Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olağandışı ekonomi politikalarını kaldırma taahhüdünde bulunsa da siyasi çevreler, 14 Mayıs'ın galibi kim olursa olsun Türk ekonomisinin “kayıp bir yılla” karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor.
Bazı kamuoyu yoklamalarına göre yarışı önce götüren Millet İttifakı, ekonomiyi ve mali piyasaları devlet kontrolundan kurtarma, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını yeniden inşa etme ve ardından enflasyonu dizginlemek için faiz oranlarını agresif şekilde yükseltme uygulamasına gitme sözü veriyor.
AK Parti ise resmi verilere göre yüzde 44 oranındaki enflasyona ve tükenen döviz rezervlerine rağmen düşük faiz ve yüksek büyüme programını sürdüreceğini kaydediyor.
Uzmanlara göre muhalefetin oluşturacağı bir hükümet, aşırı değerli liranın zayıflaması ve mali teşvikin kaldırılması üzerine ekonomide ve piyasalarda çalkantılı bir sürece maruz kalabilir. Buna karşılık mevcut hükümet, ekonominin güç kaybetmesiyle kendi çalkantılı dönemine girebilir.
İlgili Haberler TÜİK: “Mart Ayında İşsizlik Oranı Yüzde 10”AK Parti'den bir yetkili, ekonominin, özellikle de hayat pahalılığının, seçim kampanyası sırasında bazı zorlukları beraberinde getirdiğini söyledi.
Reuters haber ajansına konuşan yetkili, “İtiraf ediyorum, bütçenin durumu iyi değil. Seçim yılları zordur. Kayıp bir yıl gibi olacak” dedi ve 2024'te daha güçlü ekonomik büyümenin beklendiğini kaydetti.
AK Parti'nin seçimi kazanması durumunda daha dengeli bir program uygulayabileceğini belirten yetkili, Erdoğan'ın eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in geri döneceği yönündeki açıklamalarının politikaları şekillendirmede rol oynayabileceğini kaydetti.
Uluslararası çevrelerde yakından tanınan Mehmet Şimşek, Wall Street'te UBS, Londra'da da Merrill Lynch gibi finans şirketlerinde çalışmış bir isim.
Yetkili, “Şimşek'in gelip destek sağlayacağını düşünüyorum. Eğer gelirse çok ciddi bir döviz akışını beraberinde getirir” dedi.
İlgili Haberler Yabancı Yatırımcıların Gözü Seçim Sonrası Türkiye'deReuters, konuya ilişkin görüş almak üzere Şimşek'e erişemedi. Cumhurbaşkanlığı da “ekonomide kayıp yıl” konusuna ilişkin bir soruyu yanıtlamadı.
Mali piyasalarınsa 14 Mayıs seçimlerinden sonraki çalkantılara hazırlık yaptığı gözleniyor. Bazı kamuoyu yoklamaları, seçimin 28 Mayıs'ta ikinci tura kalabileceğine işaret ediyor.
Millet İttifakı'ndan üst düzey bir yetkiliyse Erdoğan'ın ekonomisinin ”enkazını” devralacaklarını, “sihirli bir değnek” olamayacağı için de ekonomiyi düzeltmenin uzun süreceğini kaydetti.
Millet İttifakı'ndan bir başka yetkili de yeni hükümetin ekonomik meseleleri daha iyi anlamak için bürokraside reform yapacağını söyledi. Yetkili, “2023'ün kayıp yıl olacağı anlaşıldı, ancak 2024, kaybedebileceğimiz bir yıl olamaz” şeklinde konuştu ve önümüzdeki iki yıl içinde yüzde 5'lik büyüme beklendiğini söyledi.
Olası “Karmaşa”
Erdoğan'ın faiz indirimi politikası 2021 sonunda tarihi bir döviz krizine yol açmış, enflasyon geçen yıl resmi verilere göre yüzde 85,5'e kadar yükselmişti. Ekonomistler, geçen ay yüzde 44 olarak kaydedilen enflasyonun yükselmesini bekliyor.
Ekonomi araştırmaları şirketi Capital Economics'ten Liam Peach, seçimlerin “Türkiye'deki makroekonomik istikrarı ya düzelteceğini ya da bozacağını” söyledi.
Erdoğan'ın seçimi kazanmasının “eş zamanlı döviz, bankacılık ve devlet borcu krizlerinin yaşanması” riskini beraberinde getirdiğini kaydeden ekonomist Liam Peach, Kılıçdaroğlu'nun ise ”enflasyonu gelecekte sürdürülebilir şekilde düşürmek için zor bir rota çizeceğini” belirtti.
Erdoğan faizleri düşürerek, düzenlemeler ve döviz rezervleri yoluyla TL'yi istikrara kavuşturarak büyümeye, yatırımlara ve ihracata öncelik verdi.
Ekonomiye yönelik bu otoriter yaklaşım, son yıllarda yabancı yatırımcıların Türkiye'yi terk etmesine yol açtı. Ancak birçok yabancı yatırımcının, Erdoğan'ın iktidarı kaybetmesi ve faiz oranlarının yükseltilmesi durumunda Türkiye'ye geri dönmeye hazırlandığı söyleniyor.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, kişisel blogundaki bir yazısında, “Eğer iktidar el değiştirirse yeni gelenler bu feci tabloyu devralacak. Ve eğer bu durumu halka anlatmayı başaramazlarsa enkazı onların yarattığı sanılacak. Eğer iktidar değişmezse, tarihimizde ilk kez bir siyasal iktidar kendi kendisine büyük bir enkaz devretmiş olacak” dedi.
Citibank, Türkiye'de ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüşün 12 ay içinde 45 ila 50 milyar dolarlık yabancı sermayeyi ülkeye çekebileceği öngörüsünde bulundu.
Millet İttifakı seçimi kazandığı takdirde büyük olasılıkla bakan olacağı düşünülen İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, yeni hükümetin, bağımsız bir Merkez Bankası ve üç aylık hedeflere dayalı enflasyonla mücadele rejimi gibi öngörülebilir adımlar atacağını kaydetti.
Yılmaz, “Seçimden sonra 15 Mayıs günü borç ve yabancı döviz piyasalarında karmaşa olasılığı yüksek. Buna karşı önlem almalı ve yeni ekonomi ekibine kimin liderlik yapacağını ve politikanın ne olacağını açıkça belirtmeliyiz. Belirsizlik söz konusu olamaz. Para politikası güvenilir hale getirildikten sonra Türk varlıklarına akın başlayacak” şeklinde konuştu.