ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Cumartesi günü Peru'nun Lima kentinde düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Forumu (APEC) çerçevesinde yaptıkları görüşmede, ABD-Çin rekabetini yönetmek için diyaloğu sürdürmenin önemini yineledi.
ABD-Çin ilişkilerinin dünyadaki “en önemli” ilişki olduğunu söyleyen Biden, her iki liderin de rekabetin çatışmaya dönüşmesine izin vermeme sorumluluğunu vurguladı.
Biden, görüşmelerinin “yanlış hesaplar yapılmasını önlediğini” belirterek, “Son dört yılda, böyle bir ilişkiye sahip olmanın mümkün olduğunu kanıtladığımızı düşünüyorum” dedi.
Çin lideri Xi de benzer duyguları dile getirerek, her iki ülkenin de “tüm dünyanın çıkarlarını göz önünde bulundurması ve çalkantılı dünyaya daha fazla kesinlik ve pozitif enerji vermesi gerektiğini” söyledi.
Beyaz Saray, nükleer silah kullanma kararı üzerinde insan kontrolünün sürdürülmesi ihtiyacı da dahil olmak üzere yapay zeka konusunda yeni anlaşma alanlarının yanı sıra uyuşturucuyla mücadeleyi içeren süregelen işbirliği alanlarının altını çizdi.
Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ikili görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, “Artık nükleer risklerin azaltılması konusunda çalışabilmek için bir temel oluşturuyoruz” dedi.
Sullivan, Biden'ın ABD hükümeti ve başkanlık kampanyası yetkilileri tarafından kullanılan özel telekomünikasyon sağlayıcılarına müdahale edilmesinde bulunduğu iddia edilen rolü konusunda Çin'i uyardığını söyledi.
Sullivan, Pekin'in Tayvan ve Güney Çin Denizi çevresinde artan askeri faaliyetleri ve Çin’in Moskova'ya Ukrayna savaşında verdiği desteğin de Biden tarafından gündeme getirildiğini aktardı.
Rusya'ya yardım için Kuzey Kore birliklerinin konuşlandırılmasının da masaya getirildiğini kaydeden Sullivan, bunun Avrupa ve Kore yarımadası için “son derece tehlikeli bir gelişme” olduğunu dile getirdi.
Biden, geçmişte Xi'yi “diktatör” olarak nitelendirirken, Xi de ABD'yi dünyadaki “en büyük kaos kaynağı” olmakla suçlamıştı. Ancak her iki lider de istikrarın önemini vurguladı ve son dört yılda karmaşık rekabeti yönetmeyi büyük ölçüde başardı.
Biden ve Xi, geçen yılki zirvelerinde kısmen Tayvan ve Güney Çin Denizi ile ilgili olası gerilimleri yönetmek için askerden askere iletişimi yeniden başlatma konusunda da anlaştı.
Çok taraflılık ve serbest ticaret
Sullivan, Biden'ın Çin'in “Amerikalı işçilere ve işletmelere zarar veren adil olmayan piyasa dışı ekonomik uygulamaları” konusundaki endişelerini yinelediğini söyledi.
Ancak Xi, Biden ile toplantısından birkaç saat önce Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) liderlerine kendisini “çok taraflılığın ve açık ekonominin” savunucusu olarak sundu.
Xi yaptığı konuşmada, liderleri “ticaret, yatırım, teknoloji ve hizmet akışını engelleyen duvarları yıkmaya” çağırdı.
VOA'ya konuşan ve adlarının açıklanmasını istemeyen yabancı diplomatik kaynaklar, Ocak ayında başkanlık görevine başlayacak olan Donald Trump yönetiminde ABD'nin daha korumacı ve izolasyonist bir tutum takınacağından endişe ettiklerini söyledi.
Trump, başkan olarak ilk döneminde Trans-Pasifik Ortaklığı serbest ticaret anlaşması ve Paris İklim Anlaşması da dahil olmak üzere çeşitli çok taraflı anlaşmalardan çekilmişti.
Çin'e Biden yönetimi tarafından büyük ölçüde yürürlükte tutulan cezalandırıcı gümrük vergileri uygulayan Trump, Avrupa ve Japonya da dahil olmak üzere ABD'nin diğer ticaret ortaklarına ticaret baskısını arttırmıştı.
Trump, 2024 kampanyası sırasında Çin'den ithal edilen tüm mallara yüzde 60'a varan, dünyanın geri kalanından ithal edilen mallara ise yüzde 10 ila yüzde 20 arasında gümrük vergisi koyma vaadinde bulunmuştu.
VOA'nın sorusuna yanıt veren Sullivan, yeni yönetimin politikaları hakkında spekülasyon yapmadı. Sullivan, Biden'ın Çin'in aşırı kapasitesi ve bunun küresel ekonomi üzerinde yaratabileceği bozulma konusundaki ABD yönetiminin endişelerini dile getirdiğini söyledi.
“Dünya hem Çin Halk Cumhuriyet’in ticarete yaklaşımını hem de ABD'nin yaklaşımını zaman içinde kendisi değerlendirebilecek” diyen Sullivan, ülkelerin ‘kritik sektörlerde Çin’in kapasite fazlası olarak algıladıkları şeylere karşı önlemler’ almaya başladığını da sözlerine ekledi.
Xi ise APEC'te “açık bir Asya-Pasifik ekonomisine” yönelik “yeni bir ivmeyi” savundu ve grubun 21 APEC üyesi ekonomi arasında önerilen bir bölgesel serbest ticaret anlaşması olan Asya-Pasifik Serbest Ticaret Bölgesi'ne ulaşma yolunda daha hızlı hareket etme çabalarını destekledi.
Çin, Asya ve Pasifik'teki 15 ülkeyi kapsayan en büyük bölgesel serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklığın üyesi. ABD ise bu oluşumun üyesi değil.
Çin Devlet Başkanı Xi, Güney Amerika turuna Peru'da 1,3 milyar dolarlık bir yatırım olan ve Pekin'in kıtadaki ticaret ve nüfuzunu genişletmeyi amaçlayan bir “mega limanın” açılışını yaparak başladı.
Sullivan, Pekin'in kalkınma ve altyapı finansmanında dünyanın en büyük destekçisi olarak Washington'u geride bıraktığı yönündeki söylemlere karşı çıktı.
Lima'ya giderken Air Force One uçağında VOA'nın sorularını yanıtlayan Sullivan, “Güney Amerika ya da Afrika'ya her uçtuğumuzda basın ‘Çin çok şey yapıyor, Amerika az şey yapıyor’ hikayesini yazıyor” dedi.
Sullivan, “Sonra bunun arkasındaki rakamlara bakıyorsunuz. Latin Amerika ve Karayipler'deki toplam Amerikan yatırım stokunu Çin'in yaptıklarıyla karşılaştırıyorsunuz. Biz özel sektörümüzle ve Kalkınma Finansmanı Kurumu gibi araçlarla desteklenerek çok çeşitli teknoloji, altyapı, enerji, sağlık ve diğer projelere yatırım yapıyoruz ve inanılmaz derecede önemli bir oyuncuyuz” diye konuştu.
Jake Sullivan, örnek olarak ABD'nin Peru'ya geçen yıl 6,6 milyar dolar yatırım yaptığını söyledi.
Biden, Rio de Janeiro'daki G20 Zirvesi’ne gidecek ve Brezilya Amazonları'nda kısa bir mola vererek iklim değişikliği konusunda açıklamalarda bulunacak.