Hükümetin Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladığı günün ertesinde hem Dünya Bankası’ndan hem de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından pozitif mesajlar geldi.
Hükümetin Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladığı günün ertesinde hem Dünya Bankası’ndan hem de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından pozitif mesajlar geldi.
Dünya Bankası gelecek üç yıl içinde Türkiye’ye 18 milyar dolarlık yeni bir kaynak hazırlığında olduğunu duyurdu.
Bu ek paketin devreye girmesi halinde Dünya Bankası’nın Türkiye’ye ayıracağı mali destek 35 milyar dolara yükselecek.
Humberto Lopez: “Merkez Bankası ve Hazine’nin tedbirleri doğru yönde atılmış adımlar”
Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Humberto Lopez, Türkiye’de ekonomiyi istikrara kavuşturacak politikaların uygulanmasında hükümete eşlik etme kararlılığında olduklarını söyledi.
Lopez, “Devam eden 17 milyar dolarlık programımıza ek olarak, üç yıl içinde Dünya Bankası Yönetim Kurulu'na 18 milyar dolarlık yeni operasyonlar hazırlamayı ve sunmayı öngörüyoruz. Bu miktar hükümete doğrudan kredi verilmesini ve özel sektöre destek verilmesini kapsamaktadır. İcra Direktörlerinin farklı operasyonları onaylamasına bağlı olarak, tüm finansman araçları dikkate alındığında bu, yaklaşık 35 milyar dolarlık geçici bir toplam mali paket anlamına gelmektedir. Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının sıkılaştırılması, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mali açığı azaltma tedbirlerinin doğru yönde atılan adımlar olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Şimşek’in Erdoğan’dan “tam destek” açıklaması sonrası yabancı bankalar politika faizi beklentilerini yüzde 35’e çıkardı
Orta Vadeli Program hakkında bir grup gazeteciyle sohbet toplantısı düzenleyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ekonomi yönetimine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tam destek verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da yer aldığı toplantıda konuşan Şimşek, “Dezenflasyon programına ve maliye politikasına ilişkin Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği tam. Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz, o konuda net mesaj vermek istiyorum. En ufak tereddüt yok” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı’nın bu sözlerinin ardından JP Morgan, Merkez Bankası’nın gelecek iki ayda politika faizinde 10 puanlık bir artışa gitmesini beklediklerini, benzer şekilde Morgan Stanley de yıl sonunda faizin yüzde 35’e ulaşmasını tahmin ettiklerini duyurdu.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu en son 25 Ağustos’taki toplantısında politika faizini 7,5 puan arttırarak yüzde 25’e yükseltmişti. Politika faizi Mayıs ayında yapılan seçimler sırasında yüzde 8,5 idi.
Prof. Kozanoğlu: “Seçimler sonrası Erdoğan’ın attığı adımlar ABD ve Atlantik Bloku’yla uyumun arttığı izlenimini veriyordu”
Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Hayri Kozanoğlu, Türkiye ekonomisine ilişkin hem Batı kaynaklı desteğin hem de beklentilerin artmasının sürpriz bir durum olmadığını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Kozanoğlu, “Aslına bakarsanız 28 Mayıs Seçimleri sonrası Erdoğan’ın attığı adımlar Amerika Birleşik Devletleri ve Atlantik Bloku’yla uyumun arttığı izlenimini veriyordu. Mehmet Şimşek Londra’da, Gaye Erkan Amerika’da iyi tanınan isimler. İsveç’in NATO’ya üyeliği için Türkiye’nin yeşil ışığını da unutmayalım. Dünya Bankası’nın Türkiye’ye kredi musluğunu açmasını da bu kapsamda değerlendirmek mümkün. Bankanın Türkiye Direktörü’nün ifadesiyle 18 milyar dolarlık yeni bir açılım geldi. Batı sermayesinin artık Türkiye’ye daha olumlu baktığı söylenebilir ki bunu CDS primlerinin düşüşünde de teyit ettik" diye konuştu.
Prof. Çelik: “OVP’de yer alan işgücü piyasası esnekleştirilmesi ve tamamlayıcı emekli sistemi Dünya Bankası görüşleriyle uyumlu”
Bir başka iktisatçı Aziz Çelik de Orta Vadeli Program’da özellikle işgücü piyasasının esnekleştirilmesinin Dünya Bankası ve IMF yaklaşımlarıyla uyumlu olduğunun altını çiziyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Profesör Çelik, “Orta Vadeli Program’da (OVP) yapısal reform olarak sunulan konular arasında işgücü piyasasının esnekleştirilmesine yönelik hedefler var. Tabii yaklaşık altı buçuk ay sonra yerel seçimler var. Buna kadar bir şey yapılmaz ama ondan sonra çeşitli düzenlemeler gelebilir. IMF ve Dünya Bankası işgücü piyasasının esnekleştirilmesini savunuyor. Bunun dışında OVP’de bireysel emeklilik sisteminin yaygınlaştırılması da var. İkinci basamak emeklilik sistemine dönüşecek tamamlayıcı emeklilik sistemi hedefi, elbette sosyal güvenlik sistemi ve kıdem tazminatı için ciddi bir tehlike içermekte. İkinci emekli maaşı olarak pazarlanması mümkün de bu sistem için öngörülen sigorta primlerinin kıdem tazminatı ile takas edilmesi planlandığı anlaşılıyor. Bu sayede sosyal güvenlik için kullanılacak kamu kaynağı azaltılacak ve tasarruf elde edilecek. Bunlar da Dünya Bankası görüşleriyle uyumlu” dedi.