Küresel sivil toplum koalisyonu Nükleer Silahların Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya (ICAN) tarafından Pazartesi günü yayınlanan rapora göre, dünyanın dokuz nükleer silahlı devleti, "modernizasyona devam ederken ve bazı durumlarda cephaneliklerini genişletirken" geçen yıl nükleer silahlara 91 milyar 400 milyon dolar, bir başka deyişle saniye başına yaklaşık 3 bin dolar harcadı.
Raporun yazarlarından Alicia Sanders-Zakre, raporun yayınlanmasından önce geçen hafta Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, "Nükleer silah sahibi devletlerin nükleer bir savaşın asla kazanılamayacağı ve asla yapılmaması gerektiği konusunda hemfikir oldukları göz önüne alındığında, bu para fiilen boşa harcanıyor" dedi.
Sanders-Zakre, yılda 91,4 milyar dolarla, “İklim değişikliğiyle mücadele için 12 milyondan fazla eve rüzgar enerjisi sağlanabilir ya da iklim değişikliğiyle mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması ve kirliliğin azaltılması için küresel finansman açığının yüzde 27'si kapatılabilir" dedi.
ICAN, ABD'nin bu alanda 51,5 milyar dolar harcadığını, bu rakamın "diğer nükleer silahlı ülkelerin toplamından daha fazla" olduğunu bildirdi.
İlgili Haberler Putin: "Ukrayna’da zafer kazanmak için nükleer silah kullanmaya ihtiyacımız yok"Rapor, bir sonraki en büyük harcamayı 11,8 milyar dolarla Çin'in, üçüncü en büyük harcamayı ise 8,3 milyar dolarla Rusya'nın yaptığını açıkladı.
Raporda, İngiltere’nin harcamalarının üst üste ikinci yılda önemli ölçüde arttığı ve yüzde 17 artışla 8,1 milyar dolara ulaştığı belirtiliyor.
Diğer beş nükleer güç Fransa, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Kuzey Kore’nin toplam harcamaları geçen yıl 11,6 milyar doları buldu.
Rapor, nükleer silah üretiminde yer alan şirketlerin 2023'te, değeri 7,9 milyar dolara yaklaşan yeni ihaleler aldığını söylüyor. Son beş yılda toplanan verilerin analizi, nükleer silahlı devletlerin nükleer cephaneliklerine toplu olarak 387 milyar dolar harcadığını gösteriyor.
“Yıkıcı silahların geliştirilmesine ayrılan parada dikkate değer bir artış eğilimi var”
Sanders-Zakre, "Son beş yılda bu en insanlık dışı ve yıkıcı silahların geliştirilmesine ayrılan parada dikkate değer bir artış eğilimi oldu ve bu artış şu anda hızlanıyor. Bütün bu para küresel güvenliği arttırmıyor. Aslında nerede yaşarsa yaşasın insanları tehdit ediyor” dedi.
Silah kontrolü uzmanları da bu endişeleri paylaşıyor. Nükleer güçlerin, nükleer silahların ve silah teknolojisinin yayılmasını önlemeyi amaçlayan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na zıt şekilde cephaneliklerini pekiştirdiğini kaydeden uzmanlar, yeni bir silahlanma yarışının tehlikeleri konusunda uyarıda bulunuyor.
Foreign Affairs dergisinin Mayıs sayısındaki bir rapor, Washington'un Çin'in hızla genişleyen nükleer cephaneliği hakkındaki endişelerine atıfta bulunuyor. ABD Savunma Bakanlığı tahminlerine göre, "Çin Cumhurbaşkanı Şi Jinping yönetimindeki Pekin, 2019'da yaklaşık 200’den, 2030 yılına kadar 1000 nükleer savaş başlığı toplama yolunda ilerliyor.”
ABD'nin Stratejik Duruşuna İlişkin Kongre Komisyonu'nun 2023 tarihli bir raporuna göre Çin'in nükleer genişlemesi, ABD’yi, "nükleer gücünün boyutu ve yapısını yeniden değerlendirmesi” konusunda harekete geçirmeli.
Komisyon ayrıca Rusya'nın "nükleer kuvvetlerinin benzeri görülmemiş bir şekilde büyümesi, harekat alanına dayalı nükleer sistemlerinin çeşitlendirilmesi ve genişletilmesi, 2014'te Ukrayna'nın işgali ve ardından Şubat 2022'de tam ölçekli işgali dahil" giderek artan saldırgan davranışlarından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Rusya'nın kazara veya kasıtlı bir taktiksel nükleer saldırısına ilişkin uluslararası kaygı, geçtiğimiz hafta sonu İtalya'daki G7 zirvesinde ve İsviçre'de Ukrayna için yapılan barış zirvesinde de ele alındı.
G7 liderleri, nihai bildirilerinde Rusya'nın “uluslararası hukuku bariz bir şekilde ihlal etmesini” kınadı ve “Rusya'nın nükleer silah kullanımı konusundaki tehditlerinin, Ukrayna'ya karşı savaşı bağlamında nükleer silah kullanımı bir yana, genel olarak kabul edilemez olacağını” belirtti.
Bu vurgu, Ukrayna Barış Konferansı’na katılan 100 ülkenin çoğunun imzaladığı sonuç bildirgesine de yansıdı. Bildirgeye imza atan ülkeler arasında Hindistan, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan ve Güney Afrika da yer aldı.
ICAN Direktörü Melissa Parke, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline değinerek “Bu savaş, Rusya ile Batı arasındaki nükleer gerilimi Soğuk Savaş'tan bu yana en yüksek seviyesine çıkardı. Rusya'nın çok sayıda askeri müdahalesi sonucunda artık hem açlık hem de üstü kapalı gerçek bir nükleer çatışma tehdidi var” uyarısı yaptı.
İlgili Haberler Rus savaş gemilerinin Küba’ya gitmesinin ardından ABD’nin nükleer denizaltısı da Guantanamo’daNükleer silahlara karşı cephe de genişliyor
ICAN'ın nükleer silah üretimi, bakımı ve geliştirilmesinde yer alan 20 ülkenin profilini çıkardığı raporunda, "Nükleer silah çalışmalarıyla ilgili ödenmemiş sözleşmelerin toplam 335 milyar dolar olduğu" belirtiliyor.
Rapor, son beş yılda nükleer harcamalarda önemli bir artış olduğunu gösterirken, ICAN Program Koordinatörü Susi Snyder, "bu kitle imha silahlarına karşı küresel direnişte de bir büyüme olduğunu" söyledi.
Snyder, “Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması'da 100'e yakın ülkenin imzası var. Yaklaşık 5 trilyon dolarlık varlığı temsil eden 111 yatırımcı anlaşmaya destek verdi" dedi.
Anlaşmanın "ileriye doğru açık bir yol" olduğunu kaydeden Snyder, "Bu, gerilimi azaltmanın, tehditleri kınamanın ve burada örneklediğimiz bu yeni nükleer silahlanma yarışını daha fazla kontrolden çıkmadan durdurmanın bir yolu" dedi.
NATO Genel Sekreteri’nin nükleer silahlara ilişkin açıklamalarına Moskova’dan tepki
Bu arada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İngiltere'nin Telegraph gazetesine bugün yaptığı açıklamada, “NATO'nun Rusya ve Çin'den artarak gelen tehdit karşısında daha fazla nükleer silah konuşlandırmak, depolardan çıkarmak ve beklemeye almak için görüşmelerde bulunduğunu” söyledi.
Stoltenberg, "NATO'nun amacı elbette nükleer silahsız bir dünyadır, ancak nükleer silahlar var olduğu sürece nükleer bir ittifak olarak kalacağız çünkü Rusya, Çin ve Kuzey Kore'nin nükleer silaha sahip olduğu ve NATO'nun olmadığı bir dünya daha tehlikeli bir dünyadır” dedi.
Kremlin’den ise bu açıklamaya yanıt gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Stoltenberg'in yorumlarının, Ukrayna bağlamında herhangi bir nükleer silah tehdidinin veya kullanımının kabul edilemez olduğunu söyleyen Ukrayna Konferansı tebliğiyle çeliştiğini söyledi.
Peskov, "Bu, gerilimin tırmandırılmasına işaret eder" dedi.
Rusya, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin, Ukrayna'ya bazıları Rus topraklarına karşı kullanılan milyarlarca dolar değerinde silah vererek dünyayı nükleer çatışmanın eşiğine ittiğini söylüyor.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu'na göre, Rusya ve ABD, dünyanın nükleer silahlarının yaklaşık yüzde 88'ini elinde tutan, açık ara dünyanın en büyük nükleer güçleri.