NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, Ukrayna’ya güvenlik garantileri ve Kiev'in talep ettiği “ittifaka katılım daveti” ihtimalini görüşmek üzere bugün toplandı.
Toplantıda Ortadoğu krizi ve Ürdün ile işbirliğinin yanısıra Asya-Pasifik güvenliği de ele alınacak.
ABD ve Almanya’da iktidarların geçiş yaşadığı bir dönemde toplanan NATO müttefikleri, “Ukrayna’nın olası NATO üyeliği ve bu ülkeye NATO şemsiyesi altında askeri güç gönderme” talepleri konusunda beklemeyi tercih ediyor. Avrupalı müttefikler, ABD’nin olmadığı bir “Avrupa koalisyon gücü” alternatifi üzerinde çalışıyor.
Brüksel’de NATO karargahında biraraya gelen 32 müttefik ülke dışişleri bakanı, ilk kez yeni Genel Sekreter Mark Rutte başkanlığında birarada.
İki gün sürecek ve üç ayrı oturumda gerçekleşecek toplantı, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın katıldığı son NATO Dışişleri Bakanları toplantısı. Toplantılara Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha ve Ürdün Kralı 2. Abdullah da davet edildi.
NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ilk oturumda, “Ortadoğu’daki kriz ve NATO ile Ürdün arasındaki işbirliği” ele alınacak. İkinci oturum NATO-Ukrayna Konseyi formatında yapılacak.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiha ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da bu oturuma katılacak. Yalnızca müttefiklerin katılımıyla yapılacak son oturumda ise, Avrupa-Atlantik bölgesine yönelik risk ve tehditler tartışılacak.
İlgili Haberler Ukrayna NATO üyeliği için bastırırken Zelenski Avrupalı liderlerle telefon trafiğindeFidan toplantıda Suriye, Gazze ve terörle mücadeleyi gündeme getirecek
Türk Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan oturumda NATO’nun güneydoğu kanadını oluşturan Türkiye’nin Suriye politikasına destek isteyecek, “İsrail’in işlediği savaş suçları ile Gazze’de yaşanan insani dram başta olmak üzere Türkiye’nin İsrail-Filistin meselesine yönelik görüşlerini” paylaşacak.
Fidan, ayrıca NATO’nun Amman’da bir irtibat ofisi açması dahil olmak üzere, NATO ile Ürdün arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine Türkiye’nin destek verdiğini dile getirecek.
Bakan Fidan, Ukrayna konusunda da Türkiye’nin “Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğini” yineleyerek, savaşın sonlandırılması için “diplomasiye şans verilmesini” isteyecek.
Bunların yanında Fidan, müttefikler arasında savunma ürünlerinin ticareti önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini söyleyerek, “terörizme karşı ortak mücadelenin" önemini vurgulayacak.
Zelenski’nin “hızlı davet” talebi
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, 1 Aralık Pazar günü Kiev’e giden Kaja Kallas ve AB Konseyi’nin yeni başkanı Antonio Costa ile görüşmesinde, “Ukrayna'nın NATO'ya katılım daveti alması hayatta kalmamız için gerekli” diyerek, bu konuda ilerleme beklediklerini söyledi.
Zelenski, Rusya ile olası bir ateşkesin denetlenmesi sürecine NATO güçlerinin dahil edilmesi fikrini de gündeme getirdi.
Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha, NATO üyesi 32 ülkeye birer mektup göndererek, "Ukrayna'yı hızla Atlantik İttifakına katılmaya davet etme kararını onaylamalarını" talep etti.
Sybiha, “böylece Rusya'nın savaş açmasının başlıca argümanlarından birisinin, yani Ukrayna'nın ittifaka katılmasını engelleme argümanının ortadan kalkacağını” belirtti. Andrii Sybiga, bu akşam Brüksel'de 32 NATO meslektaşıyla birlikte olacağı çalışma akşam yemeğinde bu mesajını yineleyecek.
İlgili Haberler “Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliği girişimi kabul edilemez”
NATO’dan Ukrayna’ya üyelik daveti beklenmiyor
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Dışişleri Bakanları toplantısı öncesinde yaptığı basın toplantısında, "Ukrayna'nın geleceğinin NATO'da olduğunu ancak şu an asıl önemli olanın Kiev'e daha fazla askeri yardım yapılması konusunda anlaşmak olduğunu" söyledi.
Rutte, "Ukrayna'nın barış görüşmelerine katılmaya karar vermesi halinde, bunu güçlü bir konumdan yapmasını nasıl sağlayacağımıza odaklanacağız" dedi.
NATO, Kiev’in taleplerine karşı “Ukrayna'nın NATO saflarına katılacağını ve ülkenin NATO'ya giden yolunun geri döndürülemez olduğunu” söylemekle yetiniyor, ancak bir davet ya da tarih açıklamaktan kaçınıyor.
AB'nin yeni yöneticileri Antonio Costa ve Kaja Kallas, Kiev’de “AB’nin desteğinin süreceği” mesajını verdi. Kaja Kallas, “NATO üyeliğinin en güçlü güvenlik garantisi olacağını ve AB’nin asker göndermek de dahil hiçbir olasılığı dışlamaması gerektiğini” söyledi.
Ancak Brüksel'deki dışişleri bakanları toplantısında böyle bir karar için NATO'nun 32 üyesi arasında fikir birliğine varılması gerekiyor. NATO diplomatları, böyle bir uzlaşmanın henüz oluşmadığına dikkat çekiyor. Dışişleri bakanlarının toplantısında, Ukrayna'yı ittifaka yakınlaştırmak şu anda pek mümkün görünmüyor ve dışişleri bakanlarının toplantısından “üyelik davetiyesi” çıkması beklenmiyor.
Fransa ve İngiltere gibi ülkeler Kiev'e NATO'ya katılma davetini sunmak için çalışıyor. Ancak ABD Başkanı Joe Biden, “son anda alınacak bir üyelik daveti kararının Trump yönetimince reddedileceği” endişesiyle bunu reddediyor. Trump ise bu olasılığa hiçbir zaman destek vermedi.
Trump'ın Rusya-Ukrayna ihtilafından sorumlu özel elçisi Keith Kellogg, Nisan ayında bunun tersini söyleyerek, Washington'un “bir barış anlaşması karşılığında Ukrayna'nın NATO üyeliğini uzun bir süre ertelemeyi teklif etmesi gerektiğini” dile getirmişti.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Pazartesi günü Ukrayna için 725 milyon dolar değerinde yeni bir silah paketi duyurmakla yetindi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yalnızca "Ukrayna'nın NATO, NATO'nun da Ukrayna'nın katılımı yolunda olduğunu” yineledi.
Miller, NATO’daki görüşmelerle ilgili olarak da “Elbette müttefik olarak bir araya gelip Ukraynalı mevkidaşlarımızla her konuştuğumuzda, bu NATO üyeliğine giden yolda önemli bir adımdır" dedi.
İlgili Haberler ABD’den Ukrayna’ya 725 milyon dolarlık ek askeri yardımAB’den alternatif arayışı
Avrupalı NATO ülkeleri, Trump’ın gelişiyle başlaması beklenen olası bir ateşkes müzakeresinin dışında kalmaktan endişe ediyor ve birçoğu “müzakere masasında” yer almanın yollarını arıyor.
Avrupalı birliklerin nihai bir ateşkesi uygulamak için konuşlandırılıp konuşlandırılamayacağı konusunda ilk görüşmeler başladı. Birçok ülkede çeşitli olası senaryolar ve “güvenlik garantilerine nasıl katkı yapılabileceği” konusunda hazırlıklar yapılıyor.
Zelenski, İngiliz Sky TV’ye verdiği söyleşide de “Şu anda Ukraynalı güçler tarafından kontrol edilen ‘Ukrayna topraklarını’ NATO'nun himayesi altına almalıyız” önerisini getirdi. Ateşkes sürecinin ikinci aşamasında “topraklarının diğer kısmını diplomatik kanallarla almayı” öneren Zelenski, Rusya’ya herhangi bir kalıcı toprak imtiyazını da ihtimal dışında tutarak, “Ukrayna'nın 1991 sınırlarına dönmesi gerektiğini” yineledi.
Moskova şu anda Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 20'sini kontrol ediyor. Brüksel'de bu konu da Dışişleri Bakanları’nın masasında olacak ancak karara bağlanmayacak. Olası bir ateşkesi güvence almak için tampon bölgede görev yapmak üzere asker gönderme konusu NATO şemsiyesi altında gerçekleşmeyecek.
VOA Türkçe’ye konuşan Fransa’nın NATO eski misyon şefi ve Elysee Sarayı’nın eski askeri danışmanı General Dominique Trinquand, NATO’ya katılım seçeneğinin birçok müttefiki rahatsız ettiğini belirterek, ABD başta olmak üzere Almanya, Macaristan gibi müttefiklerin de itirazları olduğunu vurguladı.
Trinquand, olası bir ateşkesi desteklemek için NATO çerçevesindeki güvenlik garantilerinin bu aşamada söz konusu olmadığını belirtti. Hatta ateşkes anında bile NATO şemsiyesi altında Ukrayna’ya gidilmeyeceğini öngören Trinquand, Fransa, İngiltere, Polonya ve Baltık ülkelerinin katılacağı bir koalisyon gücü oluşturulduğunun altını çizdi.
AB kulislerinde, Fransa ve İngiltere’nin ya da AB’nin komuta edeceği, 10-15 kadar NATO ve AB üyesi ülkeden oluşacak bir koalisyon gücünden söz ediliyor.
Askeri uzmanlar, bu gücün “ABD’nin yokluğunu aratmayacak büyüklükte, güvenilir ve elbette Rusya tarafından ciddiye alınacak kadar önemli sayıda” olması gerektiğinin altını çiziyor. Bu nedenle AB’nin iki nükleer gücü Fransa ve İngiltere’nin liderliğinde oluşmasının “mantıklı” olduğunu dile getiriyor.
General Trinquand da “Bu gücün liderliğini yürütme kapasitesi sadece bu iki ülkede var. 1995’te Bosna-Hersek’te benim de iççinde olduğum bir koalisyon gücünü devreye sokmuştuk. Yani tecrübe ve kapasite bu iki ülkede var. Ama diğerleri de mutlaka katılmalı” görüşünü paylaştı.
İlgili Haberler İngiltere ve Fransa Ukrayna’ya “olası bir ateşkesi korumak için” asker göndermeyi planlıyor