Rusya Dışişleri Bakanlığı, yasa dışı silahlı gruplara mensup Suriyeli ve Libyalı savaşçıların, son 4 gündür Azerbaycan ve Ermenistan arasında çatışmalara sahne olan Dağlık Karabağ bölgesine gönderildiği suçlamasında bulundu.
Rusya, ilgili ülkelere çatışmalarda “yabancı teröristler ve paralı askerlerin” kullanımını engellemeleri çağrısında bulundu.
Bu arada Suriye'de savaşan muhaliflere mensup iki kaynak Reuters’a yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Azerbaycan’a destek için Suriye’deki muhaliflerden savaşçı gönderdiğini öne sürdü. Bu iddia hem Türkiye hem Azerbaycan tarafından yalanlanmıştı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Çelik ‘‘Ermenistan saflarında savaşan paralı askerler olduğu ve bunların PKK unsurlarıyla yakın ile bağlantılı olduğu ortaya çıkıyor. Ermenistan bunu örtbas etmek için Türkiye’nin buraya cihatçı gruplar gönderdiğini öne sürüyor’’ demişti.
Lavrov: "Ermeni ve Azeri Dışişleri Bakanlarını Moskova'da ağırlamaya hazırız"
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın Ermenistan ve Azerbaycan dışişleri bakanlarını görüşmeler için ağırlamaya hazır olduğunu söyledi.
Lavrov, Rusya’nın Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarında arabuluculuk yapmak için hem bağımsız olarak hem de AGİT Minsk Grubu’nun temsilcileriyle birlikte çalışmaya devam edeceğini belirtti.
Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1990’ların ortalarından bu yana yaşanan en sert çatışmalar üzerinde uluslararası gerilim artarken, NATO müttefikleri Türkiye ve Fransa da birbirlerine karşılıklı suçlamalar yöneltiyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: "Türkiye'nin uzun süredir Azerbaycan'a 300'den fazla Suriyeli savaşçının konuşlandırıldı"
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ve Suriye Ulusal Ordusu’ndan bir komutan, Ermenistan ile süren çatışmada Azerbaycan'ı desteklemek için Türkiye’nin yüzlerce Suriyeli savaşçı gönderdiğini öne sürüyor.
Suriye genelinde araştırmacıları olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Türkiye'nin uzun süredir müttefiki olan Azerbaycan'a 300'den fazla Suriyeli savaşçının konuşlandırıldığını söyledi.
Suriye Gözlemevi direktörü Rami Abdulrahman, Salı günü Amerika’nın Sesi’ne bilgi vererek, "Bu Suriyeli savaşçılar, Sultan Murad Tümeni ve Süleyman Şah Tugayı da dahil olmak üzere iki etnik Türkmen silahlı gruptan geliyor" dedi.
Türkiye destekli iki Suriyeli isyancı grup, Suriye'nin kuzeyinde yer alan Türk kontrolundaki bölgelerde önemli aktörler haline geldi.
Türk destekli Suriye Ulusal Ordusu komutanı Ziad Hac Obeid, Pazartesi günü Irak’ta bir Kürt televizyon kanalı olan Rudaw TV'ye yaptığı açıklamada, Suriyeli isyancıların Azerbaycan'daki savaşa katılmaya yönlendirilmesinin iki nedeni olduğunu öne sürdü.
"Açıkçası bazıları mali teşvikler için Azerbaycan'a gitti; ancak diğerleri kararı Türk müttefiklerine karşı görev duygusuyla verdi" diyen Suriyeli komutan, "Türkiye, Suriye'deki ana destekçimiz oldu ve biz sadece bu iyiliğin karşılığını ödüyoruz’’ ifadelerini kullandı.
"Ayda 1.500 dolar ödüyorlar"
Reuters haber ajansının görüştüğü iki Suriyeli savaşçı, Suriyeli tugay komutanlarının kendilerine, ayda yaklaşık 1.500 dolar kazanacaklarının söylendiğini söyledi. Amerika'nın Sesi (VOA) bu bilgiyi bağımsız olarak doğrulayamadı.
Bu gelişmeyle ilgili haberler ilk olarak Pazartesi günü Ermenistan'ın Rusya büyükelçisinden geldi ve Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinden Azerbaycan'a yaklaşık 4.000 savaşçı gönderdiğini söyledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rus devlet kanalı Russian-1 TV'ye yaptığı açıklamada bu iddiaları reddetti ve "yalan haber" dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hami Aksoy, iddiaları "temelsiz" olarak nitelendirdi.
AKP sözcüsü Ömer Çelik de Pazartesi günü bir Twitter mesajıyla iddiaları yalanladı ve Türkiye aleyhine bir provokasyon olarak nitelendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Azerbaycan'a verdiği desteği dile getirerek, Ermenistan'ı "bölgedeki barışa en büyük tehdit" olarak nitelendirdiği için, Azerbaycan'a gerekli her şekilde yardım edeceğini söyledi.
Ermenistan hükümeti hafta başında, Türk askeri "uzmanlarının" "Azerbaycan ile yan yana savaştığını" iddia etti. Türkiye bu suçlamaları yalanladı.
"Azerbaycan'ın paralı askere ihtiyacı yok"
Bakü'deki ADA Üniversitesi'nin rektör yardımcısı Fariz İsmailzade, Azerbaycan'ın "profesyonel olarak eğitilmiş bir ordusu olduğu için paralı askere ihtiyacı olmadığını" söyledi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan İsmailzade, "Türkiye manevi ve siyasi destek sağlıyor, ancak çatışmaya taraf değil ve herhangi bir askeri birlik göndermiyor. Şimdiye kadar, Azerbaycan yalnızca resmi ordu birimlerini kullandı, yedeklerin de kısmi seferberliğini ilan etti" dedi.
Suriyeli savaşçıların rolü
Ankara daha önce Libya ihtilafında Suriyeli milisleri kullanmıştı. ABD Savunma Bakanlığı’nın Temmuz ayında yayınlanan bir raporuna göre, Türkiye 2020'nin başlarında Libya'ya 3.500 ila 3.800 ücretli Suriyeli savaşçıyı gönderdi.
Konuşlandırma, Türkiye'nin Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (GNA) Halife Hafter güçlerine karşı destekleme çabalarının bir parçasıydı. Birleşmiş Milletler’in Libya'ya uyguladığı silah ambargosuna rağmen Türkiye, BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne insansız hava araçları ve hava savunma sistemi de sağladı.
Suriyeli milislerin Türkiye tarafından konuşlandırılmasının Libya savaşının seyrini değiştirmede rol oynadığı yorumları yapılıyor; ancak uzmanlar Ermenistan-Azerbaycan ihtilafında durumun böyle olacağına inanmıyor.
Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta çalışmalarını sürdüren Kafkasya bölgesi uzmanı Yeğya Taşçıyan, ""Dağlık Karabağ, dağlık bir bölge ve dağlarda çatışmalar, sokaklardakilerle aynı değil" dedi.
VOA’e konuşan Taşçıyan, "Pek çok (Suriyeli) savaşçı buna hazırlıklı değil. Bazıları havanın sıcak olduğu Libya'da hatta Dağlık Karabağ'a kıyasla çok soğuk olmayan Suriye’de İdlib'de savaştı" diye konuştu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Abdulrahman ise, Azerbaycan'a gönderilen az sayıdaki Suriyeli savaşçı gözönüne alındığında, bu konuşlandırmanın Ankara'nın sembolik bir hamlesi olduğu görüşünde.
ABD'nin eski Azerbaycan büyükelçisi, düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi'nin kıdemli uzmanı Matthew Bryza, Suriyeli savaşçıların varlığıyla ilgili iddiaların doğru olup-olmadığını teyit etmedi, ancak Suriye'deki "paralı askerlik olgusunun ekonomik çaresizliğin trajik bir yansıması" olduğunu kaydetti.
VOA'e konuşan Bryza, "Çatışmak bireysel karar olduğu için, siyasi olarak alınmış kararlar değiller. Türkiye bir sebepten ötürü Azerbaycan'a savaşmak için Suriye'den insanları zorlamadıkça, bu kararların siyasi bir etkisi olacağını sanmıyorum" ifadelerini kullandı.
Çatışmalar dördüncü gününde
Öte yandan çatışmaların dördüncü gününde, Azerbaycan ve Dağlık Karabağ’daki Ermeni yetkililer, birbirlerini sınır hattı üzerinde bombardıman düzenlemekle suçladı.
Bölge sınırının çok ötesine taşan çatışmalarda Pazar gününden bu yana tarafların bildirdiğine göre onlarca kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi de yaralandı. Çatışmalar, eski Sovyet cumhuriyetleri Azerbaycan ve Ermenistan arasında tam kapsamlı bir savaşa dönüşmesi riskini taşıyor.
Çatışmalar ayrıca, dünya piyasalarına petrol ve gaz taşıyan boru hatları için bir koridor vazifesi gören Güney Kafkasya bölgesinin istikrarına dair kaygıları arttırırken, bölgesel güçler Rusya ve Türkiye’nin de ihtilafın içine çekilebileceği endişelerini doğurdu.
Türkiye’nin NATO’daki bazı müttefikleri Ankara’nın Dağlık Karabağ konusundaki duruşundan endişe ediyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan’dan talep gelmesi halinde Ankara’nın askeri destek sunup-sunmayacağının sorulması üzerine, Türkiye’nin “gereğini yapacağını” söyledi.
Çavuşoğlu ayrıca, Fransa’nın Ermenistan’la dayanışmasının, Azerbaycan’daki Ermenistan işgalini desteklediği anlamına geldiğini belirtti.
Ermeni kökenli nüfusun yoğun olduğu Fransa’nın cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Letonya’yı ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, “Türkiye'nin son saatlerde verdiği savaş mesajları konusunda son derece endişeliyim. Türk politikacıların bu konudaki düşüncesiz ve tehlikeli açıklamalarını not aldım. Temelde Türkiye Azerbaycan'ı, Karabağ'ın yeniden fethedilmesi konusunda teşvik ediyor. Bunu kabul edemeyiz” diye konuşmuştu.
Bölgeden yeni çatışma haberleri geliyor
Bölgedeki çatışmalar da tüm şiddetiyle sürüyor. Çarşamba günkü çatışmalarda, Ermeni medyasına göre Dağlık Karabağ’ın Martakent şehrindeki bombalamalar sonucu 3 sivil öldü, çok sayıda kişi yaralandı.
Azerbaycan da, Pazar gününden bu yana 14 Azeri sivilin hayatını kaybettiğini bildirdi ve Azeri bombardımanı altındaki Dağlık Karabağ’dan gri renkte dumanların yükseldiği görüntüler yayınladı. Azeri kenti Terter’den çekilen fotoğraflarda, yerel halkın yeraltı sığınaklarına ve zarar gören binalara sığındığı görülüyor. Kent sakinleri, binaların Ermeni bombardımanının hedefi olduğunu belirtiyor.
Azerbaycan, Ermeni güçlerin kayıplarını telafi etmek için Madagiz yönüne doğru karşı saldırılara geçmeye yeltendiğini ancak Azeri güçlerin bu saldırıları geri püskürttüğünü iddia etti.
Azeri yetkililer ayrıca, ülkenin güneyinde Horadiz kentine yönelik Ermeni ateşinde bir kininin hayatını kaybettiğini, 3 kişinin yaralandığını belirtti.
Ermenistan ise, Azeri ordusunun gece boyunca tüm cephe hattını bombardımana tabi tuttuğunu ve Azerbaycan’a ait iki insansız hava aracının Dağlık Karabağ’ın idari merkezi Stepanakert üzerinde düşürüldüğünü öne sürdü.
Paşinyan İran Cumhurbaşkanı Ruhani’yle görüştü
Öte yandan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yle telefon görüşmesi yaptı.
Ermeni hükümetinden yapılan açıklamada, görüşmede Ruhani’nin artan gerilimle ilgili kaygısını dile getirdiği belirtildi ancak daha fazla ayrıntı verilmedi.
Rusya müdahale eder mi?
Paşinyan, bu aşamada Rusya’dan yardım talep etmesi düşünmediğini söyledi ancak bu seçeneğin de masada olduğunu belirtti.
Ermenistan Başbakanı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Salı günü yaptığı telefon görüşmesinde Rusya’nın askeri müdahale olasılığını konuştuklarını söyledi.
Kremlin ise Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Rus ordusunun gelişmeleri yakından takip ettiğini kaydetti.
Bu arada Ermeni yetkililer, Salı günü Türkiye’ye ait bir savaş uçağı tarafından düşürüldüğünü iddia ettikleri SU-25 tipi uçağın enkazının fotoğraflarını paylaştı.
Hem Ankara hem de Azeri yetkililer, Ermeni tarafının bu iddiasını yalanlamıştı.
Bu haber VOA muhabirleri Ezel Şahinkaya ve Sirwan Kajjo'nun katkılarıyla hazırlanmıştır.