Rus devlet medyası Trump'ı övüyor ancak Kremlin Trump’a da Harris'e de mesafeli

Rus devlet medyasında Trump ABD başkanlık seçiminin favorisi olarak gösteriliyor. Buna karşın üst düzey Rus kaynaklar, Kremlin'in üst kademelerinde Trump hakkında farklı görüşler olduğunu ancak bazılarının Trump'ın zaferinin Moskova için iyi olmayacağına inandığını söylüyor

Rusya’da Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'e kadar tüm yetkililer 5 Kasım'da ABD başkanlığını kimin kazanacağının Moskova için fark etmeyeceğini söylüyor ancak Kremlin güdümündeki devlet medyasının ABD seçimleriyle ilgili yayınlarını izleyen herkesin Donald Trump'ın güçlü bir şekilde favori olduğu sonucuna varması kuvvetle muhtemel.

Devlet televizyonunun ana haber programı Channel One, bu ay milyarder Elon Musk ve TV sunucusu Tucker Carlson'ın Demokrat aday Kamala Harris'i karaladıkları bir video yayınladı ve ardından bir dizi aksaklıkları içeren performansına odaklandı.

Harris'in geçen ay Putin'in de alaycı bir şekilde bahsettiği kahkaha krizlerine girme eğilimi yayınlarda öne çıktı ve devlet televizyonu kampanya sırasında Harris'in konuşmalarından en kötülerini derleyen görüntüler yayınladı.

Buna karşılık aynı Channel One haberi, Trump ve aday adayı JD Vance'i transseksüel politikalarından göçmenliğe kadar her konuda kendinden emin ve sağduyulu, ancak suikast planlarının da gösterdiği gibi kötü güçlerle karşı karşıya olarak tasvir etti.

Kremlin, bir sonraki ABD başkanının kim olacağının yalnızca Amerikan halkının karar vereceğini ve kim seçilirse seçilsin onunla birlikte çalışacağını söylüyor.

Bazı eski devlet medyası çalışanları, farklı konularda yol haritalarının belirlendiği haftalık Kremlin toplantıları hakkında kamuoyu önünde konuşmuş olsa da Kremlin haberlerin yönlendirildiğini reddediyor.

İlgili Haberler Trump’a göre Zelenski, ABD seçimlerini Demokratlar’ın kazanmasını istiyor

Devlet medyasının Trump'ı tercih etmesi sürpriz olmayabilir. Trump'ın, Rusya'ya karşı savaşında Ukrayna'ya görevdeki Başkan Joe Biden ya da Harris'ten çok daha az açık destek vermesi, Kiev'de Trump'ın kazanması halinde en önemli müttefikini kaybedebileceği korkusu yarattı.

Yıllar boyunca Putin'i defalarca öven ve iyi bir çalışma ilişkisine sahip olmakla övünen Trump, geçen hafta Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'yi savaşın başlamasına yardım etmekle suçlamıştı. Trump, bu ay, 2021'de görevden ayrıldıktan sonra Putin'le birkaç kez konuştuğuna dair haberleri doğrulamayı reddetmiş ve sadece “Eğer konuştuysam bu akıllıca bir şey” demişti.

Harris ise Putin'i “katil bir diktatör” olarak nitelendirdi, Ukrayna'yı desteklemeye devam etme sözü verdi. Harris, ayrıca muhalif siyasetçi Aleksey Navalni'nin hapishanedeki ölümünün “Putin'in gaddarlığının bir başka işareti” olduğunu söyledi. Kremlin, Navalni'nin ölümünde parmağı olduğunu reddetti.

Devlet televizyonu, ana haber bültenlerindeki jeopolitik tartışma programlarında, nedenleri bazen farklılık gösterse de Trump'ı tercih ettiğini ifade eden konuk konuşmacılara sık sık yer veriyor.

Moskova Devlet Üniversitesi'nde kıdemli bir akademisyen olan Andrey Sidorov, Ekim ayında önemli bir devlet televizyonu tartışma programına verdiği demeçte, Trump'ın Rusya için daha iyi olacağını çünkü Batı karşıtı Rus şahinlerinin uzun süredir hayalini kurduğu bölünmeyi tetikleyebileceğini söyledi. Kastedilen ABD'nin eyaletleri arasındaki çatışmalar sırasında parçalanmasıydı.

“Ben Trump'tan yanayım. Her zaman Trump'tan yanaydım. O bir yok edici. Eğer seçilirse o zaman gerçekten iç savaş gündeme gelecek” diyen Sidorov, Demokratlar’ın kazanması halinde de şimdiki “saçmalıkların” devam edeceği tahmininde bulundu.

Sidorov, “Trump, jeopolitik düşmanımızın herhangi bir füze ateşlenmeden çökmesine gerçekten yol açabilir” dedi.

2017 tarihli bir ABD istihbarat raporunda Putin'in 2016'daki Beyaz Saray yarışında Demokrat aday Hillary Clinton'ı karalamak ve Trump'ı desteklemek için gelişmiş bir etki kampanyası yürüttüğü belirtilmişti. Kremlin müdahaleyi, Trump da o kampanya sırasında Rusya ile herhangi bir gizli anlaşma yaptığını yalanladı.

İki adayın Moskova'ya farklı yaklaşımlarına rağmen 1962 Küba füze krizinden bu yana ABD-Rusya ilişkilerinde en kötü dönemi yaşayan bazı Rus yetkililer her iki adaya da temkinli yaklaşıyor. Onlara göre Harris, Moskova'nın Biden'ın Rusya ile “son Ukraynalı’ya kadar” sürecek vekalet savaşı olarak gördüğü şeyin devam etmesi anlamına gelecek.

2017'de göreve gelmeden önce Moskova'da ilişkilerin düzeleceğine dair umutları arttıran Trump, Beyaz Saray'dayken Putin'le ilgili sıcak sözlerine rağmen yaptırımlar uygulamasıyla hatırlanıyor. Moskova'nın gözünde Trump, Rusya politikası konusunda ABD'nin siyaset kurumu tarafından köşeye sıkıştırılmış gibi görünüyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Eylül ayında yaptığı bir açıklamada, “Ben hayal görmüyorum. (Trump başkanken) Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile birkaç kez görüştü. Beni birkaç kez Beyaz Saray'da kabul etti. Dostça davrandı. Ancak Başkan Trump döneminde Rusya Federasyonu'na yönelik yaptırımlar düzenli olarak uygulanıyordu. Sonuç olarak kendimize güvenmemiz gerektiği sonucuna vardık. Tarihimizde hiçbir zaman 'iyi bir adamın' Beyaz Saray'a gireceğine güvenmeyeceğiz” demişti.

Üst düzey bir Rus kaynak, Kremlin'in üst kademelerinde Trump hakkında farklı görüşler olduğunu söyledi ancak bazılarının Trump'ın zaferinin Moskova için iyi olmayacağına inandığını kaydetti.

İsmini vermek istemeyen Rus kaynak, “Bakın geçen sefer başkan olduğunda ne oldu. Herkes önceden ABD-Rusya ilişkilerinin iyi olacağını söylüyordu ama daha da kötü oldu. Trump çok şey söylüyor ama her zaman söylediğini yapmıyor” diye konuştu.

Aynı kaynak, Trump'ın Ukrayna'yı finanse etmeye ve silahlandırmaya devam etme konusundaki “sözde isteksizliğinin” ve savaşı hızlı bir şekilde sona erdirebileceğinden bahsetmesinin, Ukrayna'nın kaderinin Batı için varoluşsal olduğunu ve Kiev'in kaybetmemesi gerektiğini savunan güçlü ABD gruplarının lobi çabalarına dayanıp dayanamayacağını sorguladı.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan ikinci bir üst düzey kaynak ise Moskova'nın her iki adaydan da fazla bir şey beklemediğini söyledi. Kaynak, Trump'ın iktidardayken Moskova'ya karşı “oldukça sert” davrandığını, endişe verici derecede fevri olduğunu ve Rusya'nın müttefiki Çin'e karşı sert görüşlere sahip olduğunu belirtti. Kaynak, kim seçilirse seçilsin Moskova-Washington ilişkilerinde büyük bir değişiklik görmeyi beklemediğini de sözlerine ekledi.

Aynı kaynak, “Batı, Rusya ve Çin'i kötü, Batı'yı ise iyi olarak görüyor ve herhangi bir liderin Washington'daki seçkinler arasında kökleşmiş olan bu inancı değiştireceğini görmek zor” dedi.