“Vaka artışı daha ilk günden okula gitmeyle bile arttı, günde 10.000 vaka varken biz sınav olamayız YA İPTAL YA İSTİFA”, “Virüsün çaresi sınav değil”, “Sağlığımız için sınavlar iptal olsun”, “Eğitimciler sınav olmasın diyor, profesörler uzak bir tarihe atılsın vakalar patlar diyor, neyin inadı bu”, “Hiçbir şey canımızdan değerli değil”, “Ailemden herhangi biri bu sınavlar yüzünden ölürse 100 almanın ne anlamı var?”
Bunlar, 8 Mart’ta liselerde yüz yüze başlayacak sınavlar hakkında öğrencilerin sosyal medyadan yaptığı paylaşımlardan bazıları. Sınavların yüz yüze yapılmasına karşı çıkan öğrencilerin ortak endişesi ise Corona virüsünün bu yolla yayılmasının artması. Twitter’da ‘Sınavlar İptal Olsun’ etiketiyle paylaşım rekoru kırarak ‘trend topic’ listesine yerleşen öğrencilerin taleplerine rağmen, hükümet kararından geri adım atmadı. Salgında ‘yerinde karar’ süreciyle kademeli ve kontrollü normalleşmenin devreye alındığı Pazartesi günkü Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından Milli Eğitim Bakanlığı, tüm illerde liselerde sınavların yüz yüze yapılacağını açıkladı. Buna göre sorumluluk sınavları ile birinci dönemde yapılamayan sınavlar 8 Mart Pazartesi gününden itibaren yapılmaya başlanacak. Okullarda yüz yüze derslere katılım isteğe bağlı olsa da sınavlara katılım zorunlu.
“Velilerin yüzde 91,5’i sınavlara karşı”
Your browser doesn’t support HTML5
Öğrencilerin gibi veliler de sınavların yüz yüze yapılmasından endişeli. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Genel Başkanı İlknur Kaya Bahadır, 2 bin 449 öğrenci velisiyle anket yaptıklarını söyledi. Bahadır, “Uzaktan eğitimin yüz yüze sınavı olmaz’ diyoruz. Öğrencilerin istemediğini biliyoruz. Onlar özellikle sosyal medyada çok yoğun kampanyalar yapmışlardı. Ama öğrencilerin kampanyasına pek çok kişi ‘öğrenciler tembellik ediyor’, ‘ders çalışmamak için kaçıyor’, ‘sınavdan korkuyor’ gibi çeşitli gerekçelerle karşı çıkıyordu. Veliler daha objektif olarak bizzat bu süreci çocuklarıyla birlikte yaşadılar. Velilerin yüzde 91,5’i okullar açılır açılmaz sınavların yapılmasına karşı çıkıyorlar, bizim anketimizde. Yüzde 81 oranında, kalabalık bir alanda çocuklarının sınava girmesini istemiyor, aileler. Çocuklarının sağlığıyla ilgili kaygının çok yüksek olduğunu gösteren bir veri bu” dedi.
Ankette velilerin yüzde 13,4’ünün çocuklarının uzaktan eğitime katılamadığı için sınav yapılmasını istemediğini kaydeden Bahadır, “Yüzde 62,4’ü ise ‘uzaktan eğitime katıldı ancak etkili bir şekilde öğrenemedi’ diyor. Bu da çok kritik bir şey. Bu iki sayıyı topladığımızda yüzde 70-75 oranında, öğrencilerin bu geçen bir yıllık süreci etkili bir şekilde eğitim alamadan geçirdiğini görüyoruz” diye konuştu.
“Bir dönem not verilmese hiçbir şey olmaz”
Sınav yapmak ve puan vermek yerine öğrencilerin okuldan kopmasının engellenmesini isteyen Bahadır, “Çok önemli bir sorunla karşı karşıyayız. Bir aylık, iki aylık kayıpları okullar açıldığında telafi edebilirdik ama bir yıllık kaybın çok telafi olamayacağını görüyoruz. Bu süre içinde bizim önerimiz; çocuklara sınav yapmak yerine yeniden okulla kaynaşmasını, toplulukla birarada kalmasını sağlayacak etkinliklerin yapılması. Bir dönem not verilmesin. Bir dönem bütün öğrencilere not verilmediğinde hiçbir şey olmaz” dedi.
“Alternatif ölçme, değerlendirme yöntemleri geliştirilebilir”
Uzaktan eğitimde yaşanan sorunlar ve Corona virüsü endişesi yüzünden öğrenci ve veliler sınavların iptal edilmesini istese de eğitim uzmanı ve psikolog Salim Ünsal, okula dönüş sürecinde ölçme ve değerlendirmenin yapılması gerektiği görüşünde. Ünsal, “Ölçemediğiniz bir veri, bir bilgi öğrenilmiş ve öğrenilmemiş şeklinde değerlendirilmez. Bir öğrenme gerçekleşebilmesi için bizim o bilgiyi, veriyi ölçebilmemiz gerekir. Ödevlendirme yöntemiyle, raporlama yöntemiyle, başka yöntemlerle öğrencilerin ölçme değerlendirme bağlamında performansları tespit edilebilir, ölçülebilir, değerlendirilebilir ve bu bağlamda da çocukların bir puanı oluşturabilir” ifadelerini kullandı.
Yüz yüze sınav yöntemine alternatif ölçme ve değerlendirme yöntemleri de geliştirilebileceğini söyleyen Ünsal, “Uzaktan eğitimde kazanım ve kayıplar, derste olduğu gibi uzaktan sınav modeliyle, dijital platformlar kullanılarak ölçülebilir. Bunu sadece yüz yüze sınavla sınırlamanın doğru olmadığı kanaatindeyim. Burada büyük ihtimalle (uzaktan eğitim sürecinde) erişim sorunu yaşayanları düşünerek ‘yüz yüze sınav yapılması gerekir’ gibi bir görüş ortaya çıkmış durumda. Belki öğrencilerin tamamının erişim sorunu olmasaydı, böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmayacaktı. Bir öğrenci profilimiz olmuş olsaydı, belki Bakanlık da sadece yüz yüze sınav da diretmek yerine uzaktan sınav alternatiflerini değerlendirirdi. Bu, büyük ihtimalle yaklaşık 2 milyon 500 bin ila 3 milyon civarında öğrencinin düzenli olarak internet erişiminin veya o internete erişecek cihaza sahip olmamasının etkisidir” dedi.
“Sınav güvenliği için yüz yüze sınav tercih ediliyor”
Yüz yüze sınavların sınav güvenliği açısından da tercih edildiğini kaydeden Ünsal, “Yani elbette ki uzaktan yapılan sınavlarla yüz yüze yapılan sınavların sınav güvenliği bakımından aynı olduğunu söylemek mümkün değil. Bu nedenle yüz yüze yapılan sınavların güvenliği daha kontrollü ilerler. Ama günümüzde artık kopya çekmeyi gerektirmeyecek kadar kombine birtakım sorularla öğrencilerin değerlendirilmesi de mümkündür. Bunun da belki yolunu ve yöntemini geliştirebilirsek ‘uzaktan eğitimdeki sınavları yüz yüze yapacağız’ diye bir zorunlulukla öğrenci ve velileri karşı karşıya bırakmayız” diye konuştu.
“Sınavlar not ortalamasına yansırsa adaletsizlik olur”
Ölçme ve değerlendirmenin başka yollarla yapılabileceği görüşünü paylaşan Veli-Der Genel Başkanı Bahadır, sınavların üniversiteye giriş puanını etkileyen lise not ortalamasına ise uygulanmamasını istedi. VOA Türkçe’ye konuşan Bahadır, “Uzaktan eğitime ulaşamayan çocuklar var. Bunu Bakanlık verilerinden de görüyorsunuz. Dolayısıyla çocukların almadığı bir eğitimin sınavını yapmak çok mümkün değil. Bu sınavların not ortalamasına etki etmemesi, bunun sadece bir çeşit araştırma sınavı olması gerekir. Uzaktan eğitimi değerlendirme sınavı olmalı, ortalamaya etki etmemeli diye düşünüyorum. Çünkü bu dönemde özellikle özel okula gidenler, özel öğretmen tutabilenler çok etkin bir şekilde eğitim aldı. Çok iyi eğitim alan öğrenciler de oldu. Hiç eğitim alamayan öğrenciler de oldu. Siz bunu Ortaöğretim Başarı Puanı’na (OBP) yansıtırsanız bu inanılmaz büyük bir adaletsizliğe neden olur” dedi.
Uzaktan eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikler nedeniyle sınav sorularının hangi kıstaslarla belirleneceğinin belirsiz olduğuna dikkat çeken Ünsal da “Zaten bırakın salgın koşullarını normal zamanlarda da okullar arası eğitimdeki farkları görebiliriz. Bunların ölçme değerlendirmede öğrenciye yansımalarını da görebiliriz. Salgın döneminde bunu daha net ve bariz bir şekilde gördük. Doğal olarak okullar arası eğitim farkı mutlak suretle sınavların ölçtüğü performansın objektifliği üzerine gölge düşüren hususlardan birisidir. Bu farklılardan dolayı sınavlardan elde edilen veriler de çok sağlıklı ve tutarlı olmayacak. Daha çok bu sınavları yapmamızdaki amaç yasal bir zorunluluğu ve prosedürü gidermek. En azından bu yıl eğitimi tamamlayacak birtakım argümanları sağlamış olalım diye düşünüyorlar” sözlerini kullandı.
“Öncelik sınav değil sağlık ve eğitim”
Sınavların eğitimin parçası olduğunu kaydeden Ünsal, “Ama böyle olağanüstü durumlarda ‘eğitim mi yapılmalıdır, sınav mı yapılmalıdır’ derseniz bence öncelikle eğitimdir. Öncelikle sağlık güvenliğidir ve eğitimdir. Ondan sonra sınavdır. Yani eğer hiçbiri sağlıklı bir şekilde yürümüyorsa salt sınav odağına girip buradan bir çalışma yapamazsınız. Özellikle uzaktan eğitime erişim konusunda çok önemli sorunlar yaşayan kitleler var. Doğal olarak buradaki bu eşitsizlikler içinde sınavlarla neyi eşitlemeye çalışacağız” diye konuştu.
Bakanlık ise sınavların uygulanmasına yönelik detayları paylaştı. Eğitim kurumu müdürlüklerince salgına yönelik gerekli tedbirler alınarak sınavlar yapılacak. Sınavların takvimi 8 Mart Pazartesi gününden itibaren üç haftayı geçmeyecek şekilde eğitim kurumu alan zümre başkanları kurulunca belirlenip planlanacak. 2020-2021 eğitim ve öğretim yılının birinci dönemine ilişkin sınavlarını tamamlamış olan okullar ikinci dönemin birinci sınavlarını 8-26 Mart 2021 tarihlerinde, birinci döneme ilişkin sınavları yapamamış olan okullar ikinci dönemin birinci sınavlarını 29 Mart-16 Nisan 2021 tarihleri arasında bitirecek.