Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu bugün yaptığı toplantıda politika faizini 500 baz puan arttırdı.
Böylelikle politika faizi yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıktı.
Para Politikası Kurulu (PPK) seçimden sonra yaptığı 10 toplantının 9’unda artış yönünde karar vererek yüzde 8,5 olan faiz oranında neredeyse beş kat arttırmış oldu.
Your browser doesn’t support HTML5
Son 22 yılın en yüksek politika faizi
Merkez Bankası en son 2001 krizi sonrası, Bülent Ecevit’in başbakan olduğu 2002 yılının Mart ayında yüzde 51 politika faizini görmüş ve bir sonraki ay bu oran yüzde 48’e düşürülmüştü.
Enflasyon görünümündeki bozulmayı dikkate alarak politika faizinin arttırılmasına karar veren PPK’dan yapılan açıklamada, “Kurul, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir” ifadesiyle faiz koridorunun da genişletildiği vurgulandı.
Karar sonrası dolar ve CDS’ler aşağı, borsa yukarı gitti
TCMB’nin bu kararı sonrası gün içinde 32,43’ü gören dolar kuru, önce 31,92 seviyelerine inse de ardından bir küçük düzeltme ile bankalar arası piyasada saat 17.00 itibariyle 32,03’ten işlem görüyor.
Doların TL karşındaki kaybı yüzde 1 seviyelerinde.
Borsa İstanbul BIST 100 Endeksi de karar sonrası yeniden 9 bin bandını aşarak 9,125 puana kadar yükseldi.
Çarşamba günü 336 puanı gören Türkiye'nin kredi risk primi CDS’ler faiz artışı sonrası 311 puana kadar geriledi.
Ekonomist Güldem Atabay: “Böyle bir kararlılık varsa mesaj önden verilmeliydi, neredeyse 20 milyar dolar döviz rezervi yakılmazdı”
Piyasa beklentisinin ağırlıklı olarak seçimlerden önce politika faizinin sabit tutulacağını düşündüğü bir ortamda Merkez Bankası’nın beş baz puanlık agresif artışa gitmesine şaşıran ekonomistler arasında Güldem Atabay da var.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Atabay, “Öncelikle Merkez Bankası bu artışla kendisinin siyasetten bağımsız olduğu mesajını verdi. Evet piyasa beklenti anketlerinde de benim gibi faizin sabit tutulacağı görüşü öne çıkıyordu. Ama bunlar ekonomik değil siyaseti merkeze koyan beklentilerdi” dedi.
“Merkez Bankası yabancı sermaye girişinin önünü açmak, yabancı yatırımcısı çekmek için bu hamleyi yaptı. Bu arada eğer böyle bir hareket yapacaksa keşke dövize talep nedeniyle bunca rezervi yakmadan ‘erken bir PPK toplantısı düzenleyebilirim’ gibi bir ifadeyle bu kararlılığı ortaya koysaydı bu kadar maliyet ödenmezdi“ diyen Atabay, “Sonuçta neredeyse 20 milyar dolar satıldı. Faiz koridoru da beni endişelendiriyor. Tabii bu koridor bu yıl faiz indirimini olmayacağını da gösteriyor” diye ekledi.
Atabay’ın sözünü ettiği Merkez Bankası’nın brüt ve net rezervlerindeki değişim nasıl oldu?
TCMB istatistiklerine göre, 28 Mayıs 2023’teki seçimlerden önce 98 milyar 613 dolara kadar gerileyen Merkez Bankası Brüt Rezervi, 26 Aralık 2023’te 146 milyar 76 milyon dolar olarak tepeye noktayı gördükten sonra dün itibariyle 124 milyar 892 milyon dolar seviyesine geriledi.
Yine seçime eksi 60,5 milyar dolarla girilen Merkez Bankası Net Rezervi 26 Aralık’ta eksi 35,809’a geriledikten sonra 19 Mart itibariyle eksi 62 milyar 448 milyon dolar seviyesindeydi.
“Halk çok zorlanacak, umarım ödenen bu bedellerin karşılığını ‘düşürülmüş bir enflasyon’ olarak alabiliriz”
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı’nın Eylül ayında açıkladığı Orta Vadeli Program’da büyüme hedefi yüzde 4.
Güldem Atabay, ekonomi yönetiminin bu hedefinin artık tutturulmasının çok uzak bir ihtimal olduğunu düşünüyor: “Enflasyon yüzde 75’i gördükten sonra yıl sonunda yüzde 45-50 arasında bir yerde olması çok muhtemel. TCMB geçtiğimiz ay yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 36 olarak teyit etti. Ben bunun yakalanacağını bir olasılık olarak görmüyorum. Çeyrek çeyreğe eksi büyüme olmazsa bu yapılamaz. OVP hedefi ile Merkez Bankası’nın seçtiği yol farklı. Siyasi ajandayla bu yol ayrıştığında ne olacak?”
“Seçimden sonra Anayasa değişikliği tartışmalarının başlayacağı konuşuluyor. Mesela 2025’te bir referandum gündeme gelirse ne olacak?” diye soran Atabay, “Ama şu gerçek; kredi kartı adımlarının daha sertleşeceğini göreceğiz. KDV oranlarında artış bekleniyor. Halk çok zorlanacak. Umarım ödenen bu bedellerin karşılığını düşürülmüş bir enflasyon olarak alabiliriz. Enflasyonu halk yükseltmedi onun düşürülmesi görevini o sırtlanacak” dedi.
Erdoğan’dan açıklama yok
2023 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turundan önce İstanbul Gaziosmanpaşa’da yaptığı konuşmada “Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez, Amerika’da faiz yükselebilir Avrupa’da yükselebilir ama Türkiye’de faiz düşecek” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün Kayseri’de yaptığı mitingde Merkez Bankası’nın kararıyla ilgili değerlendirmede bulunmadı.
İlgili Haberler Dolar 32 lirayı aştı: Fitch’in not artışı kuru neden frenlemedi?