Geçen hafta katıldığı bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaret içeren açıklamalar yaptığı iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca çıkarılan gözaltı kararıyla, gece yarısı evinden alınan gazeteci Sedef Kabaş, savcılıkta ifadesi alındıktan sonra tutuklanma talebiyle sulh ceza mahkemesine sevk edildi. Sedef Kabaş 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan tutuklandı.
Kabaş’ın avukatı Uğur Poyraz daha önce VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada müvekkilinin moralinin iyi olduğunu ve nöbetçi mahkeme tarafından serbest bırakılmayı beklediklerini söylemişti.
Türkiye Barolar Birliği de bir açıklama yayınlayarak, Kabaş’a sabaha karşı gözaltı işlemi yapılması ve hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama kararının bir tedbir değil kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Açıklamada, “cumhurbaşkanına hakaret” suçunun, Türkiye’de yoğunlukla ifade özgürlüğünün kısıtlanması için bir araç olarak kullanıldığı ve bu kapsamda yapılan soruşturmalar, gözaltı işlemleri ve tutuklamaların evrensel hukuk prensipleriyle çeliştiği, kamuoyu üzerinde bir baskı yaratma vazifesi gördüğü vurgulandı.
Sedef Kabaş, Erdoğan için ne dedi?
Sedef Kabaş’ın hakaret içerdiği iddia edilen sözleri, 14 Ocak’ta Tele 1’de yayınlanan Demokrasi Arenası’nda sarf etti.
CHP TBMM Grup Başkan Vekili Engin Özkoç ve İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu ile Uğur Dündar’ın konuğu olan Kabaş, programda Cumhurbaşkanı’nın karşısında gördüğü kişilerle ilgili kullandığı üslup ile ilgili yorumlarda bulundu.
Kabaş, ‘‘Meclis’te tartışmalar olur mu? Olur. Siyaseten kavgalar, fikir ayrılıkları olur mu? Olur. Bunu bir tartışma platformunda yaparsınız, hicivle yaparsınız? Ama üslup düşüklüğü küfretmek ne demektir. Çok meşhur bir söz vardır. ‘Taçlanan baş akıllanır’ diye. Ama görüyoruz ki gerçek değil. Ya da tam tersi bir söz vardır. Haydi onu söylemeyeyim. Onu söylemeyeyim. Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz. O saray ahır olur. Siz bu ülkeyi konum olarak kucaklamanız gerekirken bu kadar fikir ayrılığınız olabilir, kendinizi ‘muhafazakar İslamcı’ olarak da niteleyebilirsiniz. Benden olmayan herkes düşman, bana oy vermeyen herkes hain, bana oy vermeyen herkes terörist ne demek?’’ dedi.
RTÜK Başkanı inceleme kararını Twitter’da açıkladı
Bir sosyal medya kullanıcısının programın yayınlanmasından bir hafta sonra gündeme getirdiği sözler kısa süre içinde sosyal medyada yayılırken, hükümete yakın kullanıcılar tepki göstermeye başladı.
Bunun üzerine Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, bu sözlerin incelemeye alınacağını açıkladı.
Ömer Çelik: ‘‘Bu ahlaksızlığı mahkum ediyoruz’’
RTÜK Başkanı’nın bu açıklamasından kısa bir süre sonra, bu kez AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Sedef Kabaş’ı hedef alan paylaşımda bulundu.
Çelik, ‘‘Gazeteci sıfatı taşıyan Sedef Kabaş’ın bir televizyon kanalında Cumhurbaşkanlığı makamını aşağılık sözlerle hedef alması muhalefet değil ahlaksızlık ve pespayeliktir. Bu ahlaksızlığı lanetliyoruz, milletin oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanımıza, devletimizin başına bu çirkin üslupla hitap millete ve milli iradeye hakarettir. Bu ahlaksızlığı mahkum ediyoruz. Bu aşağılık davranışla hukuki ve siyasi olarak en güçlü şekilde mücadele edeceğiz’’ dedi.
Adalet Bakanı: ‘‘Bu hadsiz ifadeler, adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır’’
Bu açıklamaların ardından gece yarısından sonra saat 2 sularında Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Kabaş hakkında gözaltı işlemi yapıldığını ve gazetecinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü duyurdu.
Sedef Kabaş, avukatı Uğur Poyraz ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifade vermek için beklerken bu kez Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulundu.
Adalet Bakanı, ‘‘Milletimizin oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızı hedef alan, edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum. Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır’’ dedi.
Erdoğan’dan önceki 3 cumhurbaşkanına hakaretten 386 ceza verildi
Cumhurbaşkanı’na hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenleniyor. Bu suç kapsamında 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor; suçun aleni işlenmesi halinde ceza, altıda bir oranında arttırılarak 4 yıl 8 aya kadar yükselebiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce görev yapan ve tümü yedi yıl görevde kalan üç cumhurbaşkanına karşı hakaret suçu işlendiği gerekçesiyle toplam 386 kişiye ceza verildi.
Süleyman Demirel’e 71, Ahmet Necdet Sezer’e 82, Abdullah Gül’e de 233 kişi hakaret ettikleri iddiasıyla ceza aldı.
Prof. Akdeniz: ‘‘2020 yılı sonuna kadar 35 binden fazla kişiye hakaret soruşturması açıldı’’
Bilişim hukuku uzmanı Yaman Akdeniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan zamanında bu maddenin çok daha aktif bir şekilde kullanıldığına dikkat çekiyor.
İfade Özgürlüğü Derneği kurucusu Prof. Akdeniz, ‘‘Söz konusu suç kapsamında savcılıklar, 2014 yılında 682, 2015 yılında 7 bin 216, 2016 yılında 38 bin 254, 2017 yılında 20 bin 539, 2018 yılında 26 bin 115, 2019 yılında 36 bin 66 soruşturmaya bakmıştı. Bu süreçte açılan soruşturmaların 27 bin 717’sinde kamu davası açılmasına karar verilmişti. 2020 verileriyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde 299’uncu maddeden açılan kamu davası sayısı da 35 bin 507’ye yükselmiş oldu’’ diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten soruşturulan 35 bin 507 kişiden 3 bin 625’i hapis cezası aldı.
Türkiye 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 139 ülke arasında 117'inci sırada yer alıyor. Türkiye 14 ülkenin yer aldığı Doğu Avrupa ve Orta Asya kategorisinde ise son sırada bulunuyor.
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’ndan ‘derhal serbest bırakın’ talebi
Gazetecilik örgütleri, Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’ndan (CFWJ) yapılan açıklamada ‘‘CFWF, Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyor. Bu girişim gazeteciyi sindirmek amacıyla yapılmıştır. Demokratik olduğunu iddia eden bir ülkede ifade özgürlüğüne yöneltilen bu saldırı kabul edilemez’’ denildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de iktidarı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına saygı duymaya çağırdı ve bu kapsamda Sedef Kabaş’ı serbest bırakılmasını istedi.
TGC’den yapılan açıklamada, ‘‘Türkiye’nin gündemi yine bir erken seçim olacağı iddialarıyla gerginleşmektedir. Bu gerginlik ortamında her seçim dönemindeki tanıdık olayların tekrarlandığına tanıklık etmekteyiz. Gazetecilerin hedef gösterilmesi, gözaltına alınması bunların başında gelmektedir. Son olarak gazeteci Sedef Kabaş Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla gece yarısı evinde gözaltına alınmıştır. Evrensel gazetecilik ilkelerine göre ifade özgürlüğü sadece olumlu karşılanan, zararsız haber ya da düşünceleri değil, aynı zamanda ‘devleti şoke eden, inciten, rahatsızlık veren’ düşünceleri de kapsamaktadır. İfade özgürlüğü demokratik toplumun en temel özgürlüklerinden biridir. Kamuoyunu korumanın yolu ifade özgürlüğünden geçer. Ülkede gazeteciler düzenli olarak tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorsa toplumun geleceği de, demokrasisi de tehlike altındadır’’ ifadeleri yer aldı.
TGC ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 1 Eylül 2021’de adli yıl açılışındaki konuşmasında yeni yargı reformu paketiyle sarf etmiş olduğu ‘Sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma işlemlerine son verdik’’ şeklindeki sözlerini de hatırlattı.