2014 boyunca Ukrayna uluslararası siyasetin en önemli konularından biri oldu. Ukrayna’daki Avrupa yanlısı devrim, ülkenin yüzü Rusya’ya dönük cumhurbaşkanını devirerek yerine Avrupa’yla kaynaşmasını destekleyen liderlerin göreve getirilmesini sağladı. Ancak Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Ukrayna’nın doğusundaki Rusya yanlısı isyancılara destek vermesi birçoklarında Ukrayna’nın istikrarsızlığa sürükleneceği ya da ülkenin savaş alanına döneceği kaygısı yarattı. Uzmanlar, Rusya’nın attığı adımların her iki ülkeye de zarar verdiğini söylüyor.
Ukraynalı liderler Avrupa yanlısı devrim hareketinin birinci yıldönümünü neşeli kutlamalarla değil, hüzünle karşıladı.
Rusya’nın desteklediği Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’i deviren gösterilerde hayatını kaybeden protestocuların yakınları hala adaletin yerini bulmasını bekliyor. Devrimin maliyetiyse giderek artıyor.
Kiev’deki düşünce kuruluşu Razumkov Merkezi uzmanı Yuri Yarimenko, ülkenin doğusundaki çatışmalarda binlerce kişinin ölmesinin yeni liderler için büyük bir sorun oluşturduğunu söylüyor: ”Bağımsız Ukrayna’nın tarihinde ilk kez en büyük düşmanımızla savaş halindeyiz.”
Protestocu Valentina Blian gibileri içinse Avrupa’ya dönük bir gelecek oluşturmak için yapılan fedakarlıklar herşeye değer: ”Yeni bir parlamento seçtik, umarız işe yarar. Zaman içinde herşey düzelecek. Turuncu Devrimi de yaşadım. Bence bir devrimden sonra insanı en çok korkutan şey, halkın hayal kırıklığı yaşamasıdır. Bu olmamalı.”
Çatışmalar, Ukrayna ve Rusya’da büyük ihtiyaç duyulan siyasi ve ekonomik reformların gecikmesine neden oluyor. İki ülkede de ekonomi giderek kötüleşiyor.
Rusya Bilimler Akademisi’nden Yuri Pivovarov’a göre Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’da toprak ele geçirme sevdası, Rusya’nın demokrasi alanındaki kazanımlarını tehdit ediyor: ”Putin rejimi, Ukrayna’da yürüttüğü saldırı, ilhak ve müdahale politikasını aslında Rusya içinde de uyguluyor. Siyasi iklim hızla soğudu. Farklı düşünen, muhalif olanRuslariçin büyük riskler sözkonusu. Bu nedenle Ukrayna’daki savaş aynı zamanda Rusya’da da savaş olduğu anlamına gelir çünkü hükümet, tüm kollarıyla farklı görüşteki kişilerin üzerine saldırıyor.”
Carnegie Moskova Merkezi Başkanı Dimitri Trenin’e göre, Rusya ve Ukrayna’nın ihtiyacı olan uzlaşma konusunda kimse istekli görünmüyor: ”Özellikle de Batı’da böyle bir istek görülmüyor çünkü şu anda yapılacak bir uzlaşma, Putin’e teslim olmak şeklinde algılanacak. Bu kabul edilemez bir durum. Bu durumda tek çıkış yolu, rejimin yıkılması olur. Rusya, durumu bu şekilde değerlendiriyor. Bu nedenle Rusya için masadaki riskler çok büyük.”
Ukraynalı liderlerin, bir yandan devrimi tetikleyen yolsuzluklara batmış siyasi kültürü yıkmaya çalışırken diğer yandan Rusya’yla ciddi bir mücadeleye girmesi gerekecek.