Fransa'da, polisin eylemler sırasında görüntülerinin alınmasını yasaklayan yasa tasarısı Meclis'te görüşülürken, Paris'in ortasında göçmen sorununa dikkat çekmek için kamp kuran göçmenler, insan hakları örgütleri ve Paris Belediyesi'nin eyleme katılan yöneticileri polis tarafından şiddet kullanılarak dağıtıldı. Ülkede şok yaratan polis şiddeti görüntüleri sonrasında iki ayrı soruşturma açıldı. Muhalefet, Paris Emniyet Müdürü'nün görevden alınmasını istedi. Başbakan ise, Meclis'te görüşülen "polisin eylemler sırasında görüntülenmesini yasaklayan" 24'üncü maddeyi şahsen Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini açıkladı.
Fransa'da Sarı Yelekliler hareketinden bu yana devam eden "polis şiddeti" tartışmaları dinmek bilmiyor. Hükümetin gündeme getirdiği "Genel Güvenlik" yasası Meclis'te görüşülürken yasanın oylanacağı gün yaşanan şiddet olayları tartışmaların seyrini de değiştirdi. Gazetecilerin sosyal olaylarda polisi görüntülemesini yasaklayan, gazetecilere eylemleri izlemeden önce “valilik izni" gibi şartlar getiren tartışmalı yasaya iktidar partisinden dahi tepkiler sürerken, polisin göçmen kamplarını dağıtmak için kullandığı şiddet tartışmaları daha da sertleştirdi.
Geçtiğimiz hafta Paris'in banliyölerinden Saint Denis'de kurulan göçmen kampının polis tarafından dağıtılması üzerine, sokakta kalan çoğunluğu Afgan kökenli 500 kadar göçmen, seslerini duyurmak için, Pazartesi gecesi, Paris'in ortasındaki Republique Meydanı'na çadır kurdu. Göçmen kampı dağıtıldıktan sonra bir grup göçmenin sığınma evlerine yerleştirilmesi, ancak 500 kişilik bir gruba ise kış koşullarında hiç bir yer gösterilmemesini eleştiren yardım dernekleri de eyleme katıldı. Eyleme Paris Belediyesi'nin Yeşiller Grubu yöneticileri ve bazı sol parti temsilcileri de katılarak destek verdi.
Hızla olay yerine gelen polis, "yuhalama ve ıslık sesleri" eşliğinde göçmenlerin içinde olduğu mavi çadırları kaldırmaya başladı. Göçmenlerin direnişleri ve göçmen haklarını savunan derneklerin itirazına rağmen polis, biber gazı, tekme ve cop darbeleriyle kampları dağıttı. Bazı polis memurlarının göçmenleri çelme takarak yere düşürdükleri ve iteledikleri de görüntülendi.
Kısa süre içinde sosyal medyaya düşen görüntüler ülkede hızla tepkilere yol açtı. Gece yarısı olaya ilişkin bir açıklama yapan İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, "Republique Meydanı’nda gözler önüne serilen görüntüler şok edici. Emniyet müdürlüğünden derhal yarın sabah masamda olacak şekilde bir rapor hazırlamasını istedim. Raporu görüp karar vereceğim" dedi. Darmanin, raporun ardından, Ulusal Polis Müfettişliği’ne (IGPN) "şok eden eylemleri sergileyen polis memurları hakkında soruşturma açılması" talimatını verdiğini açıkladı.
İktidar ve muhalefetten tepki
Polis şiddetine, yalnızca muhalefet partilerinden değil, hükümet ve iktidar partisi LREM üyelerine kadar pek çok bakan ve milletvekilinden tepki geldi. İçişleri Bakanlığı'na bağlı çalışan Devlet Bakanı Marlene Schiappa ve Konut Bakanı Emmanuel Wagron ortak açıklama yaparak, "göçmenlere insani ve kardeşçe" muamele gösterilmesini istedi.
"Coplarla yoksul avı"
Paris Belediye Başkan Yardımcısı, Yeşiller Grubu temsilcisi Ian Brossat, eyleme katıldığını ve başkan yardımcısı olduğu halde, polisin belediye binasına girmesine izin vermediğini belirterek, "Dün yaşananlar çirkin bir skandaldı. Devlet, sosyal bir eyleme polis baskısıyla karşılık vererek kendisi hakkında acıklı bir gösteri sergiledi" dedi. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, "Polisin göçmenleri döven görüntüleri tam bir skandal" dedi.
Sosyalist Parti ve Yeşiller yöneticileri de "coplarla yoksul avı" diye tanımladığı şiddet görüntülerinden "büyük şaşkınlık ve üzüntü duyduklarını" dile getirdi. Yeşiller Partisi lideri Yannick Jadot, olayı "Avrupa'nın ortasında özgürlüklerden sapma görüntüleri" olarak yorumladı. Eyleme katılan ve polis tarafından tartaklanan radikal sol Başkaldıran Fransa (LFI) Partisi Milletvekili Eric Cocquerel, "Barışçı bir eylem karşısında şok edici bir baskı vardı" diye konuştu.
Çok sayıda milletvekili Meclis'te görüşülmekte olan "Genel Güvenlik" yasasının, polisin eylemlerde sergilediği şiddetin yayınlanmasının engellenmesini içeren 24. maddesinin tehlikeli bir yasa olduğunu gündeme getirdi. Fransa'nın en büyük sendikal konfederasyonlarından CFDT'nin genel sekreteri Laurent Berger, "Şükürler olsun ki dünkü skandalı gazeteciler görüntüledi. Dün olanlar tam bir skandal, inanılır gibi değil. İnsanlar barışçı bir eylem yapmak için çadır kuruyorlar. Sadece kamplardan çıkarıldıkları ve kendilerine ev verilmediği için, sığınacak bir yerleri olmadığı için böyle bir eylem yapıyorlar. Polis ise son derece orantısız bir müdahalede bulunuyor" dedi. CGT Konfederasyonu Genel Sekreteri Philippe Martinez de, "Bu olanlar Fransa gibi bir ülkede olabilecek görüntüler değil. İyi ki gazeteciler bunları hala görüntüleyebiliyor" diye konuştu.
Paris Emniyet Müdürü’nün istifası isteniyor
Şiddet görüntüleri İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ile Paris Emniyet Müdürü Didier Lallement'ın makamlarını tehlikeye düşürdü. Radikal sol hareket LFI lideri Jean Luc Melenchon, "Dün gece son derece ender bir barbarlık yaşandı. Olanlar cumhurbaşkanının otoriter rejiminin bir göstergesidir. Derhal Emniyet Müdürü Didier Lallement'ın görevden alınmasını talep ediyorum" dedi. İktidar partisi LREM içinde de, Sarı Yelekliler hareketini bastırmak üzere Paris'e atanan tartışmalı Emniyet Müdürü Lallement'ın görevden alınmasını isteyen sesler yükseldi.
Yasadan geri adım
Konu Meclis'te hükümete sorular bölümünde de gündeme geldi. Milletvekilleri İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ve Başbakan Jean Castex'i soru yağmuruna tuttu. Başbakan Castex, Meclis'te görüşülmekte olan yasanın polisin güvenliğini sağlamak amacını taşıdığını, yasa geçtikten sonra tartışılan 24'üncü maddeyi bizzat Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini açıkladı.
İçişleri Bakanı Darmanin, sert eleştiriler karşısında, "Bu gösteri yasaktı ve o çadırları meydanda bırakmamak gerekirdi. Ancak dün gördüklerimden ben de şok oldum. IGPN'e başvurarak bu son derece ciddi davranışların soruşturulmasını istedim" dedi.
Paris Savcılığı, göçmenlere çelme takarak yere düşüren ve itekleyen polisler hakkında "şiddet uygulama" iddiasıyla soruşturma açtı.
Polis sendikaları ise, "görüntüleri onaylamadıklarını ancak bir kaç polisin hatasının bütün polis teşkilatına mal edilmemesi" uyarısında bulundu.
Derneklerden acil çağrı
Eylemi savunan göçmen yardım derneği Utopia 56 Paris sorumlusu Mael de Marcellus, "Geçtiğimiz hafta 3 bin kişilik bir kamp boşaltıldı. Burada 500 ila 1000 kişilik bir göçmen grubuna kalacak bir yer gösterilmedi. Kış koşullarında bu insanlar yerde yatıyorlar zaten, kampları da dağıtıldı. Herkes onları görmezden geliyor ancak onların da, hele de salgın nedeniyle barınmaya ihtiyaçları var. Bu eylemle sadece sokakta kalan bu insanların durumuna dikkat çekmek istedik" dedi.
Göçmen kamplarının yönetiminden sorumlu France Terre d'Asile kurumunun genel direktörü Delphine Rouilleault, "Sokağa atılan Saint Denis göçmenlerinin barınak sorunlarının çözülmesi aciliyet içermektedir. Tartışma götürmez ve kaçınılmazdır. Bu Fransa Cumhuriyeti'nin onurudur" diye konuştu.