Başkan, Suriye’ye tepki konusunda kesin karar almadığını açıklarken, Dışişleri Bakanı Kerry, kimyasal silah saldırısını Esat rejiminin işlediği konusunda çarpıcı kanıtlar içeren istihbarat raporunun bulgularını açıkladı
Başkan Barack Obama, Suriye’deki kimyasal silah saldırısına verilecek tepki konusunda kesin kararı vermediğini, ama “kısıtlı, dar kapsamlı bir harekat” düşündüğünü açıkladı.
Obama kısa açıklamasını Beyaz Saray’da danışmanlarıyla katıldığı bir toplantı sırasında yaptı. Obama’dan kısa bir süre önce basın mensuplarının karşısına çıkan Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry ise, geçen haftaki kimyasal silah saldırısından Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu gösteren kanıtları kamuoyuna açıkladı.
‘Bin 400’ü aşkın ölü’
Beklenen istihbarat raporunun hizmete özel olmayan bölümünü kamuoyuna açıklayan Kerry, 21 Ağustos’ta Şam yakınlarında düzenlenen kimyasal silah saldırısında 1429 kişinin öldüğünü, bunların 426’sının çocuk olduğunu bildirdi.
Kerry, Suriye hükümetine bağlı kimyasal silah personelinin saldırıdan üç gün önce bölgeye yerleştirilerek hazırlık yaptığını, zehirli gazları taşıyan roketlerin Esat rejiminin kontrolundaki mevzilerden fırlatıldığının ve bu füzelerin ya muhalefetin kontrolundaki ya da iki tarafın kontrol mücadelesi verdiği mahallelere düştüğünün tespit edildiğini belirtti.
Amerika Dışişleri Bakanı, saldırı emrini veren üst düzey bir Suriyeli yetkilinin konuşmalarının da ele geçirildiğinin altını çizdi.
Obama yönetiminden üst düzey bir yetkili, askeri ve ulusal güvenlik yetkililerinin Başkan’a tüm seçenekleri sunmaya devam ettiğini açıkladı. Başkan Obama ayrıca, olası bir askeri müdahale konusunda Kongre liderlerini ve Amerika’nın müttefiklerini de ikna etme çalışmalarını sürdürüyor.
Dışişleri Bakanı Kerry, Obama’nın kararlı olduğunu ve dediğini yapacağını vurgulamakla birlikte, ne zaman bir harekat kararı alacağı konusunda işaret vermedi. Kerry, “Amerika kendi kararını, kendi takvimine göre alır, kendi değerlerine ve çıkarlarına göre belirler” diye konuştu.
‘Savaş yorgunluğu sorumluluktan kurtarmaz’
Dışişleri Bakanı Kerry, bundan sonraki sorunun neyin bilindiği değil, neyin yapılması olduğunu söyledi.
Amerika’nın on yıldır başını savaşlardan kaldıramadığını ve halkın artık bıktığını kaydeden Kerry, “Ben de bıktım, ama savaş yorgunluğu bizi sorumluluktan kurtarmıyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Kerry, bir diktatörün rastgele kitle imha silahı kullanmasına göz yumulması durumunda tarihin Amerika’yı çok sert yargılayacağı uyarısında bulundu.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ı “eşkıya ve katil” diye tanımlayan Kerry, Esat rejiminin insanlık suçu işlediğini savundu.
John Kerry ayrıca kimyasal silah sahibi Suriye’nin, hem Amerika’nın ulusal güvenliği, hem de Suriye’nin komşusu ve Amerika’nın yakın müttefikleri Ürdün, Türkiye ve Lübnan’ın güvenliği açısından tehlike oluşturduğunu söyledi. Birçok ülkenin Suriye’yi kınadığını hatırlatan Kerry, Türkiye’nin de kimyasal silah saldırısından Suriye sorumlu tuttuğunu belirtti.
BM’ye eleştiri
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry, kimyasal silah denetçilerinin yarın Suriye’den ayrılması beklenen Birleşmiş Milletler’i de eleştirdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, denetçilerin yalnızca Suriye’de kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını açıklayabileceği, silahları kimin kullanıp kullanmadığını açıklamanın BM’nin görev alanı dışında olduğu yönündeki sözlerini hatırlatan John Kerry, Amerikan istihbaratının topladığı bilgileri Birleşmiş Milletler’in asla veremeyeceğini söyledi.
Ban, olası bir askeri harekatın BM kimyasal silah denetçileri Suriye'den ayrılıncaya kadar ertelenmesi çağrısında bulunmuştu. Ban Ki Moon, denetçilerin Suriye'den yarın ayrılacağını açıkladı .
ABD dünyayı ve kendi kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor
Amerikan hükümeti, Suriye’de kimyasal silahların kullanılmasına tepki verme konusunda hem kendi kamuoyunu hem de dünyayı ikna etme çabalarını sürdürüyor.
Başkan Obama, Esat rejimine bağlı kuvvetleri hedef alacak kısıtlı bir operasyon konusunda destek almakta zorlanıyor.
Amerikan kamuoyu ve Kongre’nin bazı üyeleri Amerika’nın Suriye’ye müdahalesi konusunda kuşkucu bir tavır sergiliyor. Benzer kaygılar bazı ülkelerde de dile getiriliyor.
İngiltere’den Şok Karar
Öte yandan İngiliz Parlamentosu, dün uzun süren tartışmalardan sonra akşam yaptığı oylamada hükümete geçici savaş yetkisi (tezkere) vermeyi reddetti. Oylama bağlayıcı olmasa da Başbakan David Cameron karara uyacağını açıkladı. Karar İngiltere hükümeti açısından ağır oldu. Cameron, olası bir harekatın Suriye’de rejim değişikliğini değil, bir savaş suçunu cezalandırmayı amaçladığını açıkladı.
Almanya, NATO’nun 2011’deki Libya operasyonunda olduğu gibi askeri operasyonda yer almayacağını açıkladı, ama bu kez operasyona karşı olmadığı mesajı da verdi.
Amerika Savunma Bakanı Chuck Hagel, İngiltere’deki parlamento oylamasına rağmen uluslararası koalisyon arayışı çabalarının süreceğini bildirdi.
Suriye’de 21 Ağustos’ta sivilleri hedef alan ve yüzlerce kişinin öldüğü zehirli gaz saldırısı uluslararası tepkilere yol açtı.
Amerika ve Fransa, Suriye’ye “güçlü ve uygun” bir yanıt verilmesi konusunda ısrarlı.
Japonya da kimyasal silahların kullanımının hiçbir koşulda kabul edilemeyeceğini açıkladı ve sorumluluğun Esat rejimine düştüğünü bildirdi.
Obama’nın ulusal güvenlik ekibi, dün Suriye’ye düzenlemek istenen müdahalenin gerekçelerini anlatmak üzere, Kongre üyelerini liderlerini telefonla aradı.
Yönetime destek veren Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Demokrat Partili Başkanı Bob Menendez Obama’nın harekat için Savaş Yetkisi Yasası’nın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak tek yanlı hareket etmesini istiyor.
Cumhuriyetçiler arasında da Obama’ya destek verenler de var. Ancak bu üyeler öncelikle Obama’nın Kongre’nin onayını almasını istiyor.
Karşı çıkan önemli siyasetçilerden biri, Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Partili başkanı John Boehner. Boehner bu konuda Obama’ya mektup da göndermişti. Boehner, Obama’nın böyle bir harekatın meşru olup olmadığını, Amerika’nın ulusal çıkarlarına uyup uymadığını göstermesini istiyor.
Obama kısa açıklamasını Beyaz Saray’da danışmanlarıyla katıldığı bir toplantı sırasında yaptı. Obama’dan kısa bir süre önce basın mensuplarının karşısına çıkan Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry ise, geçen haftaki kimyasal silah saldırısından Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu gösteren kanıtları kamuoyuna açıkladı.
‘Bin 400’ü aşkın ölü’
Beklenen istihbarat raporunun hizmete özel olmayan bölümünü kamuoyuna açıklayan Kerry, 21 Ağustos’ta Şam yakınlarında düzenlenen kimyasal silah saldırısında 1429 kişinin öldüğünü, bunların 426’sının çocuk olduğunu bildirdi.
Kerry, Suriye hükümetine bağlı kimyasal silah personelinin saldırıdan üç gün önce bölgeye yerleştirilerek hazırlık yaptığını, zehirli gazları taşıyan roketlerin Esat rejiminin kontrolundaki mevzilerden fırlatıldığının ve bu füzelerin ya muhalefetin kontrolundaki ya da iki tarafın kontrol mücadelesi verdiği mahallelere düştüğünün tespit edildiğini belirtti.
Amerika Dışişleri Bakanı, saldırı emrini veren üst düzey bir Suriyeli yetkilinin konuşmalarının da ele geçirildiğinin altını çizdi.
Obama yönetiminden üst düzey bir yetkili, askeri ve ulusal güvenlik yetkililerinin Başkan’a tüm seçenekleri sunmaya devam ettiğini açıkladı. Başkan Obama ayrıca, olası bir askeri müdahale konusunda Kongre liderlerini ve Amerika’nın müttefiklerini de ikna etme çalışmalarını sürdürüyor.
Dışişleri Bakanı Kerry, Obama’nın kararlı olduğunu ve dediğini yapacağını vurgulamakla birlikte, ne zaman bir harekat kararı alacağı konusunda işaret vermedi. Kerry, “Amerika kendi kararını, kendi takvimine göre alır, kendi değerlerine ve çıkarlarına göre belirler” diye konuştu.
‘Savaş yorgunluğu sorumluluktan kurtarmaz’
Dışişleri Bakanı Kerry, bundan sonraki sorunun neyin bilindiği değil, neyin yapılması olduğunu söyledi.
Amerika’nın on yıldır başını savaşlardan kaldıramadığını ve halkın artık bıktığını kaydeden Kerry, “Ben de bıktım, ama savaş yorgunluğu bizi sorumluluktan kurtarmıyor” dedi.
Dışişleri Bakanı Kerry, bir diktatörün rastgele kitle imha silahı kullanmasına göz yumulması durumunda tarihin Amerika’yı çok sert yargılayacağı uyarısında bulundu.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ı “eşkıya ve katil” diye tanımlayan Kerry, Esat rejiminin insanlık suçu işlediğini savundu.
John Kerry ayrıca kimyasal silah sahibi Suriye’nin, hem Amerika’nın ulusal güvenliği, hem de Suriye’nin komşusu ve Amerika’nın yakın müttefikleri Ürdün, Türkiye ve Lübnan’ın güvenliği açısından tehlike oluşturduğunu söyledi. Birçok ülkenin Suriye’yi kınadığını hatırlatan Kerry, Türkiye’nin de kimyasal silah saldırısından Suriye sorumlu tuttuğunu belirtti.
BM’ye eleştiri
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry, kimyasal silah denetçilerinin yarın Suriye’den ayrılması beklenen Birleşmiş Milletler’i de eleştirdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, denetçilerin yalnızca Suriye’de kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını açıklayabileceği, silahları kimin kullanıp kullanmadığını açıklamanın BM’nin görev alanı dışında olduğu yönündeki sözlerini hatırlatan John Kerry, Amerikan istihbaratının topladığı bilgileri Birleşmiş Milletler’in asla veremeyeceğini söyledi.
Ban, olası bir askeri harekatın BM kimyasal silah denetçileri Suriye'den ayrılıncaya kadar ertelenmesi çağrısında bulunmuştu. Ban Ki Moon, denetçilerin Suriye'den yarın ayrılacağını açıkladı .
ABD dünyayı ve kendi kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor
Amerikan hükümeti, Suriye’de kimyasal silahların kullanılmasına tepki verme konusunda hem kendi kamuoyunu hem de dünyayı ikna etme çabalarını sürdürüyor.
Başkan Obama, Esat rejimine bağlı kuvvetleri hedef alacak kısıtlı bir operasyon konusunda destek almakta zorlanıyor.
Amerikan kamuoyu ve Kongre’nin bazı üyeleri Amerika’nın Suriye’ye müdahalesi konusunda kuşkucu bir tavır sergiliyor. Benzer kaygılar bazı ülkelerde de dile getiriliyor.
İngiltere’den Şok Karar
Öte yandan İngiliz Parlamentosu, dün uzun süren tartışmalardan sonra akşam yaptığı oylamada hükümete geçici savaş yetkisi (tezkere) vermeyi reddetti. Oylama bağlayıcı olmasa da Başbakan David Cameron karara uyacağını açıkladı. Karar İngiltere hükümeti açısından ağır oldu. Cameron, olası bir harekatın Suriye’de rejim değişikliğini değil, bir savaş suçunu cezalandırmayı amaçladığını açıkladı.
Almanya, NATO’nun 2011’deki Libya operasyonunda olduğu gibi askeri operasyonda yer almayacağını açıkladı, ama bu kez operasyona karşı olmadığı mesajı da verdi.
Amerika Savunma Bakanı Chuck Hagel, İngiltere’deki parlamento oylamasına rağmen uluslararası koalisyon arayışı çabalarının süreceğini bildirdi.
Suriye’de 21 Ağustos’ta sivilleri hedef alan ve yüzlerce kişinin öldüğü zehirli gaz saldırısı uluslararası tepkilere yol açtı.
Amerika ve Fransa, Suriye’ye “güçlü ve uygun” bir yanıt verilmesi konusunda ısrarlı.
Japonya da kimyasal silahların kullanımının hiçbir koşulda kabul edilemeyeceğini açıkladı ve sorumluluğun Esat rejimine düştüğünü bildirdi.
Obama’nın ulusal güvenlik ekibi, dün Suriye’ye düzenlemek istenen müdahalenin gerekçelerini anlatmak üzere, Kongre üyelerini liderlerini telefonla aradı.
Yönetime destek veren Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun Demokrat Partili Başkanı Bob Menendez Obama’nın harekat için Savaş Yetkisi Yasası’nın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak tek yanlı hareket etmesini istiyor.
Cumhuriyetçiler arasında da Obama’ya destek verenler de var. Ancak bu üyeler öncelikle Obama’nın Kongre’nin onayını almasını istiyor.
Karşı çıkan önemli siyasetçilerden biri, Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Partili başkanı John Boehner. Boehner bu konuda Obama’ya mektup da göndermişti. Boehner, Obama’nın böyle bir harekatın meşru olup olmadığını, Amerika’nın ulusal çıkarlarına uyup uymadığını göstermesini istiyor.