NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in veda konuşmasında Türkiye vurgusu

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg 1 Ekim'de görevini Mark Rutte'ye devredecek.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg görevini 1 Ekim’de Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye devredecek.

Görevinden ayrılmadan önce, Alman Marshall Fonu düşünce kuruluşunda dün bir konuşma yapan Stoltenberg, Türkiye'nin NATO ve Avrupa kıtasının güvenliği için önemini vurguladı. Stoltenberg, “Güneyde Türkiye, kuzeyde Norveç ve batıda ABD, Kanada ve İngiltere olmadan Avrupa kıtasının güvenliğini düşünmek mümkün değildir” dedi.

10 yıl önce göreve gelirken, daha önce Norveç Savunma ve Dışişleri Bakanlığı yapmış olan babasına danıştığını ve "NATO'da pek bir şey olmaz" yanıtı aldığını belirten Stoltenberg, fakat bu süreçte dünyada büyük değişiklikler yaşandığına vurgu yaptı.

Stoltenberg, “Rusya'nın Kırım'ı yasadışı ilhakına tanık olduk. IŞİD'in yükselişi, Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgali, Çin ile artan rekabet, COVID pandemisi, daha sofistike siber saldırılar ve iklim değişikliğinin güvenliğimiz üzerindeki artan etkisi gibi gelişmeler yaşandı” dedi.

NATO’nun öneminin de bu süreçte sorgulandığını ifade eden Genel Sekreter, “İttifak şu şekilde tanımlandı; bölünmüş, eskimiş ve beyin ölümü gerçekleşmiş. Ancak gerçek şu ki NATO güçlü, birleşik ve her zamankinden daha önemli” ifadelerini kullandı.

“Kısa vadeli ekonomik çıkarlarımızı uzun vadeli güvenlik ihtiyaçlarıyla takas etmemeliyiz”

Stoltenberg NATO’da son 10 yılda yaşanan değişikliklere değinerek, askeri ittifaka Karadağ, Kuzey Makedonya, Finlandiya ve İsveç’in katıldığını hatırlattı ve “Ukrayna NATO'ya her zamankinden daha yakın” diye ekledi.

Konuşmasında “NATO'nun gelecekte de başarılı olabilmesi için kilit önem taşıyan beş ders üzerinde durmak” istediğini ifade eden Stoltenberg, “İlk olarak, barış için bedel ödemeye istekli olmalıyız. Tüm NATO müttefikleri artık Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarının (GSYİH) en az yüzde 2'sini savunmaya yatırıyor ya da yakında bu orana ulaşmayı planlıyor ve ilk kez Avrupa ve Kanada'daki toplam savunma harcamaları yüzde 2'lik hedefin üzerinde” dedi.

İkinci dersin ise özgürlüğün serbest ticaretten daha önemli olduğunun görüldüğünü ifade eden NATO Genel Sekreteri, şöyle konuştu:

“Kısa bir süre önce pek çok müttefik, Rusya'dan gaz almanın tamamen ticari bir mesele olduğuna inanıyordu. Bu yanlıştı. Rusya doğalgazı bizi zorlamak ve Ukrayna'yı desteklememizi engellemek için bir silah olarak kullandı. Çin ile aynı hatayı yapmamalıyız. Çin'in nadir toprak minerallerine bağlı olarak, ileri teknoloji ihracatı ve kritik altyapının yabancıların kontrolüne geçmesine izin verilmesi, direncimizi zayıflatmakta ve risk yaratmaktadır. Elbette Çin'le ilişki kurmaya devam edeceğiz. Ancak kısa vadeli ekonomik çıkarlarımızı uzun vadeli güvenlik ihtiyaçlarıyla takas etmemeliyiz.”

İlgili Haberler Biden 26 Eylül'de Beyaz Saray'da Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’yi ağırlayacak

“Putin’in hesaplarını değiştirebiliriz”

Üçüncü dersin askeri gücün diyalog için bir ön koşul olduğu gerçeği olduğunu ifade eden Stoltenberg, “Bugün Putin, savaş alanında hedeflerine ulaşabileceğine inanıyor. Bu yüzden acımasız savaşını sürdürmeye devam ediyor. Putin'in fikrini ve hesaplarını değiştirebileceğimize inanıyorum. Ukrayna'ya daha fazla silah vererek Putin'in istediğini güç kullanarak elde edemeyeceğini anlamasını sağlayabiliriz” dedi.

Jens Stoltenberg, istikrarlı bir Ukrayna olmadan Avrupa'da sürdürülebilir bir güvenlik olamayacağını vurgulayarak, “NATO üyeliği olmadan da Ukrayna için kalıcı güvenlik sağlanamaz. NATO'nun kapısı açık. Ukrayna katılacaktır” ifadesini kullandı.

İlgili Haberler NATO'nun yeni genel sekreteri: Mark Rutte

“Afganistan misyonu çok uzun sürdü”

Dördüncü dersin askeri gücün sınırları olduğu ifade eden Stoltenberg, bunu Afganistan'da açıkça görüldüğünü kaydetti. Stoltenberg konuşmasında Afganistan misyonuyla ilgili öz eleştiride bulundu ve şöyle konuştu:

“11 Eylül terör saldırılarının ardından Afganistan'a girmek doğruydu. Askeri müdahalemiz açık bir BM yetkisine sahipti ve İttifak genelinde geniş bir siyasi destek aldık. El Kaide'yi gerilettik ve Afganistan'ın uluslararası teröristler için güvenli bir sığınak olmasını engelledik. Yani görevimiz boşa gitmedi. Bu uğurda en büyük fedakarlığı yapan herkesi saygıyla anıyorum. Ancak Afganistan misyonu çok uzun sürdü. 2014 yılında NATO'ya geldiğimde plan, askeri varlığımızı birkaç yıl içinde sona erdirmek ve siyasi bir ortaklığa geçmekti” dedi.

Stoltenberg, “Ancak yedi yıl sonra hala binlerce askerle oradaydık” derken, “Odaklanmış bir terörle mücadele operasyonu olarak başlayan şey, büyük ölçekli bir ulus inşası misyonuna dönüştü. Herkesin eşit haklara sahip olduğu demokratik ve birleşik bir Afganistan değerli bir hedefti ancak çok iddialıydı. Görev sürüncemesinin maliyetini gördük” özeleştirisi yaptı.

İlgili Haberler Taliban, kadınların ses ve yüzlerini toplum içinde yasaklayan yeni yasalar yayınladı

“İzole olmak kimseyi güvende tutmaz”

Öğrendiği son ve en önemli dersin ise, Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki bağı asla hafife almamak olduğunu ifade eden Stoltenberg, şöyle konuştu:

“Atlantik'in her iki yakasında da Amerika ve Avrupa'nın yollarını ayırmasını isteyen sesler duyduk. İzole olmak kimseyi güvende tutmayacaktır. Birbirine bağlı bir dünyada yaşıyoruz. Güvenlik sorunları çok büyük ve rekabet herhangi bir ülkenin tek başına üstesinden gelemeyeceği kadar şiddetli. Transatlantik ilişkilere yatırım yapmak ileriye dönük tek kazanma yoludur. Avrupalılar NATO olmadan Avrupa'da güvenliğin sağlanamayacağını anlamalıdır. NATO'nun savunma harcamalarının yüzde 80'i AB üyesi olmayan müttefiklerden gelmektedir ve bu sadece kaynaklarla ilgili değildir. Aynı zamanda coğrafya ile de ilgilidir. Güneyde Türkiye, kuzeyde Norveç ve batıda ABD, Kanada ve İngiltere olmadan Avrupa kıtasının güvenliğini düşünmek mümkün değildir."

65 yaşındaki Jens Stoltenberg, NATO Genel Sekreteri olduğu 2014 yılından önce 2005-2013 ve 2000-2001 yıllarında Norveç Başbakanlığı yapmıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Temmuz ayında yaptığı bir açıklamada, "yeni genel sekreter Mark Rutte'nin NATO genel sekreteri olmasında Türkiye’nin rolünün üst düzeyde olduğunu" söylemişti. Erdoğan, "Biz nasıl Stoltenberg ile çok samimi bir havada süreci işlettiysek, inanıyorum ki Rutte ile de aynı şekilde yürüteceğiz" demişti.