Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin bir buçuk yılı aşkın süredir üzerinde çalıştıkları seçim kanununda değişiklik teklifi, dün TBMM Başkanlığı’na sunuldu. 12 Eylül darbesi sonrası yapılan değişiklikle yüzde 10 olarak belirlenen seçim barajı, 39 yıl sonra teklifle yeniden yüzde 7’ye indirilecek.
Düzenlemede bir başka önemli değişiklikse seçim çevrelerinde milletvekili dağılımı hakkında oldu. 2018’de yapılan düzenlemeyle, milletvekili paylaşımı ittifakın aldığı oy üzerinden yapılıyordu. Gelecek seçimlerin en erken bir yıl sonra yapılması halindeyse partilerin aldığı oylar artık milletvekili sayısını belirleyecek.
Aksoy: “Hedef, küçük partilerin önünü kesebilmek”
Seçim Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliğin ana amacının küçük partilerin önünü kesmek olduğunu savunan Aksoy Araştırma Genel Müdürü Ertan Aksoy, bu değişiklik sonrası iddia edildiği gibi Millet İttifakı’nda yer alan partilerin, Demokrat Parti listelerinden seçime katılmasını gerçekçi görmediğini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Aksoy, “İnce hesap yapıldığı anlaşılıyor. AKP ve MHP’nin hazırladığı bu düzenleme öncelikle Cumhur İttifakı’nın oy kaybının örtülü bir kabulü anlamına geliyor. İkincisi özellikle ittifakın değil de partilerin oy oranlarının, milletvekili çıkarılmasında faktör haline gelmesi, küçük partilerin önünü kesebilmek amacını taşıyor. Ancak bu düzenlemenin iktidara avantaj sağlaması çok güç. Çünkü muhalefet partileri arada geçen sürede birlikte davranmak konusunda kendilerini çok geliştirdiler. Millet İttifakı’nda yer alan Saadet, Deva ve Gelecek partilerinin Demokrat Parti şemsiyesi altında yer alarak seçime katılmalarını ben çok mümkün görmüyorum. Tahminim CHP ve İyi Parti listelerinden seçime katılacakları yönünde. Bildiğiniz gibi bu değişiklik için daha çok MHP bastırdı. Bunun iki motivasyonu olduğunu düşünüyorum. İlki oy kaybı. Parti yönetimi yüzde 10’un altına düştüklerini görüyor. İkincisi de HDP’nin gerisinde kalmaları kendi üzerlerinde bir psikolojik baskı oluşturuyor. Bu sayede HDP desteğinin gevşeyeceğini hesap ediyor olmalılar” dedi.
İlgili Haberler Liderler Seçim Mevzuatını Yorumladıİhsan Aktaş: “Küçük partiler ya kendi isimleriyle girecek ya da büyük partilerin listesinden seçime girerek kimlik kaybına uğrayacaklar”
Genar Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş da düzenlemenin yeni kurulan ve henüz oy sayısında ciddi patlamalar gösteremeyen küçük partiler aleyhine olduğunu düşünüyor. Aktaş ayrıca her ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri düzenlemeyi kıyasıya eleştirmiş olsa da bunun ana muhalefet partisi lehine olduğu görüşünü savunuyor.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Aktaş, “Aslında bakarsanız seçim kanununda köklü bir değişiklik yoktur. Baraj oranı düşürülüyor. Ama küçük partilerin istediği miktarda değil. Baraj yüzde 7’ye değil de yüzde 3’e düşseydi küçük partiler için bir motivasyon olacaktı. Bu durum yalnız Babacan ve Davutoğlu bakımından değil Sarıgül ve İnce’nin partileri için de olumsuz. Zira yerel seçimlerde CHP’nin gösterdiği başarı sonrası ittifak mücadelesi iyice keskinleşti. Kimse küçük partilerin ne dediğine çok bakmıyor. Düzenlemeyle oylar ittifak içindeki partileri kendi namına sayılacak. Bu nedenle ya küçük partiler bir risk alıp kendi isimleriyle girecek ya da büyük partilerin listesinden seçime girerek kimlik kaybına uğrayacaklar. Bildiğiniz gibi CHP üzerinde bir yük vardı. Yeni partiler araştırma sonuçlarıyla masaya oturuyor ‘Benim yüzde 4, yüzde 6 oyum var diyerek’ masaya gelenler 20 vekil talebinde bulunuyorlardı. Şimdi o imkan kanımca ortadan kalktı gibi görünüyor ama CHP bonkör bir parti, bakalım nasıl bir tutum sergileyecek. Eğer bir parti kendi kimliğini koruyacaksa kendi adıyla girecek, yoksa AK Parti ya da CHP adı altında girecek” dedi.
Barajın yüzde 7’ye inmesinin ittifaklardaki büyük partileri çok etkilemeyeceği görüşünde olan İhsan Aktaş, HDP oylarında bir azalma olabileceği değerlendirmesinde bulunuyor.
Doçent Burak Cop: “MHP ‘ittifak havuzunu dağıtalım’ demiş, her koyun kendi bacağından asılacak”
Türkiye’de seçimler ve seçim sistemleri üzerine çalışmaları bulunan siyaset bilimci Doçent Burak Cop, düzenlemenin bir önceki seçimde ittifak havuzundan istediği ölçüde kazanım sağlayamayan MHP’nin bu düzenlemeyle bir öncekindeki kaybını telafi etmeyi amaçladığını ifade etti.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi Cop, “Havuzda toplanan oylar havuzdaki ittifak partilerine avantaj sağlıyordu. Ama Milliyetçi Hareket Partisi hesaplamadan ötürü birçok ilde zarar gördü. Örnek verecek olursak Niğde ve Nevşehir’de, CHP’den daha fazla oy aldığı halde kendisi milletvekili çıkaramadı ama ittifak oyları sayıldığı için CHP milletvekili çıkardı. Keza Trabzon’da, İyi Parti kendisinden daha düşük oy aldığı halde ittifak oyları nedeniyle milletvekili çıkardı, MHP çıkaramadı. Bu nedenle muhtemelen MHP eline kağıdı kalemi almış ve hesabı yapmış, ‘AKP’nin oyu bize yaramıyor o zaman ittifak havuzunu dağıtalım’ demiş gibi gözüküyor. Tabii şunu da unutmamak lazım, hesaplar 2018 seçimlerinde alınan oylar üzerinden yapılıyor ama köprünün altından çok sular aktı. Şimdi araştırmalara bakılırsa oy dağılımı pek öyle olmayacak zira Millet İttifakı, her geçen gün daha da büyüyor ama MHP kendi güçlü olduğu bölgelere güveniyor olmalı. Her koyun kendi bacağından asılacak. Değişiklik aslında baraj derdi olmayan partiler bakımından ittifakı anlamsızlaştırıyor” dedi.
Muhalefetteki küçük partilerin önündeki alternatifler nasıl?
Doçent Dr. Cop, muhalefette bulunan Deva, Gelecek, Saadet gibi partilerin, Demokrat Parti listelerinden seçime girmesinin mümkün olabileceği kanısında.
“Muhafazakar seçmen kendi adayları CHP’den listeye girse vermek istemeyebilir. Gelecek, Deva, Saadet seçmenlerinin bir kısmını taşıyabilir ama tümünü taşıyabilir mi, burası muamma. Bu nedenle Demokrat Parti’den seçime girmek bir alternatif olabilir. Üstelik İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde yüzde 3,5 yüzde 4’le Konya ve Kayseri gibi illerde yüzde 7-8 oyla milletvekili çıkarmak mümkün. Muhalefet partileri bu konuları da derinlemesine tartışacaklardır. Eğer olmazsa İyi Parti listeleri daha iyi bir opsiyon olabilir, belki o zaman bazı İyi Partililer de CHP listelerinden aday olabilir” değerlendirmesini yaptı.