Sadece hekimler için bir maaş ve ek gösterge zammı yapılması girişimine tepkiler sürüyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) öncülüğünde yurt genelinde yapılan tam gün iş bırakma eyleminin ardından Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) üyeleri de tam gün iş bıraktı.
Türkiye genelinde hastane önlerinde bir araya gelen Sağlık-Sen üyeleri tarafından okunan açıklamada zam düzenlemesinin tüm sağlık çalışanlarını kapsaması istendi. Açıklamada, “Hekiminden hemşiresine, teknikerinden memuruna sağlık çalışanlarının tümünü kapsamayan bir düzenleme kadüktür. Hiçbir sağlık çalışanı bu düzenlemenin dışında tutulmamalıdır. Bu büyük bir haksızlıktır. Bizim tepkimiz bunadır ve bu tepki haklı bir tepkidir. Sadece Sağlık Bakanlığı çalışanları değil aynı zamanda üniversite hastanesinde çalışan öğretim üyeleri, araştırma görevlileri, aile hekimliği çalışanları da bu düzenlemenin dışında tutulmuştur. Açıkçası bu durum sağlık çalışanları içerisinde çok büyük bir infiale yol açmıştır” değerlendirmesi yapıldı. İş kolunda en çok üyeye sahip genel yetkili sendika olan Sağlık-Sen, 9 Aralık Perşembe günü de Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaparak tüm yurtta iş bırakma eylemine gidileceğini açıkladı.
Your browser doesn’t support HTML5
Düzenleme hekim maaşlarına zam getiriyor mu?
Gelen tepkiler nedeniyle zam teklifi, TBMM’de Bütçe Kanunu görüşmeleri sonrasına ertelenmiş durumda. En son gelişme olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan “Sadece doktorları değil bütün sağlık personelini gözeten enflasyon farkının üzerinde bununla da sınırlı kalmayıp tüm kamu personelimizi kapsayacak şekilde bir sosyal refah düzenlemesi olarak yapılacaktır” açıklaması geldi. Ancak teklifin diğer sağlık çalışanlarını da kapsayacak şekilde nasıl düzenleneceği konusunda bir bilgi paylaşılmadı.
1 Aralık’ta meclise gelen düzenleme, pratisyen hekimlere 2 bin 500, diş hekimleri dahil olmak üzere uzman hekimlere 5 bin lira ek gösterge zammı içeriyordu. Emeklilikteyse pratisyen hekimlerin ek göstergesinin 13 binden 33 bine, diş hekimleri dahil uzman hekimlerin 17 bin olan ek göstergelerinin 40 bine çıkarılması öngörülüyordu.
Ancak hekimlere göre, düzenlemenin bu haliyle maaşlarına zam olarak nasıl yansıyacağı belirsizlik içeriyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, hekimlerin muayene ve işlemlerden elde ettiği performans puanına göre ek ödemeler yoluyla maaş alması nedeniyle zammın herkesin maaşına farklı yansımaları olacağı görüşünde. “Ek ödeme değil tek ödeme” istediklerini belirten Çamlı, “Buna yönelik birçok görüş ortaya çıktı. Zammın olacağı ya da mevcut sabit ödemelerin ortadan kaldırılarak aslında çok fazla bir şeyin değişmeyeceği gibi. Ama burada ek göstergelerin artırılması, emekliliğe yansıyacak birtakım maaş artışlarının olacağı şeklinde olumlu yönler vardı. Yine de bizim bütün taleplerimizi karşılamıyordu. Gerek hekimler arasında gerek hekimlerle sağlık çalışanları arasında iş barışını bozacak ölçüde adaletsizlikler söz konusuydu. Örneğin kamu dışında çalışan hekimlere bir iyileştirme yoktu. SSK'lı, Bağ-Kur'lu olanlara ya da buradan emekli olanlara, üniversitede çalışanlara, aile hekimlerine bir maaş artışı sözkonusu değildi. Bu artışın ne kadar olacağı da aslında çok net belli değildi” dedi.
“Sabit maaşlarımız yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının biraz üstünde”
Mevcut durumda kamu hastanelerinde çalışan uzman ve pratisyen hekimlerin geliri; sabit maaş, sabit döner sermaye ve ek ödeme olmak üzere üç ayrı kalemin toplamından oluşuyor. Kamu hastaneleri kurum içi ticari etkinliklerden elde edilen aylık döner sermaye cirolarından sabit bir tutarı hekimlere dağıtırken, buna ilave olarak her ay hekimler muayene ve işlemlerden elde ettikleri performans puanı üzerinden belirlenen hesaplamalara göre ek ödeme alıyor.
Ancak Çamlı, hekimlerin döner sermaye ve ek ödemeler olmadan aldıkları sabit maaşın çok düşük kaldığını kaydetti: “Sağlıkta dönüşüm politikalarıyla hekimlerin maaşlarında ciddi gerilemeler oldu. Bizim sabit maaşlarımız gerçekten çok düşük. Yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının biraz üstünde olan değerler. Birtakım sabit ek ödeme ya da döner sermaye ödemeleriyle bu maaşlar çalışanlar için bir miktar yükselse de emekli olunduğunda bunlar emekli maaşlarına yansımadığı için gerçekten insanca yaşamaya yetecek bir ödeme sözkonusu değil.”
“Artık ek ödemelerden kurtulmak istiyoruz”
Bu sistemle aynı hastanedeki farklı kliniklerde ya da farklı hastanedeki aynı branşta çalışan hekimlerin çok farklı ücretler alabildiğini belirten Çamlı, “Hatta aynı işleri yapsalar bile… İki tane hastane düşünün. Ama döner sermaye gelirleri farklı olabilir ve masrafları da farklı olabilir. Çünkü bunlar ticari işletme gibi düşünülüyor, karlılık ön planda tutuluyor. Bütün bu çerçevede de iki farklı hastanede aynı işi yapan, aynı şekilde iş üreten aynı branştaki uzmanlar çok farklı ücretler alabilirler. Böyle bir durum söz konusu” dedi.
Performans puanına dayalı ek ödeme yönteminin sağlığı ticarileştirdiğini vurgulayan İzmir Tabip Odası Başkanı, tüm sağlık çalışanlarına tek kalemde ödeme yapılmasını istedi. Çamlı, “Hep birlikte ek göstergelerimizin yükselmesini istiyoruz. 3600'den 7200'e kadar kademeli bir şekilde artış istiyoruz. Emekliliğe yansıyacak, insanca yaşamı sağlayacak, yoksulluk sınırının üstünde bir maaş istiyoruz. Bu aslında tüm sağlık emekçileri için geçerli olan bir talep. Sağlık emekçilerine baktığımız zaman çoğunlukla performansı ya hiç alamıyorlar ya da çok komik ücretlerle alıyorlar. Pandemi ek ödemelerinde de aynı durum ortaya çıktı. Kuruşlarla alınan ek ödemeler olduğunu biliyoruz. Bütün bunlara artık bir son verilmesi gerekiyor. Bu performansa dayalı ödeme sistemi zaten kendi özünde adaletli bir ödeme sistemi değil. Artık bu ek ödemelerden kurtulmak istiyoruz” sözlerini kullandı.
“Hemşirelerin performans ücretlendirmesi 100-200 lira”
Zam kapsamına girmek isteyen diğer sağlık çalışanlarından olan hemşirelerin aldıkları ek ödemelerse çok daha düşük. Türk Hemşireler Derneği İzmir Şube Başkanı Dr. Ebru Melek Benligül, “Dört yıllık hemşirelik fakültesi mezunu olan bir hemşire arkadaşımızın maaşı 3 bin 200 lira, sabit ek ödemesi bin 500 lira. Tabii burada her kurumda değişmekle beraber bir performans ücretlendirmesi de var. Bu da 100-200 lira gibi değişken rakamlarda. Dolayısıyla bir hemşire yaklaşık olarak 4 bin 800 lira maaş almakta. Açlık sınırının 3 bin 27 lira, yoksulluk sınırının da 10 bin 299 lira olduğu günümüz koşullarında 4 bin 800 lira gibi bir maaşla bir hemşirenin insanca yaşaması ve kendi sağlığını koruması bile çok mümkün değil. Dolayısıyla hem hemşireler hem de diğer sağlık çalışanlarının ‘geçinemiyoruz’ seslerine kulak verilmesini istiyoruz” dedi.
Hemşirelerin talebi de tek kalemde ödenecek bir maaş zammı. VOA Türkçe’ye konuşan Benligül, “Yamalı bohçaya dönmüş bu ücretlendirmenin tek bir kalemde ödenmesi beklentimiz var. Biz bunu uzun yıllardır dile getiriyoruz. Bu son düzenlemeyle gündeme gelmiş bir talep değil. Bununla beraber yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması ve insanca yaşama olanak sunan bir ücret düzenlemesi bekliyoruz. Bu düzenlemenin sadece kamu hastaneleri için değil, üniversite hastanelerinde çalışan meslektaşlarımız için de yapılmasını bekliyoruz. Tabii özel hastanelerde asgari ücretle çalışan hemşire arkadaşlarımız var. Onlar için de bu düzenlemelerin getirilmesi bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
“Birçok hemşire emekli maaşı düşük olduğu için emekliye ayrılmıyor”
Hemşirelerin ek ödemeler hariç sabit maaş tutarının düşük olması, emekli maaşlarını da aşağı çekiyor. Benligül, “Maaşımız tek bir kalemde elimize geçmediği gibi bu ücretin emekliliğe yansımayan büyük bir kısmı da var. Emekliliğe yansıyan kısmı, sadece 3200 lira gibi aldığımız maaş kısmı. Emekliliği gelmiş birçok meslektaşımız emekli maaşlarıyla bir hayatı geçindirmek, idame ettirmek güç olduğu için şu anda emekli olamıyorlar ve sahada birçok genç meslektaşımız onlardan boşalacak kadroları bekliyorlar. Bu noktada bizim gelecek kaygılarımız, endişelerimiz olmadan çalışma hayatında verimli biçimde, güven içerisinde çalışabilmemiz açısından yapılacak düzenlemeler son derece önemli” dedi.
“İş barışını bozacak her türlü düzenlemeye karşıyız”
Hemşirelerin Meclis’e gelecek düzenlemede özlük haklarıyla ilgili iyileştirmeler beklediğini de belirten Benligül, “Farklı kadrolarda istihdam şekilleri var. Biz özellikle 4B ve 4C şeklinde süresiz ve güvencesiz istihdamın önüne geçilmesi ve bu kadrolardaki tüm arkadaşlarımızın 4A kadrosuna alınması beklentimizi de uzun yıllardır dile getiriyoruz. Farklı kadro ve istihdam biçimleri de hemşire arkadaşlarımızın hem özlük haklarında hem de ücretlerinde çok farklılaşmaya sebep olmakta” diye konuştu.
“Bu bir ekip çalışması. Biz insanın yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide hep birlikte insan hayatına dokunuyoruz ve bu ekip çalışmasında ekip uyumu, işbirliği, iş barışı son derece önemli. Biz bu iş barışını bozacak, sağlık çalışanları arasında ayrışmaya sebep olacak, bir grubun diğer gruba göre kendisini ve emeğini daha değersiz hissedeceği her türlü düzenlemeye karşıyız” diyen Benligül, tüm sağlık çalışanlarının risklerine, kadrolarına, unvanlarına göre zam düzenlemesi istediklerini sözlerine ekledi.