Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin çözümü için diplomatik çabalar sürerken dünya, haftaya gergin açıklamalarla girdi. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın Amerikalı diplomatların ailelerinin Kiev'i terketme çağrısı, Batılı müttefikler arasında yeni bir kırılmaya yol açtı. İngiltere de kendi diplomatları için aynı çağrıyı yaparken, AB'den "durumun abartıldığı" sesleri yükseldi. AB'li bakanlar Blinken'dan "Rusya'nın Ukrayna'ya saldırı olasılığı" hakkında bilgi vermesini bekliyor. NATO'dan gelen "Doğu Avrupa'ya ek savaş uçak ve gemisi gönderme" kararı da gerilimi arttırdı.
Your browser doesn’t support HTML5
AB Dışişleri Bakanları toplantısı, toplantıya video konferans yöntemiyle katılacak Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın "Kiev'de bulunan ABD diplomatlarının ailelerinin Kiev'i terketmeleri" çağrısının gölgesinde başladı.
ABD'nin hemen ardından İngiltere Dışişleri Bakanlığı da Rusya'dan gelen “büyüyen tehdit” karşısında Kiev'deki büyükelçiliğinden personelinin çekildiğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan duyuruda, "Bazı büyükelçilik personeli ve aileleri, Rusya'dan gelen artan tehdide yanıt olarak Kiev'den çekilmekteler. Ancak İngiliz Büyükelçiliği açık kalmaya ve temel görevlerini yerine getirmeye devam edecek" denildi.
Ukrayna hükümeti ise Washington'un Kiev'de görev yapan diplomatlarının ailelerini geri çağırma kararını "erken" ve "aşırı" olarak nitelendirdi.
Kremlin'den ABD'ye Doğu-Batı gerginliğini tırmandırma suçlaması
Kremlin ise ABD ve müttefiklerini, NATO’nun Doğu Avrupa’daki güçlerini pekiştirme planını açıklayarak ve Ukrayna’daki ABD Büyükelçiliği’nde görevli diplomatların ailelerini tahliye kararı alarak Doğu-Batı gerginliğini tırmandırmakla suçladı.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Ukrayna’nın doğusunda askeri çatışma çıkması olasılığının Ukrayna tarafından arttırılmasının her zamankinden yüksek olduğunu söyledi.
Ukrayna’nın Rusya yanlısı ayrılıkçıların kontrolundaki bölgelerin yakınına çok sayıda asker konuşlandırdığını söyleyen Peskov, bu adımın Kiev’in saldırı hazırlığında olduğunun işareti anlamına geldiğini belirtti. Ukrayna ise bu iddiayı reddediyor.
Peskov, Batı’dan gelen bilgilerin "histeri dolu ve yalanlarla bezenmiş" olduğunu ifade etti.
Öte yandan İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, ilerleyen saatlerde Brüksel'de NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşecek.
NATO'dan ek güç açıklaması
Gergin ortamda haftaya giren Brüksel'de NATO'dan gelen bir açıklama da tansiyonu yükseltti. NATO, Rusya'nın Ukrayna sınırlarındaki askeri faaliyetlerine karşı Doğu Avrupa'daki savunmalarını güçlendirmek için güçlerini hazırda beklettiğini ve bu güçlere ek gemiler ve savaş uçakları gönderdiğini duyurdu. NATO sözcüsü Oana Lungescu, "Müttefikler, NATO'nun Doğu Avrupa'daki savunma konuşlandırmalarını geliştirmek için daha fazla gemi ve jet gönderiyor. Bu, müttefik dayanışmasının güçlü bir işareti. Litvanya'ya F-16 jetleri, Romanya'ya askeri birlik, Bulgaristan'a F-35 jetleri, Karadeniz'e de firkateyn gönderiyor" dedi.
AB'den Ukrayna'ya 1,2 milyar Euro yeni yardım paketi
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna'nın Rusya ile devam eden ihtilafla bağlantılı ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olmak için Ukrayna'ya 1,2 milyar Euroluk yeni bir "acil yardım paketi" hazırladıklarını açıkladı.
Brüksel'de gazetecilere kısa bir açıklama yapan Von der Leyen, "Cumhurbaşkanı Zelensky ile görüştüm. AB'nin kısa ve orta vadede Ukrayna'ya nasıl yardımcı olabileceğini konuştuk. AB, hiç olmadığı kadar Ukrayna'nın yanındadır. AB, 2014'ten bu yana 17 milyar Euro'nun üzerinde yardım etti. Bugün yeni bir yardım paketi açıklıyorum. 1,2 milyar Euro tutarındaki bu yeni yardım birkaç aşamada tahsis edilecek" dedi.
Planın Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler tarafından da onaylanması gerektiğini belirten Von der Leyen, AB kurumlarından gelecek yeşil ışığın ardından, 600 milyon Euroluk ilk dilimin "hızlı bir şekilde ödeneceğini" söyledi. Alman politikacı, "Bu önlem paketi, Ukrayna'nın şu anda çatışma nedeniyle finansman ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olacak. AB, hiç olmadığı kadar, bu zor koşullarda Ukrayna'nın yanındadır" diye konuştu.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi: "Avrupa'nın güvenliği bölünemez"
AB Dışişleri bakanları toplantısının ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin Avrupa’daki güvenlik durumuna ilişkin onayladığı sonuçlar yer aldı. Buna göre Konsey, Avrupa’nın güvenliğinin bölünemez olduğunu, Avrupa’daki güvenlik düzenine yönelik her türlü girişimin Avrupa Birliği ve üye ülkelerin güvenliğini etkileyeceğini ifade etti.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, sonuç bildirgesinde, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı devam ettirdiği saldırgan eylemlerin kınandığını kaydetti ve Rusya'ya "gerginliği yatıştırma, uluslararası hukuka uyma ve uluslararası mekanizmalar aracılığıyla yapıcı diyaloğa girme" çağrısı yaptı. Bildirgede, "2021 yılı Aralık ayında yapılan Avrupa Konseyi toplantısında kaydedildiği üzere, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik her türlü askeri saldırı eylemi çok büyük sonuçlar ve ağır maliyetler doğuracaktır" denildi.
"Avrupa Birliği, Ukrayna ve uluslararası arenada tanınan sınırlar içindeki diğer Doğu Avrupalı komşularının bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği sarsılmaz desteği yineliyor ve Rusya'ya, sorunların sürdürülebilir ve barışçı çözümü için mevcut uluslararası çerçevelere yapıcı şekilde yeniden katılma çağrısı yapıyor" sözleri de bildirgede yer aldı.
"Konsey, Avrupa Birliği ve ABD, NATO, Ukrayna ve diğer ortak ülkeler arasında devam eden güçlü işbirliği ve eşgüdüm yaklaşımını yeniden onaylıyor" ifadesine yer verilen bildirgede "Avrupa Birliği ve yakın ortaklarının siber ve hibrit saldırılara ve dezenformasyon dahil yabancı kaynaklı veri manipülasyonuna ve müdahalelere karşı dayanıklılık ve yanıt verme becerilerini daha da güçlendirmenin" önemi vurgulandı.
AB'de şaşkınlık: "Dramatize ediliyor"
Batı, Ukrayna sınırına 100 bini aşkın asker yığan Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmeye hazırlandığını öne sürüyor. Rusya ise krizin başından bu yana Ukrayna'ya yönelik tüm müdahale iddialarını kesin bir dille reddediyor. Kremlin, gerilimin tırmanmasını özellikle "NATO'nun genişlemeyeceğini garanti eden anlaşmalara" uymayacağı endişesine bağlıyor.
Blinken'den "Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme olasılığı hakkında" bilgi bekleyen Avrupa Birliği, Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilimin "dramatize edildiğini" ve diplomat ailelerinin geri çağrılması konusunda ABD'yi takip etme niyetinde olmadığını duyurdu.
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, dışişleri bakanları toplantısının girişinde, "Biz bu konuda ABD'yi izlemeyeceğiz. Bunu yapmamız için elimizde yeterince veri yok. Amerikalı dostlarımızın elinde varsa bunu bilemem. Bugün Blinken toplantımıza video konferans yöntemiyle katılarak müzakerelerde gelinen nokta hakkında bizi bilgilendirecek ve bize bu duyurunun nedenlerini açıklayacak. Müzakereler devam ettiği için aşırı dramatize edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Blinken bize bunu haklı gösteren bilgiler vermedikçe diplomatlarımızın ailelerinin Ukrayna'dan ayrılmasını istemek için herhangi bir karar almadık. Ukrayna'yı bırakıp gitmek gerektiğini düşünmüyorum" dedi.
Toplantı girişinde gazetecilere açıklama yapan Lüksemburglu bakan Jean Asselborn da "Kendimizi savaş mantığına sokmamalıyız. Savaştan kaçınmalıyız. Blinken'in Sergey Lavrov ile gerçekleştirdiği görüşme hakkında bizi bilgilendirmesini bekliyoruz" diye konuştu.
İlgili Haberler Blinken ve Lavrov Cenevre'de Biraraya GeldiBlinken, Cuma günü Lavrov ile yaptığı görüşmenin ardından, Rusya ile yeni bir randevu üzerinde anlaştıklarını ve ABD'nin, Moskova'nın güvenlik taleplerine yanıtını yazılı olarak vereceğini dile getirmişti.
Rusya, ABD'den NATO'nun Ukrayna ve Gürcistan'a doğru genişlememesi konusunda yazılı bir taahhüt talep etmiş, ittifakın güç ve silahlarının 1997'den sonra NATO'ya katılan Doğu Avrupa ülkelerinden, özellikle Romanya ve Bulgaristan'dan geri çekilmesini istemişti. AB ise, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün arkasında olduklarını, Ukrayna'nın NATO'ya girip girmeme konusundaki kararı Rusya'nın veremeyeceği" yanıtını göndermişti.
"Benzeri görülmemiş" yaptırımlar masada
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Lavrov-Blinken görüşmesi öncesi Perşembe günü yaptığı açıklamada, "Bir saldırı olmayacağını umuyoruz. Ancak gerçekleşirse, yoğun ekonomik ve mali yaptırımlarla karşılık vermeye hazırız" dedi.
Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod, "Rusya Ukrayna'yı tekrar işgal ederse, benzeri görülmemiş yaptırımlar uygulayacağız ve Rusya tamamen izole olacak" diyerek, AB'nin yaptırıma hazır olduğunu söyledi.
AB, Rusya petrol ve doğal gaz arzının yüzde 43'ü ve yüzde 20'sini oluşturuyor ve Rusya bütçesini finanse eden gaz ve petrol alımlarındaki bir azalma, Rus ekonomisini derinden etkileyebilir. Josep Borrell, bugünkü toplantıda bunların konuşulacağını, ancak "somut hiçbir şeyin onaylanmayacağını" belirtti. Çalışmaların, "gerektiğinde her şeyin hazır olacağından emin olmak için sürdürüldüğünü" kaydetti.
Ancak enerji yaptırımı, bazı AB ülkeleri tarafından onay görmüyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, özellikle ülkesine doğalgaz tedarikini görüşmek üzere Şubat ayında Moskova'ya gidecek. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, "Moskova'ya verdiğimiz yanıtın güvenilirliği, göçmen akışlarının veya enerjinin, gaz veya malzeme fiyatlarına ilişkin bir oyun dahilinde kullanılması karşısında oluşacak güvenlik açıklarından kaçınmayı gerektiriyor" dedi.
Almanya'nın, Moskova'yı SWIFT küresel ödeme sisteminden çıkarma önerisini de tartıştığı dile getiriliyor. Berlin hükümetinin Kiev'e silah teslim etmeyi reddetmesi de Ukrayna'ya 80 ton silah gönderen ABD ile AB arasında derin bir görüş ayrılığı yaratıyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Pazar günü, olası yaptırımlar konusunda, Almanya için "sonuçları" göz önünde bulundurarak "akıllı davranma" çağrısında bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yarın Scholz ile görüşmek üzere Berlin'e gidiyor.