İYİ Parti’nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Mustafa Tolga Öztürk, Cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerinde herhangi bir şekilde sıkıntı yaşanmaması için yurttaşlarca sandık günü etkin rol oynanması gerektiğini belirterek, “Doğru şekilde düzenlenmiş ıslak imzalı tutanak elimizde olduktan sonra sonucun değişme imkanı yok” mesajını verdi.
Öztürk, seçim takvimi çerçevesince sandığa gitme gününe 52 gün kala sürece ilişkin VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Türkiye’de özellikle 2017’de anayasa değişikliği halk oylamasında “mühürsüz oy pusulası ve mühürsüz zarf için geçerli” kararı alınmasıyla YSK’ya yönelik güven tartışması gündemde. Bu kapsamda 14 Mayıs seçim sürecinde en üst karar makamı konumundaki yüksek yargı organı YSK’ya ilişkin izlenimini sorduğumuz Öztürk, mevcut YSK’nın 11 üyesiyle 2017 yılındaki Kurul olmadığını kaydetti. Bugünkü YSK’ya güvensizlik ile yaklaşılması için henüz herhangi bir olumsuz olmadığını vurgulayan Öztürk, “Kurul’daki 11 üyemiz de ilk defa bir seçimde görev alıyor. Başkanı (Ahmet Yener) ile birlikte Kurul aldığı ilke kararı doğrultusunda şu anda geçmişte alınmış kararlar üzerinden çalışmalarını yürütüyor. Aksini herhangi bir durumu şu ana kadar gözlemlemiyoruz. Verimli çalışıyoruz, siyasi parti temsilcileri olarak istediğimiz bilgiyi rahatlıkla alabiliyoruz. Şu anda herhangi bir problemle karşılaşmadık” bilgisini aktardı.
Your browser doesn’t support HTML5
İYİ Parti Seçim İşleri Başkanı Şenol Sunat’ın koordinasyonda seçim sürecini takip ettiklerini vurgulayan Öztürk, kendisi gibi İYİ Parti Seçim İşleri Başkan Yardımcısı Burcu Akçaru ile sandıklarda neler yapılacağına ilişkin ilgili partililerle hazırlıkları yaptıklarını kaydetti.
“Üniversite gençliği 14 Mayıs’ta nerede olacak?” endişesi
İYİ Parti, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın son açıklamasıyla, deprem gerekçesiyle askıya alınmış yüz yüze eğitime geçiş konusundaki belirsizliği devam ettirmesine tepkili.
YÖK Başkanı’nın Nisan ayı başında üniversitelerde yüz yüze eğitim ile ilgili değerlendirme yapılacağını açıkladığını anımsatan Öztürk, “Biz de hassasiyetle takip ediyoruz. Yaklaşık 4 buçuk milyon yeni seçmenimiz var. Üniversite öğrencilerimiz var. Gençlerce oy kullanılmasını kolaylaştırmamız gerektiği kanaatindeyim. YÖK’ün açıkladığı takvimde Nisan’ın ilk haftasını işaret etmesini çok hakkaniyetli bulmuyorum. YÖK’ün yüz yüze eğitime geçiş olup olmayacağını bir an önce açıklanması lazım ki öğrencilerimiz oy verme günü nerede olabileceklerini bilmeli. Seçmen listeleri askı süresi dediğimiz zaman 20 Mart sabahı itibarıyla başladı ve adres değişiklikleriyle ilgili işlemlerini 2 Nisan’a kadar gerçekleştirmelerini temenni ediyoruz. 2 Nisan sonrasında muhtarlıklardaki askı süreci sona eriyor. O günden sonra adres değişikliği ile alakalı bir işlem yapmak mümkün değil” uyarısı yaptı.
İYİ Parti Gençlik Kolları’nın YÖK’ün 2 Nisan sonrasında karar vermesiyle birlikte ortaya çıkabilecek olumsuz senaryoya karşı hazırlık yaptığını söyleyen Öztürk, “Eğer YÖK tarafından ‘Biz eğitim öğretime yüz yüze başlıyoruz’ denirse örneğin 2 Nisan sonrasındaki herhangi bir tarihte mecburen öğrenci arkadaşlarımızın nüfusa kayıtlı oldukları yerlerde oy kullanmalarını sağlayacağız. Bu konuda mesela kişi İstanbul'da üniversite okuyor, Ordu'da ikamet ediyor, İstanbul’dan Ordu’ya ulaşımını sağlamaya çalışacağız. Başka bir alternatifimiz kalmıyor 2 Nisan sonrasında” diye konuştu.
“YSK diploma meselesini karara bağladı sıra 3’üncü kez meselesinde”
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014 ile 24 Haziran 2018’de iki kez Cumhurbaşkanı seçildiğini anımsatan Öztürk, bu seçimler itibarıyla YSK tarafından geçmişte iki kez Cumhurbaşkanı adayı olabileceğine ilişkin kararlar alınmış olduğunu da işaret etti. Dolayısıyla bugünlerde yeniden gündemdeki Erdoğan’ın yükseköğretim diploması olup olmadığıyla ilgili tartışma açısından YSK’nın yeni bir değerlendirmesi olmayacağı görüşünde.
Öztürk, YSK’nın şimdi önünde karar vereceği meseleyi Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanı Seçimi için aday olması olarak özetledi. İYİ Parti’nin YSK Temsilcisi Öztürk, “Seçim takviminde 28 Mart 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı seçimi aday listesine itiraz süreci başlıyor ve Yüksek Seçim Kurulu söz konusu itirazları ise 30 Mart Perşembe günü karara bağlayacak, yani üçüncü kez adaylığı ile alakalı olan itiraz dahil olmak üzere, içerisinde diploma konusunda itiraz olabilir. Ama asıl itiraz Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığıyla ilgili itiraz. Çünkü diploma konusuna ilişkin itiraz daha önce karara bağlanmış durumda. YSK, şimdi 28 Mart ile 30 Mart arasında üçüncü kez adaylığıyla ilgili meseleyi bir karara bağlayacak. Şahsi kanaatim tabii ki üçüncü kez aday olamayacağı şeklinde. Anayasa’daki hükmün çok açık olduğunu görüyorum. Her vatandaşımızca da okunduğu zaman anlaşıldığı üzere Anayasa’da ‘bir kimse iki defadan fazla cumhurbaşkanı seçilemez’ diyor. Bu çok açık bir şekilde Anayasa’nın ihlali olur” dedi.
Ancak YSK’nın kararlarıyla ilgili herhangi bir yargı denetimi bulunmadığını ve kesin kararlar alındığını da hatırlatan Öztürk, “YSK kararlarıyla ilgili itiraz Anayasa Mahkemesi’ne de gidemiyor, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gidemiyor. Ancak deklare edildiği üzere biz bu üçüncü kez adaylık meselesini Millet İttifakı olarak YSK’nın önüne getireceğiz. YSK’nın kesin kararı verildikten sonra ise takvim süreci devam edecek” diye konuştu.
Deprem bölgesinde ölenler yerine oy kullanımı iddiası
Seçmen kütükleri oluşumunda nüfus kayıtlarıyla Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın kayıtları üzerinden tüm bilgilere erişildiğini kaydeden Öztürk, “Şimdi seçmen kütüğü dediğimiz olay, bir kişi 18 yaşını doldurduğunda bir gün geçtikten sonra seçmen havuzuna giriyor. Vefat veya hükümlü olduğunda veya bir kısıtlılık kararı olduğu zaman o havuzdan çıkıyor. Deprem bölgesinde evler yıkıldı. Burada vefat edenlere ulaşılamıyor gibi kaygımız var. Doğrudur ama biz buralarda bizim teşkilatlarımız var biliyorsunuz. Gerek bizim gerek CHP’nin, Millet İttifakı’nın teşkilatları var. Ön kabul çok tehlikeli bir şey kanaatindeyim. Bu hükümetin de sandıkları ne kadar fazla gidilirse ne kadar katılım artarsa o kadar rahat bir şekilde seçimi kaybedeceğini düşünüyorum. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimini hem meclis seçimini kaybedecekler. Burada bir kuşku imalatının aslında bize çok fazla bir fayda sağlamayacağı kanaatindeyim” görüşünü aktardı.
Öztürk, “Şu andaki mevcut meclis aritmetiği değişecek kanaatindeyim. Hem gençlerimiz hem tüm vatandaşlarımız lütfen hangi partiye oy verirlerse versinler gidip oylarını sandıkta rahatlıkla kullansınlar ve biz arkasına düşeceğiz. Kimse merak etmesin güvenliğini de biz hem parti olarak hem de millet olarak sağlayabilecek kapasitedeyiz. Yani tüm sandıklarda üye verebilecek durumdayız, biz şu anda” diye ekledi.
“İstanbul seçimleriyle ıslak imzalı sonuç test edildi”
İstanbul’da 2019 yılında yenilenen Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini işaret eden Öztürk, o seçimde CHP ve İYİ Parti’nin sandıklara sahip çıkmasıyla tüm ıslak imzalı tutanaklara ulaşıldığını belirterek, “Biz şunu test etmiş olduk ki ıslak imzalı tutanaklar alındıktan sonra herhangi bir veri, herhangi bir sonucu değiştirme ihtimali ortadan kalkıyor. Bunun için önemli olan genç arkadaşlarımızın kesinlikle sandığa sahip çıkmaları, oylarını kullanmaları. Vatandaşlarımız biliyorsunuz belirli bir saatten sonra onlar da sandık başında gözlemleme hakkına sahip. Sandık kurullarında ise beş siyasi parti görevlisi var. Ayrıca vefat eden kişinin yerine oy kullanmak çok kolay değil. Çünkü biliyorsunuz bir sandık seçmen listesi elinizde olduğu zaman Mustafa Tolga Öztürk gittiği anda kimliğinizi veriyorsunuz. Kurul üyeleri kimlik ile kimlikteki fotoğraf ile sizi eşleştiriyor. İmzanızı atıyorsunuz. Bu çok kolay bir şey değil. Yani kimlik sunacak, kimlikteki kişiye benzeyecek. Bu olursa organize suç kesinlikle tabi. Riski alırlar mı? Yani kesinlikle alamazlar diyemem. Ancak sandıklarda beklenirse ve doğru şekilde oy sayımı yapılmasına tanıklık edilerek, doğru şekilde düzenlenmiş ıslak imzalı sandık sonuç tutanağını aldıktan sonra herhangi bir problemle karşılaşılması mümkün değil” diye konuştu.
Seçmenler 14 Mayıs’ta nelere dikkat etmeli?
Sandığa gidildiğinde 14 Mayıs günü seçmenlerce neler yapılması gerektiği noktasında Öztürk, seçim günü Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için iki ayrı oy pusulasıyla tek zarf olacağını işaret etti.
Öztürk, “Yani oy pusulasını aldığı esnada sandığa gitmeden kendisi bir kontrol etsin. Üzerine herhangi bir mühür var mı? Arkasında bir mühür var mı? Her oy pusulası içinde bahsediyorum. Zarfa baksın zarfında herhangi bir işaret olup olmadığını. Sonra sandığa gidebilir Sandığa gittikten sonra mührünü bastığı zaman kendi tercihi siyasi parti ve cumhurbaşkanlığı adayını kutladıktan sonra yani belki mühür üstte olacak şekilde zarfa konulabilir. Hangi partiye oy verdiği anlaşılır olacak şekilde iki oy pusulasını da zarfa koymalı” diye anlattı.
Bu arada görme engelli vatandaşlar için de gerekli oy pusulası çalışması yapıldığını hatırlatan Öztürk, 14 Mayıs günü görme engellilerce oy kullanılmasında sorun yaşanmayacağı görüşünde.
Hastanelerdeki vatandaşlar veya engeli nedeniyle evinden ayrılamayan vatandaşlar açısından ise “seyyar sandık” uygulamasını anımsatan Öztürk, “Bence güzel bir uygulama. Biliyorsunuz bu seyyar sandık yerel seçimlerde sadece genel seçimlerde cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerinde var. Vatandaşımız sağlık raporuyla seyyar sandık talep edebiliyor” diye hatırlattı.