Sahipsiz Hayvanların Gönüllü Koruyucuları

Your browser doesn’t support HTML5

Kimi hemşire, kimi avukat, kimi emekli, kimi de polis… Hepsi farklı mesleklerden, farklı görüşlerden. Onları bir araya getiren, hayvan sevgisi. Buca Dayanışma Sahipsiz Hayvanları Yaşatma ve Koruma Derneği (Buca Day) üyeleri ve onlara eşlik eden gönüllüler, haftada üç gün sokaklara ve ormanlık araziye bırakılan köpekleri besliyor.

Bütün hafta boyunca mesai yapan gönüllüler, Pazar günü izin yapmak yerine sabahın erken saatlerinde arabalarına yükledikleri kuru ekmekler, yemek atıkları, konserveler, et ve tavuklarla papara adını verdikleri mamayı hazırlıyor.

Ekip, yılların verdiği tecrübeyle adeta bir fabrika disiplininde işe girişiyor. Biri su taşırken, bir başkası etleri ve tavukları haşlıyor. Bir diğeri konserveleri açıyor, bazıları da kocaman leğenlerde ekmekleri parçalamaya başlıyor.

Buca Belediyesi’nin gönüllülere tahsis ettiği eski şantiye binasında hummalı bir çalışma yürütülüyor. Kolay değil, ciddi bir fiziksel güç ve emek gerektiriyor. Hayvan severler mamaları hazırlarken, şantiyede yaşayan köpekler de paylarına düşeni alıyor.

“Gözümüzün içine bakıp teşekkür etmeleri her şeye değer”

Buca Day Başkanı Nuran Kapıdağ, bu çabayı 3,5 yıldır sürdürdüklerini söylüyor. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Kapıdağ, çocukluğundan bu yana hayvanları sevdiğini ve bu sevgiye kızının da ortak olduğunu söylüyor. Kapıdağ yıllar önce sosyal medyada izlediği bir video sayesinde ilk kez kızıyla birlikte köpekleri beslemeye geldiğini anlatıyor. Zamanla başka gönüllülerle de bir araya gelerek derneklerini kurmuşlar.

Şantiyede yaşayan köpekler de paparadan paylarına düşeni alıyor.

Nuran Kapıdağ, “Mama için gerekli malzemeleri bağışlarla sağlıyoruz. Ekmekleri fırınlardan topluyoruz. Haftada üç kez besleme yapıyoruz. Ama haftanın diğer günleri de malzemeleri toplamakla geçiyor. Her zaman yeterince bağış olmuyor. Çoğu zaman kendi cebimizden alıyoruz. Bir besleme yaklaşık 700-800 liraya mal oluyor” diye konuşuyor. Ancak Kapıdağ, bütün maddi külfetine ve harcanan emeğe rağmen yaptıkları işin kendilerini çok mutlu ettiğini söylüyor. “Bu canların çaresizliği, beslediğimiz zaman gözümüzün içine bakıp da bize teşekkür edişi her şeye değiyor” diye konuşuyor.

Sadece besleme yapmıyorlar

Yaptıkları tek şey, haftada üç kez çaresiz hayvanları beslemek değil. Aynı zamanda hayvanların aşı ve tedavi ihtiyaçlarının karşılanması için de büyük çaba harcıyorlar. Sosyal medya aracılığıyla hayvanların sahiplendirilmesine çalışıyorlar. Hayvanlara yapılan işkence ve eziyetleri teşhir ediyorlar. Gönüllüler, birçok yerde vatandaşlardan olumlu tepki aldıklarını söylüyorlar. Ancak onları en çok kızdıran şey, sokaklarda hayvanlara mama verdiklerinde bazı kişilerin kendilerine tepki göstermesi. Bazı belediyelerin de gelen şikayetler nedeniyle sokaklardaki köpekleri toplayarak ormanlara bırakması da en önemli gündem maddelerinden biri.

İnsanlardan gördükleri kötü muamele nedeniyle birçok köpek korku içinde karnını doyurmaya çalışıyor.

Yeterince papara hazırladıktan sonra Buca Belediyesi’nin tahsis ettiği araçla bir grup gönüllü dağıtıma çıkıyor. Geri kalanlar ise, boşalacak olan kapları tekrar doldurabilmek için papara yapımına devam ediyor. Yol boyunca farklı noktalarda durarak hem yemek hem su dağıtımı yapılıyor. Köpekler, gönüllüleri görünce saklandıkları yerlerden çıkarak karınlarını doyuruyor. Birçok köpek, insanlardan gördüğü kötü muamele nedeniyle büyük bir korku içinde karnını doyurmaya çalışıyor.

“Sorunun nihai çözümü belediyelerden geçiyor”

Dağıtım aracı mahalleleri arkada bırakarak ormanlık araziye dalıyor. Ormandaki köpeklerin büyük bir kısmı cins köpek. Bunlar, zamanında birilerince satın alınıp ya da sahiplenilip yeniden sokağa bırakılan köpekler. Gönüllüler arasında yer alan ve sağlık sektöründe yöneticilik yapan Fehime Işık daha önce görev yaptığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da açlıktan birbirini yiyen köpekleri gördükten sonra sokak hayvanlarını beslemeye başladığını söylüyor. Yardım isteyen her ekibe koştuğunu söyleyen Işık, “Bu sorunun nihai çözümü, belediyelerin bu işe el atmasından geçiyor. İnsanlar rahatsız oluyor diye köpekler ormana atılmamalı. Ormanlara yüzlerce köpek atılıyor. Birçok köpek açlıktan ölüyor. Belediyeler özellikle beslemelere el atmalı. Belediyeler özellikle gönüllüleri de sürece katarak daha çok ağırlık vermeli” diyor.