Fransa’nın başkenti Paris'te yaşayan ressamlar, kapılarını 33'üncü kez halka açtı. Sanat mahallesi Belleville’de her yıl düzenlenen "Ressam Atölyeleri Açık Kapı Etkinliği", bugün yurt dışından resim meraklılarının da katıldığı uluslararası bir etkinliğe dönüşmüş durumda.
Belleville yokuşunda ve yokuşa açılan sokaklarda yer alan 90 atölyeden 130 ressam, 20-23 Mayıs tarihlerinde 4 gün boyunca resim meraklıları ve sanat severlerle buluştu. Atölyeleri sürekli dolup taşan ressamları, Belleville mahallesi sakinleri, Parisliler ve Fransa'nın dört bir yanından gelen resim meraklıları ve alıcılarının yanısıra, Avrupa'dan ve Amerika'dan Japonya'ya kadar birçok ülkeden çok sayıda uluslararası alıcı ve meraklı da ziyaret etti.
Belleville mahallesinde festival havası yaratan etkinliğe, sergiler, konserler, resim ve heykel dersleri, fotoğraf yarışmaları gibi etkinlikler de eşlik etti. Sanatçıların isimleri, atölyelerinin adresleri, bir küçük harita eşliğinde dağıtıldı. Resim üzerine tartışma ve konferansların da düzenlendiği 4 gün boyunca, sanat severler sanatçılarla tanışma, sohbet etme şansını da yakaladı.
Belleville'deki atölyesi ziyaretçilerle dolup taşan Türk ressam İsmail Yıldırım, 33 yıl önce Belleville gibi yoksul bir kentte nasıl "Ressam Atölyeleri Derneği'ni" kurduklarını anlattı.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Yıldırım, "Bundan 33 yıl önce Belleville çok yoksul bir mahalleydi. O nedenle de biz parasız genç sanatçılar ancak buralarda atölye kurabiliyorduk. Daha fazlasına gücümüz yetmiyordu. Edith Piaf'ın kaldırımda doğduğu apartman hemen benim atölyemin arkasındaki binada. Bu mahallenin hikayesi inanılmaz. Benim de içinde olduğum bir grup sanatçı arkadaş, bundan 33 yıl önce baktığımızda, mahallede epey fazla ressam atölyesi olduğunu farkettik. Belleville Ressam Atölyeleri Derneği'ni kurduk. Önce yoksul halkla sanatı buluşturmak için yola çıktık. Etkinliğimiz zamanla ün kazandı, katılan sanatçılar her sene arttı. Ve bugün artık Amerika'dan Japonya'ya uluslararası ziyaretçilerin de her sene takip ettiği, bolca resim satabildiğimiz, resimseverlerle uzun uzun sohbet edebildiğimiz, sanatı tartışabildiğimiz uluslararası bir etkinliğe dönüştü" dedi.
Yıllar sonra Paris'te emlak fiyatlarının artması ve Belleville'in giderek zenginleşen bir mahalleye dönüşmesiyle artık genç ressamların bu mahalleye gelemediğini, daha çok Paris'in etrafındaki ilk halka banliyölere yerleştiğini anlatan İsmail Yıldırım, "Artık ne yazık ki genç ressamlar buralara gelemiyor. Bir dönem Montmartre ressamlar tepesi böyle bir mekanmış. Şimdi son derece pahalı ve turistik bir mekan. Bana göre, Belleville de önümüzdeki 20-30 yılda, Montmartre gibi turistik ziyaretlerin yapılacağı bir resim merkezine dönüşür" diye konuştu.
Türkiye ve Fransa'da tanınan ressam İsmail Yıldırım, geçen yıl Covid-19 pandemisi nedeniyle katılımın düştüğünü, ancak bu sene son derece yoğun bir katılım yaşadıklarını belirtti. Kendisi için de "beklediğinin üzerinde bir ilgi ile karşılaştığını" belirten Yıldırım, "Buna şaşırmadım çünkü burası artık benim evim, burada bir çevre oluşturdum. Katılımdan, ilgiden memnunum. Bir sanatçının hayal edemeyeceği kadar çok sayıda ziyaretçi geldi" ifadelerini kullandı.
"İklim krizi ve yangınları anlattım"
Ziyartçilere özel bir koleksiyon hazırladığını belirten İsmail Yıldırım, "Genellikle, hayatın dramından hareketle resim yapan bir insanım. Son dönem resimlerim, iklim sıkıntısından ilham alarak doğan eserler oldu. Bunlar üzerinden bir resim dili geliştirmeye çalıştım. Buna orman yangınları da eklendi. Kanada, Sibirya gibi soğuk ülkelerde bile yangınlar çıktı. Amazon ormanlarında yangın çıktı. Türkiye'de yangınlar oldu. İnsan oğlunun iklim ve doğaya karşı duyarsızlığı beni çok düşündürüyor. Resmen kendi bindiği dalı kesiyor" dedi.
Atölyesinde bolca yer kaplayan dev heykelerini de aynı temayla ürettiğini dile getiren İsmail Yıldırım, "daha çok heykel mi resim mi yapıyorsunuz?" sorusunu, "Heykel ve resim eşit gidiyor. Heykel üç boyutlu olduğu için daha çok yer kaplıyor. O nedenle daha çok heykel yapıyormuşum gibi görünüyor. Ama tabi yüzlerce tablo var bu atölyede" şeklinde yanıtladı.
İsmail Yıldırım, atölyesindeki sohbetimizi genç ressamlara öneride bulunarak bitirdi ve "Ressamlar ve heykeltıraşlar için şöyle bir sözü uygun bulurum. Üretmek için attan inmek lazım. Ben ona 'attan inmek' diyorum. Yani yerleşik hayata geçmek lazım. Eğer resim biriktirmek, anı biriktirmek, eserlerinizi tanıyan insanlar biriktirmek istiyorsanız, yerleşeceksiniz. Ben Paris'e geleli 40 yıl oldu. Bu anlamda Paris'e yerleşmemi, resim biriktirme ve resmi geliştirmeme olanak sağlayan gelişme olarak algılıyorum" dedi.