Myanmar’daki askeri darbe sonrasında harekete geçen uluslararası kuruluşlar, ülkedeki ölümler, insan hakları ihlalleri, gözaltındaki kayıplar ve ülkeden kaçan sığınmacıların durumunu yakından izliyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 'nin son toplantısında, Myanmar’da askeri darbe sonrasında gelinen son durum değerlendirildi. BM Myanmar Özel Temsilcisi Christine Schraner Burgener, konsey üyelerini ülkede gelinen son durumla ilgili bilgilendirdi.
Burgener, askeri darbenin liderleri tarafından Myanmar'da sivillere yönelik yaygın, sistemik saldırılara karşı kararlı bir uluslararası yanıt verilmesi gerektiğini söyledi.BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve BM Mülteci Yüksek Komiserliği, askeri darbe sonrasında Myanmar’dan kaçan sığınmacıların durumunun giderek zorlaştığını açıkladı.
İlgili Haberler Myanmar’da Hava Saldırılarından Kaçanlar Tayland’a Sığınıyor“Ülkede akan kanın durması için harekete geçilmeli”
BM Güvenlik Konseyi’nde kapalı yapılan Myanmar oturumunda konuşan Burgener’in, konsey üyelerine tüm dünyanın gözleri önünde Myanmar’da yaşanan dehşetin sürdüğünü, ülkede gerçekleşen askeri darbeden sonra en az 520 kişinin öldürüldüğünü, ülkedeki akan kanı önlemek için harekete geçilmesi için zamanın geldiğini söylediği bildirildi.
Özel Temsilci Burgener, Myanmar ordusunun, aralarında BM Güvenlik Konseyi'nin de dahil olduğu uluslararası toplumun, temel insan hakları ihlallerini sona erdirme ve demokrasi yoluna geri dönme çağrılarına meydan okumaya devam etiğini, son olarak geçen Cumartesi günü aralarında çocuklarında bulunduğu yüz sivilin, askerler tarafından sokak ortasında ve evlerinde vahşice öldürüldüğünü söylediği belirtildi.
İlgili Haberler Myanmar’da Darbe Karşıtı Gösterilerde En Az 90 Ölü“Ordu dünyanın büyük bir bölümüne kapılarını kapattı”
Burgener’in, Myanmar’da uluslararası hukuk ihlallerinin açıkça görüldüğü ve çok ciddi suçların işlendiğine dikkat çektiği, konsey üyelerine, bu durumun daha da kanlı bir hale dönüşeceği konusundaki endişelerini dile getirdiği belirtildi.
Burgener’in, Myanmar ordusunun dünyanın büyük bir bölümüne kapılarını kapattığını durumu ancak baskı ve terör yoluyla kontrol altına alabildiklerinde ifade edip, "Askeri liderler ülkeyi yönetemeyeceklerini açıkça gösterdiler. Diyalog ve arabuluculuk çağrılarına kapılarını kapatan Myanmar ordusunun bu yönetimiyle ülkedeki şartların daha da zorlaşarak adeta sivillere yönelik bir kanlı bir banyoya dönüşmesinden endişe ediyorum” dediği belirtildi.
BM Myanmar Özel Temsilcisi, demokrasiye geçiş ve barış sürecinin zor kazanılmış kazanımlarının gün geçtikçe kaybedildiğini, ordunun ülkede ciddi uluslararası suçlar işlediğini, ülkede gelinecek en kötü sonucu önlemek için hala bir zaman olduğunu belirttiği, Güvenlik Konseyi’nin Myanmar’daki olayların kötü gidişatını tersine çevirebilecek bir hareketi değerlendirmesi gerektiğini söylediği belirtildi.
“Siviller komşu ülkelere kaçıyor”
Myanmar’da, ülke genelindeki siyasi çekişmeler, Kayin vilayetine yönelik artan hava saldırıları, bazı sınır bölgelerinde askerler ve etnik silahlı örgütleri arasında şiddetlenen çatışmalar yüzünden komşu ülkelere kaçmaya çalışan sivillerin sayının giderek arttığı belirtiliyor.
BM Mülteci Yüksek Komiserliği (UNHCR), Myanmar’ın komşu ülkelerine artan şiddetten yüzünden ülkelerinde kaçan insanları koruma çağrısında bulunarak, herkesin sığınma talep etme hakkı olduğunu vurguladı.
Yüksek Komiser Yardımcısı Gillian Triggs, Myanmar’da başka bir ülkede sığınma hakkı arayan herkesin sınıra erişebilmesinin hayati bir önem taşıdığını belirterek, “Canlarını korumak için kaçan çocuklara, kadınlara ve erkeklere sığınma hakkı verilmelidir. Sığınmacılar, canları ve özgürlüklerinin risk altında olabileceği bir başka ülkeye asla iade edilmemeli. Sığınmacıları kaçtıkları ülkeye geri göndermeme ilkesi, uluslararası hukukun temel taşlarından biridir. Bu temel ilke, tüm devletler için bağlayıcıdır” dedi.
“Ordu ağır silahları daha fazla kullanmaya başladı”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Myanmar'daki son durumun, 1 Şubat'taki askeri darbeden bu yana giderek kötüleştiğini, şimdiye kadar en az 510 barışçı protestocunun öldürüldüğünü, akıbetleri ve hayatlarından endişe duyulan 2 bin 600'den fazla protestocunun da gözaltında olduğunu açıkladı.
OHCHR Güneydoğu Asya Bölge Ofisi tarafından yapılan son açıklamada, gece baskınları, toplu tutuklamalar ve cinayetlerin ülke genelinde günlük olaylar haline dönüştüğü, askerlerin göstericileri öldürmek için roketler, parça tesirli bombalar, ağır makineli tüfekler ve keskin nişancıları daha fazla kullanmaya başladıklarını bildirdi.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, ayrıca bölgede güvenlik arayışı içinde Myanmar'dan kaçanlardan bazılarının ülkeye geri dönmek zorunda kaldığına dair bilgiler aldıklarını kaydetti.
“Sığınmacılar Myanmar’a dönme riskiyle karşılaşmamalı”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Güneydoğu Asya Bölge Temsilcisi Cynthia Veliko, “Hiçbir kimse, canları, güvenlikleri veya temel insan hakları tehdit edildiği bir durumda, Myanmar'a geri dönme riskiyle karşı karşıya kalmamalıdır. Uluslararası mülteci ve insan hakları hukuku kapsamındaki bağlayıcı yükümlülükleri çerçevesinde tüm ülkeleri, sığınma talebinde bulunan herkesin uluslararası hukuk kapsamında sahip oldukları korumaya erişebilmelerini sağlamaya çağırıyoruz" dedi.
BM Çocuk Fonu (UNICEF), Myanmar’da en az 35 çocuğun baskınlar sonucu yaşamını yitirdiğini, yüzlercesinin de yaralandığını açıkladı.
UNICEF, Myanmar’da yaşanan şiddet nedeniyle milyonlarca çocuğun doğrudan veya dolaylı olarak şiddet olaylarını izleyerek travma geçirdiğini, bu durumun çocukların zihinsel ve duygusal sağlıklarını tehdit ettiğini bildirdi.