Türkiye’de son dönemde alarm veren uyuşturucu kullanımı, Roman mahallelerinin en ağır sorunu haline gelmiş durumda. İzmir’de yaşayan Romanlar, ucuza satıldığı için rağbet gören metamfetamin ve diğer uyuşturucuların kullanımının mahallelerindeki çocuklara kadar yayıldığını söylüyor.
İzmir’de ağırlıklı olarak Romanlar’ın yaşadığı Yenişehir mahallesinde uyuşturucuyla mücadele için Evlatlarımızı Koruma Derneği’ni kuran Ali Yangır, VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Your browser doesn’t support HTML5
Dernek Başkanı Yangır, “Çocuklarımız heba oluyor. Ben 30 yaşında evladımı kaybettim. Beyin kanamasından, uyuşturucudan gitti. Ama gel gör ki millet duyarsız. Şu saatlerde mahalle sakin. Ama gece gelip bir çekim yapın da görün. Dışarıdan uyuşturucu almaya gelenlerle, mahalledeki uyuşturucu kullananlarla doluyor. Geçmişten bu yana bir artış var. Geçmişte bir tek esrar gizli gizli içilirdi. Ama şimdi uyuşturucunun çeşitleri var. 14-15 yaşına geldi mi, bu çocuklar bu illete giriyor” dedi.
Mahallelerindeki gençlerin yarısının uyuşturucu bağımlısı haline geldiğini belirten Yangır, uyuşturucunun yayılma nedenlerini şöyle açıkladı:
“Öncelikle ucuz olduğu için. Bir tane Lyrica hapı 20-25 lira. İki tane attı mı, kafayı buluyor çocuk. Rakı içmesine gerek yok, rakı pahalı. Bir de özentiden çok yayılıyor. Kahvelerde bu çocukları bu bağımlılığa alıştırsınlar diye hafiyeler bile var.”
“Özellikle bizim mahallemizde metamfetamin denen madde 12 yaşına kadar düştü”
Mahallede yaşayanlardan Erhan Eraydıncık da uyuşturucu yüzünden oğlunu kaybedenlerden biri.
Eraydıncık, “Özellikle bizim mahallemizde metamfetamin denen madde 12 yaşına kadar düştü. Yani burada uyuşturucu satan şahıslar artık çocukmuş, büyükmüş, küçükmüş diye yaşa bakmıyorlar. Biz bundan çok mustaribiz” dedi.
Uyuşturucunun mahalle içinde kolayca temin edilip kullanılabildiğini anlatan Eraydıncık, “Bizim mahallemizde devletimiz kimin ne yaptığını adım adım aslında çok iyi biliyor. Getirenler dışarıdan ama satanlar içeriden. Her zaman zaten bu böyledir. Burada kalkıp kendisi üretim yapmaz, dışarıdaki büyük tüccarlar buradaki insanları ayakçı olarak kullanırlar. Mesela; diğer yerlerde en geç 12’de kahveler kapanır. Ama bizim kahvelerimiz saat dörtlere, beşlere kadar açık. Hiç kapanmayan kahvelerimiz var. Bu çocuk, bu uyuşturucuyu aldıktan sonra kendi evine gidemiyor. Böylece gidecek bir sığınak yer bulabiliyor kendine. O yüzden daha rahat içebiliyor yani. Zaten elinin altında, rahatça ulaşabiliyor” diye konuştu.
Uyuşturucuya para bulabilmek için hırsızlığın da arttığını kaydeden Eraydıncık, “Bunu içtikten sonra karşısındakini tanımıyor artık. Hem zarar veriyor hem de hırsızlık çoğalıyor. Hırsızlık şu anda had safhada. Biz şu anda kapılarımızı kendi mahalle çocuklarımıza dahi açamıyoruz.”
“Anne babalar bunun için dayak yiyor”
Mahalle sakinlerinden İzmir Roman Gelişim ve Değişim Derneği Başkanı Ferdi Askancalı da, ailelerin çocuklarının uyuşturucu kullanmasını engelleyemediğini söyledi. Uyuşturucudan ölümlerin de çok arttığını vurgulayan Askancalı, “Gece saat 12’den 1’den sonra buraya yabancılar gelmeye başlıyor. Yani mahallemizde artık bizim kendimizin gezmesi bile çok tehlikeli olmaya başladı. Annelerin babaların uyuşturucu için neler çektiğini bir görseniz. Anne babalar bunun için dayak yiyor. Burada çok sevdiğimiz insanların çocukları artık mahallemizdeki klima motorlarını bile çalmaya başladı uyuşturucuyu alabilmek için. Çok büyük problem yaşıyoruz” dedi.
Yakalanan metamfetamin miktarı her geçen yıl artıyor
Uyuşturucu sorunu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye'de bir metamfetamin salgını var” iddiasıyla son dönemde gündemin üst sıralarında. Kılıçdaroğlu, bu iddiasını ilk kez 31 Ekim 2022’de sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, "Sarayın düzeni bu salgını besliyor. Breaking Bad Süleyman çocukların zehirlenmesine göz yummuştur" sözleriyle dile getirmişti. CHP liderine yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, “Uluslararası bir istihbarat oyununa düşmektedir. Türkiye'yi yalanlarla karartmaya çalışmaktadır. Kılıçdaroğlu bir yalan ve suç makinesidir. Uyuşturucu ticareti suçu karşılıksız kalmayacaktır. Kendi başarısızlığını gölgelemek için yine, yeni, yeniden bir yalana ve iftiraya başvurdu. Peşini bırakmayacağız” açıklamasında bulunmuştu.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün verileri ise son yıllarda Türkiye’de ele geçirilen bazı uyuşturucuların miktarı azalırken özellikle yakalanan metamfetamin miktarı ve satıcı sayısının arttığını ortaya koyuyor. EGM tarafından hazırlanan “Metamfetaminin Türkiye’de ve Dünyadaki Durumu” raporuna göre metamfetaminin ilk kez Türkiye’de görüldüğü 2009 yılında yakalama miktarı 103 kilogram iken bu miktar her geçen yıl artarak 2021 yılı itibariyle 5 bin 528 kilograma yükselmiş durumda. 2019’da bin 42 kilogram metamfetamin ele geçirilirken özellikle 2020’de bir önceki yıla göre 4 kat artışın yaşandığını da görmek mümkün.
Bunlara paralel olarak yakalanan kişi sayıları da arttı. 2019'da 34 bin 445, 2020'de 49 bin 610, 2021'de ise 80 bin 112 kişi metamfetamin olaylarında suç türlerine göre kullanıcı, satıcı, imalatçı gibi şüpheli kişiler olarak yakalandı.
CHP lideri uyuşturucuyla ilgili iddialarını dile getirmeye devam ederken Bakan Soylu da 31 Ocak’ta Antalya’da yaptığı açıklamada, “Uyuşturucu mücadelesinde de karşımızdakini mağlup etmenin, milletimizi bu illetten kurtarmanın ucunu yakalamış durumdayız. 2018 yılında Türkiye'de uyuşturucu ile ilgili ihbarların sayısı 262 bindi. Bu, 2022 yılında yüzde 44 düşüşle 146 bin sayısına gerilemiş durumda. Demek ki sokaklarda bu mücadele güçlü bir şekilde yapılıyor ki ihbar sayısı gün geçtikçe azalır bir noktaya geldi. 2018 yılında Türkiye'de 86 bin operasyon yapılırken 2022 yılında 245 bin uyuşturucu operasyonu yapıldı. Üç kat arttı. Buna rağmen ilk kez uyuşturucu ticaretine bulaşanların sayısı 19 binden 15 bin 500'e düştü. İpin ucunu yakaladığımız dediğimiz de budur. Yakalamalar ise 130 binden 300 bini aştı” ifadelerini kullandı.
Soylu’nun bu açıklaması, 2022 yılında Türkiye’de günde yaklaşık 671, her saatte ise yaklaşık 28 uyuşturucu operasyonu yapıldığı anlamına geliyor.
“Adam uyuşturucuyla yakalanıyor ama yarın davul zurna çalarak serbest kalıyor”
Romanlar ise mahallelerindeki uyuşturucu sorununa acil çözüm bekliyor. Evlatlarımızı Koruma Derneği Başkanı Yangır, polis ve savcıları uyuşturucuya karşı daha etkin mücadele etmeye çağırarak, “Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden önemle rica ediyorum. Yetkili kimselerden, Cumhurbaşkanımız’dan rica ediyorum. Bir yasayı çıkararak, bağımlı olanlar isteğe bağlı değil, direkt tedaviye alınsın. Bunu kullanan dahi ceza almalı. Emniyet görevini yapıyor. Ama yeterli değil. 24 saat emniyet burada durmalı. İkincisine gelince, emniyet bunu tutuyor, yakalıyor ama savcılarımız bırakıyor. Neden? Adam uyuşturucuyla yakalanıyor ama yarın davul zurna çalarak serbest kalıyor. Biz burada kelle koltukta çocuklarımızı korumaya çalışıyoruz. Ama gücümüz yettiği kadar” dedi.
Mahalle sakini Askancalı da, “Emniyet tedbirleri yeterli değil. Biz yeterli görmüyoruz emniyet tedbirlerini. Burada sürekli olması lazım. Yani gece saat 1.30- 2’den sonra emniyet çekip gidebiliyor buradan. Ama olay ondan sonra başlıyor burada” şeklinde konuştu.
Eraydıncık ise uyuşturucu bağımlılığının tedavisinde devlet hastanelerinde yer bulunamadığından şikayet ederek, “Şu anda zaten bütün Alkol ve Madde Tedavi Merkezleri (AMATEM) hepsi dolu. Özel yerlerin sadece bir aylık ücretine 27 bin lira istiyorlar. Tedavi üç ay sürüyor. Bu adam tedavi olmak istiyorsa bile üç ay boyunca 81 bin lirayı nereden verecek? Bunlar devlet tarafından ücretsiz olarak arttırılmalı” dedi.
Roman gençlere iş verilerek sahip çıkılmasını da isteyen Eraydıncık, “İlk önce onlara iş olanağı açılsın ki bu insanlar uyuşturucuya bulaşmasınlar. Onlara bir fırsat verilse zaten bu yönlere girmeyecekler. Bizim çürük elma olarak görülmememiz lazım” diye konuştu.