Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemleri, İzmir Sağlık Platformu tarafından Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde protesto edildi. Basın açıklamasında Sağlıkta Şiddet Yasası’nın bir an önce çıkarılması çağrısı yapıldı.‘’Sağlıkta şiddete hayır”, “Şiddet varsa hizmet yok” sloganları atıldı.
İzmir’deki farklı sağlık meslek örgütlerinin katılımıyla düzenlenen basın açıklamasında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde iki gün içinde acil servis ve yoğun bakımda iki ayrı şiddet olayı yaşandığı vurgulandı. Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarından Dr. Enis Yiğitaslan “Acil servisinde yoğunluk nedeni ile hasta yakınları ile yaşanan tartışma şiddete evrildi. Hasta ve hasta yakınları benim de içinde bulunduğum, 7-8 sağlık çalışanına farklı düzeylerde sözel ve fiziksel şiddet uyguladı. Hekim olarak ben ve bir güvenlik görevlisi arkadaşımız fiziksel temasa maruz kaldık. Şiddete uğramadan, küfür ve hakaretle karşılaşmadan çalışmak istiyoruz” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5
“Güvenlik zafiyeti var”
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz sağlık kuruluşlarında yaşanan şiddetin sağlıkta dönüşüm politikaları olduğunu söyledi. Obuz, yaşanan son olaylarda güvenlik zafiyeti olduğuna da dikkat çekti ve “Şiddet sadece güvenlik sorununa indirgenemez ama çağrıldığında o güvenlik güçlerinin mutlaka gelmesi ve yardımını sunması gerekir” diye konuştu.
Ortak basın açıklamasını Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Hülya Baran Ulaşoğlu okudu. Açıklamada, sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte sağlığın piyasalaşmasının, şiddet vakalarında artış yarattığını belirterek “Şiddet vakalarının birçoğu basına yansımıyor. Ancak istatistiklere yansıyan günde ortalama 33 şiddet vakasıyla karşı karşıyayız” ifadesine yer verildi.
“Sağlıkta şiddet yasası bir an önce çıkarılsın”
Hükümetin sağlıkta şiddet yasası çıkarılması yönündeki çağrılara kulak tıkadığını belirten Ulaşoğlu, “80 milyon olan ülke nüfusumuza karşı, geçen yıl acil servise başvuru 130 milyon hasta sayısına ulaşmış. Poliklinikte katkı katılım payı ödemek istemeyen, gün geçtikçe yoksulluğa düşen hastalar acil servislere başvuruyor. Acil servisin iş yükü artıyor, gerçek acil hastaya zamanında müdahale gecikiyor. Hastalar medyadan öğrendiği ve iktidarın kullandığı dil sebebiyle insana yakışır şekilde alamadığı sağlık hizmetinin sorumlusu olarak sağlık emekçilerini görüyor” dedi.
Ulaşoğlu, "Bu ülkede adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz, tüm kamuya, kamu emekçilerine, sağlık emekçilerine sahip çıkalım. Sağlıkta şiddet yasası bir an önce çıkarılsın ve saldıranlar en ağır cezayı alacaklarını bilsin. Kamu görevlileri olarak halka hizmet veren Sağlık emekçilerine yönelik her türlü saldırının engellenmesi il yöneticileri, güvenlik güçleri ve hastane yöneticilerinin sorumluluğu altındadır. Sayın Valiyi, hastane başhekimini, İzmir emniyet güçlerini göreve çağırıyoruz. Halkımızın, hastalarımızın güvenli, daha nitelikli sağlık hizmeti almasının birinci koşulu; hizmeti verenlerin güvenliği ve rahatlığıdır. Tüm halkımız ve sağlık emekçileri için güvenli iş güvenli gelecek diyoruz" diye konuştu.