NATO Ukrayna'yı desteklemek için savunma harcamalarını arttıracak

26 Haziran 2023 - Litvanya’nın başkenti Vilnius’un 60 km kuzeyindeki Pabrade’de Litvanya ve Almanya’nın ortak düzenlediği 'Griffin Storm 2023' askeri tatbikatı sonrasında askerler, askeri araçları önünde fotoğraf çektirdi.

NATO'ya üye ülkelerin savunma harcamalarına yeterince bütçe ayırmadıkları konusunda eleştiriler gündeme geldiğinde Lüksemburg'un hedef alınan ülkelerin başında geldiği biliniyor.

NATO'nun en zengin ülkelerinden biri olan ve Avrupa'nın ekonomik büyüme tablolarında her zaman en üstte yer alan Lüksemburg, gayrisafi yurtiçi hasılasının binde 72'sini silahlı kuvvetlerine harcıyor.

Lüksemburg bu nedenle 31 üyeli NATO'da savunmaya en az harcama yapan ülkeler arasında. Ancak yine de rakamlar yanıltıcı olabiliyor.

Rusya'nın Ukrayna'ya ait Kırım Yarımadası'nı ilhak ettiği 2014'te varılan anlaşma çerçevesinde NATO müttefikleri, Soğuk Savaş sona erdikten sonra savunma bütçelerinde yaptıkları kesintileri durdurma, ulusal askeri bütçelerini pekiştirme ve 2024 yılına kadar gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde 2'sini savunmaya ayırma kararı aldı.

Ukrayna'daki savaşın devam ettiği günümüzde Başkan Joe Biden ve NATO müttefiklerinin Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta bugün başlayan NATO zirvesinde yeni savunma harcamaları hedefleri belirlemeleri bekleniyor.

İlgili Haberler Beyaz Saray’dan Erdoğan’ın İsveç için AB koşuluna yanıt: “Odağımız İsveç”

GSYH'nın yüzde 2'si sabit bir oran değil

NATO savunma harcamaları için gayrisafi yurtiçi hasıladan ayrılması öngörülen yüzde 2'lik pay, sabit olmayan bir oran.

Bunun nedeni, ekonomik büyümenin yükseliş ve düşüş dönemlerinde çalkantılı seyretmesi ve enflasyonun ülkelerin kar-zarar tablolarına büyük zarar vermesi olasılığı. Örneğin NATO, en büyük silahlı kuvvetlere sahip olan ülkelerinden Türkiye'nin 2023'te gayrisafi yurtiçi hasılasının sadece yüzde 1,31'ini savunmaya ayıracağını öngörüyor. Oysa Ukrayna savaşı öncesinde Türkiye, gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 1,91'ini savunmaya harcıyordu.

Öte yandan savunmaya çok para harcamak, akıllı harcama yapmakla eşit sayılmıyor. Kağıt üzerindeki doğru harcama seviyeleri, yeterli ve iyi donanımlı kuvvetlerin kısa sürede savaş alanında konuşlandırılması ve verimli tedarik hatlarıyla beslenmesi anlamına gelmiyor.

Yüzde 2 oranı ayrıca herhangi bir gerçek güvenlik tehdidi değerlendirmesiyle doğrudan bağlı değil. Bu oran üzerinde barış zamanında anlaşmaya varılmıştı. Ancak şartlar değişti. Lüksemburg'un durumu da yüzde 2 ölçütünün ardında nelerin gizli olabileceği konusunda ders verir nitelikte.

Lüksemburg Savunma Bakanı François Bausch, bütçe öncelikleri konusunda geçen ay yaptığı açıklamada, Estonya, Letonya ve Litvanya'nın ekonomik büyüme oranlarının Lüksemburg'unkine eşit olması durumunda bu ülkelerin yüzde 2'lik savunma harcaması miktarına erişmek için şu an yaptıklarının dört ya da beş katı daha fazla harcama yapmaları gerektiğini kaydetmişti.

NATO tahminlerine göre Rusya ve Ukrayna'ya coğrafi açıdan çok yakın olan üç Baltık ülkesi, savunmaya, bu yıl gayrisafi yurtiçi hasılalarının yüzde 2'sinin biraz üzerinde pay ayıracak. Bu yıl sadece 11 ülke, yüzde 2'lik hedef harcama oranını tutturabilecek.

İlgili Haberler Sullivan: “Biden’la Erdoğan Vilnius’ta görüşecek”

Lüksemburg'un silahlı kuvvetlerindeki asker sayısı diğer ülkelere göre düşük ancak nüfusuna oranla yüksek

Fransa ve Belçika arasında yer alan Lüksemburg'un bazı demografik zorlukları var. Ülkede pasaport sahibi 630 bin kişinin sadece 315 bini Lüksemburg'lu. Askerlik yaşı olan 18-40 yaş arasındakilerin sayısıysa daha da az.

Lüksemburg ordusunda yaklaşık bin kişi bulunuyor. Bu, başka NATO üyelerinin askeri kuvvetlerinin sayısına kıyasla az, ancak örneğin İngiltere silahlı kuvvetlerinde görev yapanların sayısının toplam nüfusa oranına kıyasla fazla.

İşsizlik oranının düşük olduğu Lüksemburg'da yüksek maaşlı iş bulmak kolay. Bu nedenle orduya katılımı teşvik etmek zor.
Lüksemburg Savunma Bakanı Bausch, “Ordudaki asker sayısını arttırmak istiyorum, şimdiden 200 ila 300 asker arıyoruz ama bunu başarmak kolay değil” dedi.

Lüksemburg ayrıca geçen yıl Ukrayna'yı desteklemek için savunma bütçesinin yüzde 16'sından fazlasını harcadı ve büyük miktarda mühimmat gönderdi. Lüksemburg hükümeti, Ukrayna'ya yardım eden ülkelerin yaptıkları harcamaları geri ödemek için oluşturulan özel Avrupa Birliği fonundan bu miktarı geri alma talebinde bulunmadı.

Lüksemburg Başbakanı Xavier Bettel hükümeti ayrıca NATO'nun tüm planlama hedeflerini tutturuyor.

NATO'nun harcama hedeflerini karşılayan bir diğer ülke, Almanya.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, hükümetinin savunmaya ilave 100 milyar Euro daha ayıracağını, bu bütçe içinde Amerikan F-35 savaş uçaklarının satın alımının da dahil olduğunu bildirmişti.

İlgili Haberler NATO Zirvesi öncesi Türkiye ile ABD arasında yoğun telefon diplomasisi

Rusya: Ukrayna'nın NATO üyeliği, sert yanıt gerektirecek bir tehdit olur”

Rusya'dan dün yapılan açıklamada Ukrayna'nın NATO askeri ittifakına üyeliğinin Avrupa'nın güvenlik mimarisi açısından son derece olumsuz sonuçlar doğuracağı ve Moskova'nın Ukrayna'nın NATO üyeliği gibi bir adıma sert yanıt vereceği kaydedildi.

Litvanya'daki NATO zirvesinden bir gün önce konuşan Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, “Rusya'nın Ukrayna'nın NATO üyeliğinin güvenlik mimarisi üzerinde çok ama çok olumsuz etkileri olacağı şeklindeki son derece açık ve tutarlı tavrını biliyorsunuz. Avrupa'nın güvenlik mimarisi zaten yarı yarıya bozulmuş durumda. Ukrayna'nın NATO üyeliği ülkemiz için mutlak bir tehlike, bir tehdit olur ve bizim açık ve sert tepki vermemizi gerektirir” ifadelerini kullandı.

Rusya, komşusu Ukrayna'nın asla NATO üyesi yapılmamasına ilişkin “güvenlik garantilerini” Batılı ülkelerden alamadığı gerekçesiyle geçen yıl Ukrayna'yı işgal etmişti. Amerika ise Rusya'nın Ukrayna'nın NATO üyesi yapılmaması şeklindeki talebini “asla yerine getirilemeyecek bir istek” olarak tanımlamış ve Ukrayna'nın hangi ittifaklara katılacağı konusunda karar vermede özgür olması gerektiğini belirtmişti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise savaş devam ederken Ukrayna'nın NATO üyesi olmayacağı ve Vilnius'taki zirvenin resmi üyelik davetiyesi anlamına gelmediğinin altını çizmişti.