Başkan Obama, son dönemde yaşanan uluslararası krizler yüzünden Amerika’nın dış politikasına yönelik artan eleştirilere yanıt verdi, diplomasiye ağırlık vermenin uluslararası krizlerde askeri yöntemlerden daha fazla işe yaradığını savundu
WASHINGTON —
Barack Obama, uzun yıllardır devam eden savaş döneminin ardından bile Amerika’nın hala “vazgeçilmezliğini” koruduğunu söyledi, ama ‘askeri maceralara’ atılmadan önce itidalli davranılması gerektiğinin altını çizdi.
Obama Amerika’nın en saygın askeri akademilerinden West Point’teki mezuniyet töreninde konuştu. Akademinin 2014 yılı mezunlarına hitap eden Başkan, “11 Eylül 2001’den sonra ilk kez bu dönemin mezunları, belki de Irak ya da Afganistan’da savaşmaya gönderilmeyecek” diye konuştu.
Afganistan’daki asker sayısını bu yılın sonunda 10 binin altına indirme, başkanlık döneminin sonuna doğru da bine indirme planlarını dün açıklayan Obama, bugün de başkanlığının kalan 2 buçuk yıllık döneminde izlemeyi planladığı dış politikaya açıklık getirdi. Afganistan dahil dünyanın birçok bölgesinde terörle mücadelenin hala devam ettiğine dikkati çeken Obama, bu sorun ve diğer uluslararası sorunların çözümü için daha az askeri güç kullanmayı planladığına işaret etti.
Obama dış politikasında “aşırı itidalli” olduğu konusunda yalnızca Kongre’deki muhalefet ve ülke içindeki dış politika uzmanlarından değil, dışarıdan da eleştirilere hedef oldu. Obama yönetimi son birkaç yıldır izlediği yaklaşımın Rusya, Çin ve Suriye gibi ülkeleri cesaretlendirdiği yönünde eleştiriler aldı. Buna karşılık yönetim, askeri çatışmalardan uzak durma yönündeki kararın Amerikan kamuoyunun görüşüyle paralel olduğunu savunuyor.
‘Amerika hala vazgeçilmez’
Obama, West Point’ten mezun olan yeni subaylara hitaben, “Dünyanın bir köşesinde giderilmesi gereken bir sorun görüp de, ‘Amerika sırf zayıf görünmesin’ diye askeri müdahaleyi tek yol olarak gören kişilerin eleştirisinden kaçınmak uğruna sizi tehlikenin içine gönderirsem, o zaman size ihanet etmiş olurum” diye konuştu.
Obama, “Filipinler’de tayfun olduğunda, Nijerya’da kız öğrenciler kaçırıldığında, maskeli saldırganlar Ukrayna’da bir binayı işgal ettiğinde, dünyanın yardım için baktığı tek ülke Amerika. Amerika vazgeçilmez bir ulus. Geçen yüzyılda da bu böyleydi, önümüzdeki yüzyılda da böyle olması muhtemel” diye konuştu.
‘Esat rejimiyle mücadele edenlere yardım arttırılacak’
Amerika’nın dış politika hedeflerine açıklık getiren Başkan Obama, Suriye krizine askeri müdahalede bulunmama kararını savundu, Esat rejimine karşı mücadele eden muhalefet güçlerine yardımı arttırabileceğini söyledi. “Gittikçe artan bir mezhep savaşının içine Amerikan askerlerini göndermemeye karar verdim ve bunun hala doğru karar olduğuna inanıyorum” diyen Obama, bu açıklamasının halkını bombalayan ve açlıktan ölümüne yol açan bir diktatörle mücadele eden Suriyeliler’e yardım etmek istememek şeklinde yorumlanmaması gerektiğini belirtti.
Suriye kriziyle mücadele eden Türkiye’ye yardım sözü
Terörist ve acımasız diktatörlüklerle mücadele için en iyi seçenekleri sunan gruplara desteği arttırmak amacıyla Kongre’yle birlikte çalışacaklarını bildiren Obama, özellikle Suriye krizinden dolayı artan mülteci ve radikal İslam tehdidiyle karşı karşıya kalan komşu ülkeler, Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Irak’a yardımların arttırılacağını kaydetti. Obama, “diğer ülkelerdeki ortakların” aşırı görüşe dayalı şiddetle mücadelesine yardım amacıyla Kongre’den 5 milyar dolarlık ‘terörle mücadele ödeneği’ istediğini de açıkladı.
‘İHA operasyonlarına devam’
Obama bu bütçe çerçevesinde Savunma Bakanlığı’nın istihbarat, izleme, keşif, özel operasyonlar ve diğer faaliyetlerinin de güçlendirileceğini açıkladı. Başkan ayrıca, Yemen ve Somali’de olduğu gibi insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırıların da devam edeceğinin altını çizdi. Bununla birlikte Obama, şimdiye kadar gizli bir şekilde yürütülen bu programın daha şeffaf olacağını söyledi.
‘Tehdit artık el Kaide bağlantılı örgütlerde’
11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından Amerika’nın iki savaş geçirmesine rağmen terörün hala en büyük tehdit olduğunu belirten Obama, bu tehdidin el Kaide’den uzaklaştığını, bu örgütle bağlantılı daha küçük örgütlere kaydığını söyledi. Obama, Amerika’ya yönelik tehditler azalsa da bu küçük örgütlerle mücadelenin de gerekli olduğunu kaydetti.
Askeri operasyonlara ancak “Amerika’nın kilit çıkarları gerektirdiğinde” başvurmaya devam edeceklerini açıklayan Obama, bu kilit çıkarlar arasında, Amerikan halkına, yaşam tarzına ve müttefik ülkelere yönelik tehditleri saydı.
‘Amerika tek başına hareket etmemeli’
Obama’nın bugünkü konuşmasında ayrıca dikkati çektiği bir nokta da, Amerika’nın sorunlarla tek başına mücadele etmek yerine uluslararası ortaklarının yardımıyla hareket etmesi gerektiği oldu. Obama bunun Amerika açısından bir zayıflık olmadığını ve dünya sahnesinde liderlik gücünü arttıracağını belirtti.
Özellikle son dönemde Rusya’nın Kırım’ı ilhak kararına karşı bir şey yapamadığı gerekçesiyle eleştirilen Obama, Avrupalı müttefiklerinin ve Uluslararası Para Fonu’nun yardımıyla Moskova’nın uluslararası alanda daha fazla tecrit edildiğini söyledi.
Obama ayrıca İran’ın tartışmalı nükleer programı sorunuyla ilgili olarak son dönemde ilerleme sağlanmasına yardımcı olan diplomatik çabaları da övdü, bu noktada konuşmasının başından bu yana karşıt çizgide gösterdiği Çin ve Rusya’nın da İran’ın nükleer programında geri adım atmasında sağladığı katkılara dikkati çekti. Tahran’la bir nihai anlaşma imzalanmasının zaman alabileceğine işaret eden Başkan Obama, bu sorunun çözümünde diplomatik başarının askeri başarıdan daha önemli olacağını savundu.
Obama Amerika’nın en saygın askeri akademilerinden West Point’teki mezuniyet töreninde konuştu. Akademinin 2014 yılı mezunlarına hitap eden Başkan, “11 Eylül 2001’den sonra ilk kez bu dönemin mezunları, belki de Irak ya da Afganistan’da savaşmaya gönderilmeyecek” diye konuştu.
Afganistan’daki asker sayısını bu yılın sonunda 10 binin altına indirme, başkanlık döneminin sonuna doğru da bine indirme planlarını dün açıklayan Obama, bugün de başkanlığının kalan 2 buçuk yıllık döneminde izlemeyi planladığı dış politikaya açıklık getirdi. Afganistan dahil dünyanın birçok bölgesinde terörle mücadelenin hala devam ettiğine dikkati çeken Obama, bu sorun ve diğer uluslararası sorunların çözümü için daha az askeri güç kullanmayı planladığına işaret etti.
Obama dış politikasında “aşırı itidalli” olduğu konusunda yalnızca Kongre’deki muhalefet ve ülke içindeki dış politika uzmanlarından değil, dışarıdan da eleştirilere hedef oldu. Obama yönetimi son birkaç yıldır izlediği yaklaşımın Rusya, Çin ve Suriye gibi ülkeleri cesaretlendirdiği yönünde eleştiriler aldı. Buna karşılık yönetim, askeri çatışmalardan uzak durma yönündeki kararın Amerikan kamuoyunun görüşüyle paralel olduğunu savunuyor.
‘Amerika hala vazgeçilmez’
Obama, West Point’ten mezun olan yeni subaylara hitaben, “Dünyanın bir köşesinde giderilmesi gereken bir sorun görüp de, ‘Amerika sırf zayıf görünmesin’ diye askeri müdahaleyi tek yol olarak gören kişilerin eleştirisinden kaçınmak uğruna sizi tehlikenin içine gönderirsem, o zaman size ihanet etmiş olurum” diye konuştu.
Obama, “Filipinler’de tayfun olduğunda, Nijerya’da kız öğrenciler kaçırıldığında, maskeli saldırganlar Ukrayna’da bir binayı işgal ettiğinde, dünyanın yardım için baktığı tek ülke Amerika. Amerika vazgeçilmez bir ulus. Geçen yüzyılda da bu böyleydi, önümüzdeki yüzyılda da böyle olması muhtemel” diye konuştu.
‘Esat rejimiyle mücadele edenlere yardım arttırılacak’
Amerika’nın dış politika hedeflerine açıklık getiren Başkan Obama, Suriye krizine askeri müdahalede bulunmama kararını savundu, Esat rejimine karşı mücadele eden muhalefet güçlerine yardımı arttırabileceğini söyledi. “Gittikçe artan bir mezhep savaşının içine Amerikan askerlerini göndermemeye karar verdim ve bunun hala doğru karar olduğuna inanıyorum” diyen Obama, bu açıklamasının halkını bombalayan ve açlıktan ölümüne yol açan bir diktatörle mücadele eden Suriyeliler’e yardım etmek istememek şeklinde yorumlanmaması gerektiğini belirtti.
Suriye kriziyle mücadele eden Türkiye’ye yardım sözü
Terörist ve acımasız diktatörlüklerle mücadele için en iyi seçenekleri sunan gruplara desteği arttırmak amacıyla Kongre’yle birlikte çalışacaklarını bildiren Obama, özellikle Suriye krizinden dolayı artan mülteci ve radikal İslam tehdidiyle karşı karşıya kalan komşu ülkeler, Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Irak’a yardımların arttırılacağını kaydetti. Obama, “diğer ülkelerdeki ortakların” aşırı görüşe dayalı şiddetle mücadelesine yardım amacıyla Kongre’den 5 milyar dolarlık ‘terörle mücadele ödeneği’ istediğini de açıkladı.
‘İHA operasyonlarına devam’
Obama bu bütçe çerçevesinde Savunma Bakanlığı’nın istihbarat, izleme, keşif, özel operasyonlar ve diğer faaliyetlerinin de güçlendirileceğini açıkladı. Başkan ayrıca, Yemen ve Somali’de olduğu gibi insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırıların da devam edeceğinin altını çizdi. Bununla birlikte Obama, şimdiye kadar gizli bir şekilde yürütülen bu programın daha şeffaf olacağını söyledi.
‘Tehdit artık el Kaide bağlantılı örgütlerde’
11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından Amerika’nın iki savaş geçirmesine rağmen terörün hala en büyük tehdit olduğunu belirten Obama, bu tehdidin el Kaide’den uzaklaştığını, bu örgütle bağlantılı daha küçük örgütlere kaydığını söyledi. Obama, Amerika’ya yönelik tehditler azalsa da bu küçük örgütlerle mücadelenin de gerekli olduğunu kaydetti.
Askeri operasyonlara ancak “Amerika’nın kilit çıkarları gerektirdiğinde” başvurmaya devam edeceklerini açıklayan Obama, bu kilit çıkarlar arasında, Amerikan halkına, yaşam tarzına ve müttefik ülkelere yönelik tehditleri saydı.
‘Amerika tek başına hareket etmemeli’
Obama’nın bugünkü konuşmasında ayrıca dikkati çektiği bir nokta da, Amerika’nın sorunlarla tek başına mücadele etmek yerine uluslararası ortaklarının yardımıyla hareket etmesi gerektiği oldu. Obama bunun Amerika açısından bir zayıflık olmadığını ve dünya sahnesinde liderlik gücünü arttıracağını belirtti.
Özellikle son dönemde Rusya’nın Kırım’ı ilhak kararına karşı bir şey yapamadığı gerekçesiyle eleştirilen Obama, Avrupalı müttefiklerinin ve Uluslararası Para Fonu’nun yardımıyla Moskova’nın uluslararası alanda daha fazla tecrit edildiğini söyledi.
Obama ayrıca İran’ın tartışmalı nükleer programı sorunuyla ilgili olarak son dönemde ilerleme sağlanmasına yardımcı olan diplomatik çabaları da övdü, bu noktada konuşmasının başından bu yana karşıt çizgide gösterdiği Çin ve Rusya’nın da İran’ın nükleer programında geri adım atmasında sağladığı katkılara dikkati çekti. Tahran’la bir nihai anlaşma imzalanmasının zaman alabileceğine işaret eden Başkan Obama, bu sorunun çözümünde diplomatik başarının askeri başarıdan daha önemli olacağını savundu.