu hastane katliamı ile ilgili tek bir tutuklu yok. Dava üzerinde ise halen gizlilik kararı devam ediyor. Biz 357 gündür adalet nöbetimizi sürdürüyoruz. Şanlıurfa da Türkiye Cumhuriyeti’nden farklı bir hukuk uygulanıyor. Bütün yetkililer bize kapılarını kapatmış durumdalar. Hastane katliamıyla ilgili dosyanın savcısı ile görüştüğümüzde bize ‘Hastane katliamı davasını açmayacağım, gidin kime şikayet ederseniz edin’ şeklinde cevap verdi. İşyerimizde yaşanan olayla ilgili ise dava açıldı ve suçlu biz gösterildik. Şu an bir kardeşimiz 4 yıldır tek kişilik bir hücrede tutuklu bulunuyor. Dava şu anda Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinde. Biz de kardeşimin bir an önce özgürlüğüne kavuşması için iki haftada bir nöbetimizi Gaziantep’te sürdüreceğiz. Ortada bir hukuksuzluk var. Türkiye’de bütün onurlu insanlar davamızı takip ediyor. Davamız her hafta TBMM’de gündeme geliyor. Bütün Türkiye halkları bu davayı konuşuyor ama iktidar kanadından hiç kimseden bir ses çıkmıyor. Adalet sağlanana kadar bu haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.’’
“Ölmeden önce oğlumun cezaevinden çıktığını görmek istiyorum’’
Eşi ve 2 oğlunun öldürüldüğü olay sonrası adliye önünde 357 gündür oturma eylemini sürdüren Emine Şenyaşar, aynı olayda tutuklanarak 4 yıldır tek kişilik hücrede tutulan diğer oğlu için ise adalet istediğini belirterek, “Benim oğlum 4 yıldır cezaevinde. Ben adalet istiyorum. Son 1 yıldır adliye önünde oturma eylemi yapıyoruz. Bize zulmettiler, hem bizi vurdular hem de bizi mahkemelerde süründürüyorlar. Hiç hastanelerde insanların öldürüldüğünü duydunuz mu? Bu Suruç’ta yaşandı. Olayın ardından bir hemşirenin psikolojisi bozuldu, 2 doktor istifa etti. Çocuklarımı ve eşimi öldürdüler, bir oğlumu da boş yere hapiste tutuyorlar. Bu olayları yapanlar ise ortalıkta geziyorlar. Onları neden tutuklamıyorlar, bu nasıl bir adalettir. Ben ölmeden önce oğlumun cezaevinden çıktığını görmek istiyorum. Herkese çağrıda bulunuyorum, bize yardım edin ve oğlum cezaevinden çıksın artık. Ben oğlumu istiyorum, herkes için adalet istiyorum. 1 yıldır adliye önünde oturuyoruz, artık yeter oğlumu bıraksınlar ben de evime gideyim’’ diye konuştu.
Yaşanan olayla ilgili soruşturmanın hukuksuz bir şekilde yürütüldüğünü ileri süren Şenyaşar ailesinin avukatlarından Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi Bülent Duran, VOA Türkçe ’ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı.
“Karar hukuka aykırıdır’’
“Tanıklık ettiğimiz mesele, daha önceden de AKP milletvekili ve bakanının ziyaret ettiği Şenyaşar ailesine yeniden rutin bir ziyaret neticesinden gelişen bir provokasyon ve bir katliamla sonuçlanmasıdır. 14 Haziran 2018’den beri yürüyen soruşturmayla ilgili 2 yargılama süreci oldu. Birincisi dükkanın içerisinde meydana gelen katliamla ilgili Malatya’da yargılama yapıldı ve Malatya Ağır Ceza Mahkemesinde bir yargılama yürüdü. Teknik anlamda ceza yargılamasında aslında ayrılmaması gereken ikiye ayrıldı. İkiye ayrılan bu soruşturmada Şenyaşar ailesine yönelik, baba Esfet Şenyaşar, oğulları Adil ve Celal Şenyaşar katledildikten sonra bu katliamı gerçekleştiren faillerle ilgili herhangi bir soruşturma yapılmadığı, bir ifadenin alınmadığının tanıklığı yapıldı. Bu soruşturma Malatya Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldığında bir tanıklığımızı şurada yaptık; o soruşturmada bir baktık ki, Yıldız ailesinin yakınları ve olayın failli olan Enver Yıldız’ın tapeleri açığa çıktı. Orada ‘savcılar gelecek, hakimler gelecek, biz güvenceye alacağız, bu meşru müdafaa olacak, gerekli koşullar sağlandıktan sonra biz gideceğiz teslim olacağız’ diyen Enver Yıldız’ın teslim olduğunun, onun dışında tek bir şahsın ifadesinin dahi alınmadığının tanıklığını yaptık. Orada hastanede yaşanan olay ile dükkanda yaşanan olayın dosyası ayrılarak, hastane dosyasına gizlilik kararı getirildi. Bugün Şenyaşar ailesinden hayatta kalan Fadıl Şenyaşar’ın tutukluluk süresine yasal değişiklikten dolayı 6 ay sonra tahliye edilmesi gerekirken, tahliye etmemek için ayrıldığını ve yargılamanın Malatya Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiğinin tanıklığını yaptık. Orada 39 yıl vererek Fadıl Şenyaşar’ı tutuklu bıraktılar. Bugün tutuklu kalan Fadıl Şenyaşar’ın tutukluluk halini devam ettiren o dosya Gaziantep 2’inci ceza dairesindedir. Şenyaşar ailesi bugün tahliye ve özgürlük talebi ile buraya geldiler. Bugün heyetle görüşme talebinde bulunduk ama heyet bizimle görüşmedi. Meşru müdafaa hakkını kullanan Fadıl Şenyaşar’ın hukuka göre 1 gün bile içeride kalmaması gerekirken, hukuka aykırı bir şekilde tutukluluk hali devam ediyor.’’