Un, yağ ve şekere son dönemde art arda gelen yüksek zamlar, ana malzemesi bu ürünler olan pastacılık sektörüne ağır darbe vurdu. İzmir Şekerciler ve Pastacılar Esnaf Odası üyeleri Gündoğdu Meydanı’nda toplanarak zamları protesto etti. Katılımcılar “Elemanlarımızı çıkarmaya başladık”, “Elektriğimizi kiramızı nasıl ödeyeceğiz”, “Şeker ihracatını durdurun bize mal verin”, “Stokçuluğa hayır”, “Yurt dışından getirilen buğday sübvanse edilsin”, “Buğday üretimine destek verin” yazılı dövizler taşıdı.
Your browser doesn’t support HTML5
Basın açıklaması yapan Oda Başkanı İhsan Esen, Corona virüsü salgınında kapalı kalan işletmelerin yaraları sarılmadan yeni bir ekonomik krizle karşı karşıya kalındığını söyledi. Esen, “Esnafımız fahiş hammadde fiyatları, stokçuluk, hammadde temininde zorlanma, karaborsa ve yükselen giderler karşısında batma seviyelerine gelmiştir. Eylül ayı itibariyle tüm hammaddelerimize düzenli haftalık zamlar gelmeye başlamıştı. Un, yağ, şeker, yumurta, çikolata, şanti, susam, paket ve ambalaj malzemeleri, pasta malzemeleri, baklava yağı unu, endüstriyel yağlarımız başta olmak üzere tüm hammaddelerimiz canımızı yakmaya yetmişti bile” dedi.
“Herkes her şeye zam yaparken bizler bunları tezgahlarımıza yansıtamıyoruz”
Kullandıkları hammaddelerin Eylül ayı ile bugünkü fiyatlarını karşılaştıran Esen, “Bir çuval normal un 180 lirayken 400 lira oldu. Bir teneke ayçiçek yağı 210 lirayken 450 lira oldu. Bir çuval şeker 180 lirayken 310 lira oldu. Bir koli yumurta 17 lirayken 28 lira oldu. Bir kilogram şanti 17 lirayken 35 lira oldu. Bir kilogram susam 18 lirayken 30 lira oldu. Kâğıt, peçete, ambalaj malzemeleri, poşet yüzde 200, ceviz, fıstık, kuruyemişler yüzde 120 zamlandı” diye konuştu.
Bu zamları ürettikleri ürünlere yansıtamadıklarını kaydeden Esen, “Elektrik kiranın üç katı gelirken, su, katı atık bedelleri, SGK, vergi, doğalgaz, mazot, eleman maaşları karşısında zorlanan bu insanlar, bu kadar yüksek fiyatlara hammadde alıp işletmelerini nasıl ayakta tutacak? Ürettiği ürünlere zam yapıp kaç liraya satacak? Vatandaşla karşı karşıya kalan esnaf onlara bunu nasıl anlatacak?” sözlerini kullandı. İzmir’de gevreğe ve boyoza Eylül ayında 50 kuruşluk zam yaptıklarını hatırlatan Esen, yaptıkları zammın 20 günde eridiğine dikkat çekti. Esen, “Bu fiyatlardan aldığımız hammaddelere göre gevrek ve poğaçayı 4 liradan satmamız lazım. Herkes her şeye zam yaparken bizler bunları tezgahlarımıza yansıtamıyoruz. Sermayelerimiz eriyor, zarar ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sorun buğday yetersizliğiyse yurtdışına buğday ürünleri ihracatı sınırlandırılsın”
Una gelen zamlara karşı Toprak Mahsulleri Ofisi’nin piyasayı rahatlatıcı hamlelerde bulunmasını isteyen Esen, buğdayda stokçuluk yapılarak un fiyatlarının zamlanmasına yol açıldığını kaydetti. Esen, “Hububat alımları neden özelleştirildi? Neden bazı kişilere lisans verilerek serbest depoculuk sistemi kuruldu? Bu kişilerin çiftçiden aldıkları buğday fiyatları neden denetlenmiyor? Ucuza alarak depolarını dolduran bu kişilerin buğdayı stoklayıp piyasadaki arzı azaltarak fiyatları yükseltmesine kim müsaade ediyor? Eğer sorun buğday yetersizliğiyse yurtdışına buğday ürünleri ihracatı sınırlandırılsın. Eğer yurtdışına bağımlıysak, yurt dışından gelen buğdayı devletimiz Almanya’nın yaptığı gibi sübvanse etsin” dedi.
“İç piyasaya yeterli şeker vermeyen Türk Şeker, fiyatların yükselmesine neden oluyor”
Yağın da tarladan ellerine ulaşana kadar her aşamasının denetlenerek stokçuluğun önüne geçilmesini isteyen Esen, “Ayçiçeği, şeker pancarı, buğday gibi hayati öneme sahip temel gıda ürünleri için devletimiz çok acil harekete geçmeli. Çiftçiye, üretime yatırımlar yapılmalı, teşvikler verilmeli. Bugün ülkemiz için üretimin ne kadar hayati bir mesele olduğunu acı bir tecrübeyle anladık” şeklinde konuştu.
Şeker zamlarına karşı şeker ihracatına sınırlama getirilerek piyasanın rahatlatılmasını da talep eden Esen, “Şeker pancarında sıkıntı olmamasına rağmen üretilen şekerler iç piyasa yerine ihraç ediliyor. İç piyasaya yeterli şeker vermeyen Türkiye Şeker Fabrikaları, şeker fiyatlarının yükselmesine sebep oluyor” dedi. Kamuya ait Türkiye Şeker Fabrikaları girdi maliyetlerinin her geçen gün arttığını belirterek Kasım ayında şekere yüzde 25, özel sektör fabrikalarıysa yüzde 40 zam yapmıştı.
Susam, kağıt, peçete, ambalaj malzemelerindeki fahiş artışların da denetlenmesini isteyen Esen, “Bizim artık dayanacak gücümüz kalmadı. Hızlı bir şekilde batıyoruz. Bu gidişe bir dur deyin artık. Ortada çok büyük bir yangın var. Bizler çok acil çözüm istiyoruz. Aksi halde işyerlerimiz birer birer batacak, topyekun yok olacağız” dedi.
“Neredeyse reçeteyle alacağız hammaddeyi, o kadar zor durumdayız”
İzmir’de unlu mamuller dükkanı işleten Avni Güllübahçe de artan üretim maliyetlerine karşı ayakta kalmaya çalışanlardan biri. Salgında dükkanı kapalı kaldığı sırada faturalarını ödeyebilmek için tefeciden borç almak ve arabasını satmak zorunda kaldığını söyleyen Güllübahçe son olarak gelen zamlardan dolayı büyük sıkıntıya girdiğini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Güllübahçe, “Biz hammadde bulamazsak mal üretemeyiz. Fakat bu şartlarda tükettiğimizi yerine koyma şansımız yok artık. Öyle bir duruma geldik ki yani neredeyse reçeteyle alacağız hammaddeyi, o kadar zor durumdayız. Eskiden depolarımızda üç çuval un, beş çuval şeker, 10 teneke yağ bulunurdu” dedi.
Un almaya gittiği işletmeden “Fiyatlar belli olsun, palet bazında vereyim. Şimdi alabileceğin 25 kiloluk un” yanıtını aldığını aktaran Güllübahçe, yeniden zam geleceği beklentisiyle stokçuluk yapılmasını eleştirdi.
Güllübahçe, “25 kiloluk un için de 240 liradan bahsediyor. Bir hafta önce Gıda Çarşısı'nda ben 158 liraya aldım aynı unu. Bugün on binlerce mağazası olan üç tane kuruluş var ülkemizde. Onlara gidiyorsun, 5 kiloluk şeker yok. Gıda Çarşısı'nda şeker yok. Ben şimdi kendi çabamla Afyon'dan, oradan buradan şeker getirmeye çalışıyorum. Gidiyorsun, 1'er kilo şeker alıyorsun. Ya bir pastacı adama, 1 kilo, 2 kilo şeker olur mu? Deposunda 2 çuval, 3 çuval yedek şeker olmazsa bu adam nasıl çıkacak? Ucuza mal edecek ki ucuza satabilsin” diye konuştu.
“Zamları ürünlerimize yansıtamıyoruz”
Hammadde bulamadıkları için üretimi azalttıklarını, bu nedenle de eleman çıkardıklarını belirten Güllübahçe, “Gün geldi benim ‘part-time’ adam çalıştırmak zorunda kaldığım, üniversite talebelerini çalıştırmak zorunda kaldığım günler oldu. O kadar güzel işlerimiz vardı. Fakat şu anda yok. İki tane yetişkin oğlum var. Ben ve bir yardımcımızla bu işi götürmeye çalışıyoruz” dedi.
Bundan sonra gelecek zamları da öngöremediklerini kaydeden Güllübahçe, “Biz daha mala yansıtmadan gelen zamlar, imalatımızı kurtarmıyor, mal ettiğimizi kurtarmıyor. Zaten zamları ürünlerimize yansıtamıyoruz. Benim işyerim okul karşısı. Öğrenci geliyor bana, zaten çocuğun cebindeki para 2 lira, 2,5 lira. Ben nasıl diyeyim, bir poğaçaya 3 buçuk lira, 4 lira?” sözlerini kullandı.
“Stokçular yılbaşında tekrar zam gelmesini bekliyor”
Alsancak’ta unlu mamuller esnafı olan Şeyhmus Yıldız da ürünlere yansıttıkları zamların müşteriden tepki çektiğini söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Yıldız, “Adamlar 10 milyon, 20 milyon zam yapıyor. Bizim yapabildiğimiz 25 kuruş, 50 kuruş. Eski müşteriler halimizi anlıyor ama yeni gelen müşteriler olduğu zaman, 'ya bu kadar pahalı olur mu' diyor. ‘Küçücük bir şey bu kadar pahalı olur mu?’ diyor. Onlar da haklı. Ama bilmiyorlar ki buranın eleman fazlalığı var, elektriği, suyu var, her şeye ayrı ayrı para ödüyoruz burada. Ya zam yapmayın ya da yaptınız mı genel bir duyuru yapın. Canlı yayında zam yapsınlar, ‘biz zam yapıyoruz. Vatandaşımızın, milletimizin bilgisine' diye. Ya da hiç yapmasınlar” dedi.
Tüm esnafın yılbaşında yeniden hammaddelere zam beklediğini söyleyen Yıldız, “Stokçular da sağ olsun, onlar da bekliyor. Nasıl bir çakal sürüsü başındaki avcının gitmesini bekler, onlar da öyle oldu. Şu an herkes mallarını koymuş, depoya kaldırmış. Biliyorlar ki zam gelecek, zaten şunun şurasında yılbaşına ne kaldı?” diye konuştu.
Bu zamlarla gıda sektörünün ayakta kalma şansı olmadığını belirten Yıldız, “Stok hiç yok ki. Satamıyoruz, alamıyoruz. Şu an pasta reyonunda 10 tane pasta var. Dün akşam gelen pastalar. Daha da duruyor. Şimdi biz bunları satmadan ne ustaya para verebiliriz ne mal aldığımız yere para verebiliriz ne de kendimiz için bir şeyler yapabiliriz. Rabbim izin verdiği sürece biz ayakta kalmaya çalışıyoruz da şu an gidişat pek ayakta kalabiliriz gibi göstermiyor” dedi.