1 Şubat’ta ordunun yönetime el koymasından bu yana, Myanmar en kanlı günlerinden birini yaşadı. Güvenlik güçleri darbeye karşı çıkan protestocuları hedef aldı; en az 90 kişinin hayatını kaybettiği bildiriliyor.
Güvenlik güçlerinin saldırıları, ordunun 76’ncı kuruluş yıldönümü için törenlerin düzenlendiği Silahlı Kuvvetler Günü’nde yaşandı. Cunta lideri Min Aung Hlaing, Başkent Napyitaw’daki geçit töreninde ordunun halkı koruyacağı ve demokrasi için çalışacağını vaatlerinde bulunurken, birçok şehirde sokaklar karıştı.
Your browser doesn’t support HTML5
1 Şubat darbesine karşı göstericiler Yangon, Mandalay ve diğer şehirlerde sokaklara çıktı.
Myanmar’dan gelen haberlere göre orta Sagaing bölgesinde, doğuda Lashio'da, Bago bölgesinde, Yangon yakınlarında ve başka yerlerde can kayıpları var. Bir yaşındaki bir bebek de gözünden plastik mermiyle vuruldu.
“Myanmar Now’’ adlı haber sitesi, ülke genelinde 91 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü, sadece Yangon şehrinde en az 24 ölü olduğunu bildirdi.
Yerel basın, Mandalay'da öldürülen en az 29 kişi arasında, beş yaşında bir çocuğun olduğu bilgisini paylaştı.
Devrik milletvekillerince kurulan cunta karşıtı grup CRPH'nin sözcüsü Dr. Sasa, çevrimiçi bir forumda "Bugün silahlı kuvvetler için utanç verici bir gün" dedi.
Ülkedeki etnik ordulardan biri olan Shan Eyaleti Restorasyon Konseyi Başkanı General Yawd Serk de, komşu Tayland'da açıklama yaptı ve "Protestoculara ateş etmeye ve insanlara zorbalık yapmaya devam ederlerse, bence tüm etnik gruplar öylece bekleyip, hiçbir şey yapmadan durmayacaktır"
Cumartesi günkü can kayıplarıyla birlikte, darbeden bu yana öldürüldüğü bildirilen sivillerin sayısı 400'ün üzerine çıktı.
Myanmar'ın yavaş yavaş demokrasiye geçişini rayından çıkaran darbeden bu yana protestocular neredeyse her gün sokaklarda.
Avrupa Birliği’nin Myanmar delegasyonu, "76’ncı Myanmar Silahlı Kuvvetler günü, bir terör ve onursuzluk günü olarak anılacaktır. Çocuklar dahil silahsız sivillerin öldürülmesi eylemi savunulamaz’’ açıklamasını yaptı.
Cunta lideri Min Aung Hlaing ise herhangi bir zaman çerçevesi vermeden seçim yapma sözünü yineledi. Devlet televizyonundaki canlı yayında, "Ordu, demokrasiyi korumak için tüm ulusla el ele vermeye çalışıyor. Taleplerde bulunmak için istikrarı ve güvenliği etkileyen şiddet içeren eylemler uygunsuzdur" dedi.
Ordu, Aung San Suu Kyi'nin partisinin kazandığı Kasım seçimlerinin hileli olduğu gerekçesiyle iktidarı devraldığını savunuyor; ülkenin seçim komisyonu bu iddiayı reddediyor.
Seçilmiş lider ve ülkenin en popüler sivil siyasetçisi Suu Kyi, açıklanmayan bir yerde tutuklu bulunuyor. Partisindeki diğer pek çok kişi de gözaltında.
Devlet televizyonu Cuma akşamı yayınladığı uyarıda, protestocuların "başlarından ve sırtlarından vurulma tehlikesi altında" olduğunu bildirdi. Güvenlik güçlerine öldürmek için ateş etme emri verildiği açıkça söylenmedi. Cunta yönetiminden daha önce gelen açıklamalarda bazı ölümcül silahlı saldırıları protestocuların düzenlediği öne sürülmüştü.
Bu arada, Myanmar'ın etnik silahlı gruplarından Karen Ulusal Birliği, Tayland sınırına yakın bir ordu karakolunu istila ettiğini, bir yarbay da dahil olmak üzere 10 kişiyi öldürdüğünü ve kendi savaşçılarından birini kaybettiğini açıkladı.
Myanmar ordusu ise güvenlik güçlerinin protestocuları öldürmesi ve Tayland sınırındaki isyancı saldırıyla ilgili yorum taleplerine yanıt vermedi.
Cunta üzerindeki uluslararası baskı bu hafta yeni ABD ve Avrupa yaptırımlarıyla arttı. Ancak Rusya'nın savunma bakan vekili Alexander Fomin, bir gün önce üst düzey cunta liderleriyle bir araya gelerek, Naypyitaw'daki geçit törenine katıldı. Min Aung Hlaing, "Rusya gerçek bir dost," dedi.
Diplomatlar, sekiz ülkenin (Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Vietnam, Laos ve Tayland) temsilci gönderdiğini, ancak Rusya'nın bakan gönderen tek ülke olduğunu söyledi.
Rusya ve Çin'den gelen destek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri olduklarından, olası BM eylemlerini engelleyebilecekleri için cunta için büyük önem taşıyor.
Silahlı Kuvvetler Günü, ordunun kurucusu Suu Kyi'nin babası tarafından düzenlenen Japon işgaline karşı direnişin 1945'te başlamasını anıyor.
Öte yandan ABD Büyükelçiliği sözcüsü Aryani Manring, Cumartesi günü Yangon'daki ABD kültür merkezinin kurşunların hedefi olduğunu; ancak kimsenin yaralanmadığını ve olayın soruşturulduğunu açıkladı.