Dünyanın dikkati Cenevre'deki Joe Biden-Vladimir Putin zirvesine yoğunlaşmışken, Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Federal Dairesi (BfV), Rusya’nın Almanya’daki genel seçimlere müdahale etmeye çalıştığını öne süren bir açıklama yaptı.
Dairenin konuyla ilgili raporunda yer alan iddiada, Rusya Cumhurbaşkanı Putin‘in, Başbakan Angela Merkel sonrası dönem açısından büyük önem taşıyan seçimin sonucunu kendi arzuladığı yönde manipüle etmeye çalışacağının tahmin edildiği dile getiriliyor. Buna göre Rus istihbaratı ve ajanlarıyla, özellikle sosyal medyada aktif Rus medyası üzerinden Almanya’da iç siyasetin istikrarsızlaştırılması, özellikle de Yeşiller’in başbakan adayı Annalena Baerbock’un hedef haline getirilmesi amaçlanıyor.
Alman istihbaratı, Baerbock hakkında Rus ajanları tarafından ele geçirilen hassas bilgilerle kişisel belgelerin seçime yakın bir dönemde Rus medyası üzerinden yayınlanacağını tahmin ediyor. Anayasayı Koruma Federal Dairesi, iddialarında bir adım daha ileri giderek Kremlin’in esas hedefinin, "Propaganda ve dezenformasyon girişimleri üzerinden Almanya'daki siyaset ve kamuoyunu kontrol etmek" olduğunu, bunun için de "yayın kuruluşu RT başta olmak üzere ağırlıklı olarak Rus devlet medyasını kullandığını" gündeme getiriyor.
Berlin’de bu iddialarla ilgili yapılan analizlerde, Rusya'nın Yeşiller’in adayı Baerbock karşıtlığının nedenleri üzerinde duruluyor. Rus istihbaratının, Almanya uzmanlarının Baerbock’u "Almanya’ın yeni militarizminin, ekolojik, kadınsı ve akıllı yüzü" olarak tanımladıkları, partisi Yeşiller’i de "neokolonyal, saldırgan ve çatışmacı" şeklinde sınıflandırdıkları kaydediliyor.
Annalena Baerbock, Putin’e yönelik eleştirel açıklamalarıyla dikkat çekmişti. Yeşiller’in adayının, Rus doğalgazını Almanya'ya ulaştıracak Kuzey Akım 2 boru hattına da sıcak bakmadığı biliniyor. Baerbock kısa bir süre önce "Ben olsam Kuzey Akım 2 projesinden çekilirdim" şeklinde bir açıklama yaptı.
Yeşiller Eş Başkanı Robert Habeck‘in Ukrayna’ya yaptığı bir ziyaretin ardından NATO üyesi olmayan ülkenin kendisini savunması için Almanya’nın ‘savunma silahı’ desteği vermesini önermesi de Moskova’nın sert tepkilerine neden olmuştu.
Berlin’deki Rusya uzmanları, Putin ve Kremlin'in "daha gerçekçi ve Merkel’in izlediği Rusya politikasının sürdürecek çizgide olması" nedeniyle Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU’nun başbakan adayı Armin Laschet’i desteklediği görüşünde. Kuzey Akım 2 projesini olumlu bulduğunu sıklıkla vurgulayan Laschet, son olarak dün yaptığı açıklamada, başbakan olması durumunda Almanya ve Rusya arasındaki ilişkilerin bozulmamasına önem göstereceğini söyledi.
Medya üzerinden dezenformasyon iddiası
Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi (EEAS) tarafından geçen Nisan ayında açıklanan bir rapora göre Almanya, Rusya’nın yürüttüğü dezenformasyon kampanyalarının en önemli hedefi haline geldi. EEAS‘ın raporunda hem siyasi düzeyde hem de Kremlin yanlısı medya organları tarafından yürütülen dezenformasyon kampanyalarının amacının, Almanya’da siyasilerin "Rusyafobi" olarak tanımlanan Rusya düşmanlığı yaptığı şeklinde bir imaj oluşturmak olduğu öne sürüldü. Raporda, Rusya’nın Almanya’ya yönelik dezenformasyon kampanyasının resmi yetkililerin onayıyla, Almanya’da da yayın yapan RT ve Sputnik adlı medya kanalları üzerinden yürütüldüğü ifade edildi.
Rusya’yla Almanya arasındaki ilişkiler son yıllarda karmaşık bir tablo ortaya koyuyor. Almanya, Avrupa'ya satılan Rus gazının miktarını iki katına çıkaracak olan Kuzey Akım 2 doğalgaz hattının en önemli destekçesi. Alman şirketlerinin Rusya'da 25 milyar Euro'luk yatırımı var. İkili ticaret hacmi de son yıllarda 90 milyar Euro'nun üzerine çıktı.
Buna karşılık 2019 yılında eski bir Çeçen milis liderinin Rusya destekli olduğu düşünülen bir suikastçı tarafından Berlin'de öldürülmesi, Almanya’yla Rusya arasında gerilime neden oldu. Olayla bağlantılı karşılıklı suçlamalar sonrasında Almanya ve Rusya, karşılıklı olarak diplomatları sınır dışı etti. Berlin ve Moskova arasındaki ilişkiler, muhalif Aleksey Navalny’nin zehirlenmesinden sonra daha da gerildi. Navalny'nin tedavisi, 22 Ağustos'ta getirildiği Almanya'da devam etmiş, Alman hükümeti doğrudan Rus yönetimini muhalif siyasetçiyi zehirlemekle suçlamıştı.