Sanatçılar, arttırılmış gerçeklik kullanarak eserlerine yeni bir boyut kazandırıyor.
California’da Oakland’daki bir sanat etkinliğinde, ziyaretçiler tahminlerinden çok daha fazlasıyla karşılaştı. Örneğin, akıllı telefonlarıyla bir duvar resmine bakarken, karşılarında bir dinazor belirdi ve sonra da kaçtı.
Bu proje, eserlerine dijital bir boyut katmak isteyen sanatçılara arttırılmış gerçeklik uygulaması sunan Artivive adlı firmanın tanıtım etkinliğinin bir parçasıydı.
Artivive’de büyüme uzmanı Andra Coros, “Projeye dünya çapında 92’den fazla ülkeden birçok sanatçı katkıda bulunuyor. Ve bu harika bir şey. Tepkileri de muhteşem çünkü arttırılmış gerçekliği bu alanda sunan ilk platformuz ve sanatçılar da kolayca istedikleri içeriği yaratabiliyor” diyor.
Sanatçılar, firmanın bilgisayar programı Artivive Bridge’i kullanarak eserlerinin fotoğrafını yüklüyor. Daha sonra da çeşitli şeffaflık oranında sade dijital eklemeler yapabiliyor ya da daha ileri seviye teknoloji animasyonları seçebiliyorlar.
Üzerinde çalıştıkları eserin dijital versiyonu hazır olduğunda, bu uygulama üzerinden eserin arttırılmış gerçeklik özelliğiyle birlikte son hali akıllı telefon ya da tablet kullanan herkes tarafından görülebiliyor.
Artivive sadece modern sanata yönelik değil. Firma aynı zamanda birçok klasik esere dijital özellik katılması konusunda müzelere de hizmet sunuyor.
Coros, “Çok daha fazla bilet satışı oluyor çünkü herkes bu yeniliği görmek istiyor. Ve yeni bir izleyici kitlesi de var: Y kuşağı. Çünkü bu kuşaktakilerin ellerinde zaten mutlaka akıllı telefon oluyor” ifadelerini kullanıyor.
Peki, telif hakları konusunda ne yapılıyor? Örneğin, klasik sanatçılar eserleri üzerinde, arttırılmış gerçeklik özelliklerine onay verir miydi?
Artitive CEO’su Sergiu Ardelean, “Telif haklarıyla ilgili sorulara henüz yanıt bulunmuş değil. Çünkü dijital eklemenin kime ait olduğu sorusu hala gündemde” diyor.
Her ne kadar büyük ustalar bununla ilgilenecek durumda olmasa da, arttırılmış gerçekliğin günümüzde sanat dünyasını değiştirdiği bir gerçek.