California eyaletinin San Bernardino kentinde 14 kişinin öldüğü, 17 kişinin de yaralandığı silahlı saldırıyı düzenleyenlerin IŞİD sempatizanı çıkması, Amerika’da silah alma yasasının yanı sıra Amerika’daki Müslümanlar’ın durumunu da gündeme taşıdı. San Bernardino’daki olay, bu yıl Amerika’da düzenlenen 355’inci silahlı saldırı oldu. Bu aynı zamanda Başkan Obama’nın görev süresi boyunca düzenlenen 15’inci silahlı saldırı.
Başkan Obama her saldırıdan sonra silah kontrolunun sıkılaştırılması gerektiğini söylese de, yasaları değiştirmek hiç de kolay değil. Peki Amerikan Kongresi için silah yasalarını değiştirmek, neden bu kadar zor?
Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için yasal önlemler alınması gerekiyor diyen Arsalan Süleiman, Başkan Obama’nın Kongre’yi, silah şiddetini durdurmaya yönelik adım atmaya çağırdını ve terör listesindekilere uçma yasağı getiren yasanın yanı sıra silah yasasını da sıkılaştırmak istediğini söyledi. Süleiman, “Kongre’deki tartışmanın özünde de bu konu yatıyor. Kongre’nin böyle bir yasa çıkarması şart. San Bernardino ve daha önce yaşanan saldırıları Kongre’nin en kapsamlı bir şekilde ele alması gerekir” dedi.
Müslümanlar’ın Amerika’ya girişini yasaklama önerisi üzerine giderek yoğunlaşan tepkiye rağmen Cumhuriyetçi aday adayı Donald Trump, başkanlık yarışında önde gitmeyi sürdürüyor. Değişim isteyen ve terör tehdidinden korkan muhafazakar Cumhuriyetçi seçmenler, Trump’a destek vermeye devam etse de, Trump’a tepkiler azalmış değil.
Arsalan Süleiman, Donald Trump’ı söylemleri nedeniyle kınayanlar arasında Dışişleri Bakanı John Kerry, Cumhuriyetçi Parti üyeleri ve Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan gibi bir çok siyasi liderin olduğunun altını çizdi. Suleiman ayrıca, Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Kerry’nin, Amerika’nın Müslümanlar’a karşı ayrımcı bir politika izlemediğini ve dini özgürlüklerin korunmasına da çok önem verdiğini açıkça belirttiklerini söyledi.
IŞİD gibi terör gruplarının oyunlarına kanmamamız gerektiğini vurgulayan Suleiman, bu tür örgütlerin toplumları biz ve siz olarak ayırarak halkı, IŞİD ve Batı taraftarları diye bölmek ve Amerika’yı İslam karşıtı bir ülke olarak göstermek oldunun altını çizdi. Ancak Başkan Obama da, göreve başladığı ilk günden itibaren, “Amerika’nın İslam karşıtı olmadığını ve İslam’a savaş açmadığını ve açmayacağını tekrarlıyor” dedi. Süleiman konuşmasında, Amerika’da yaşayan birçok dini kuruluş ve sivil toplum örgütünün, toplumu bölmeyi amaçlayan düşünce ve söylemlere karşı birlik olduğunu söyledi. Korku atmosferine karşı birlikte hareket eden bu kuruluşlar ayrıca, çoğulculuğu desteklediklerini ve ayrımcılık istemediklerini gösterdi. Süleiman ayrıca, siyasi liderlerin de Trump’ın sözlerini reddettiklerini gördüklerini söyledi.
Amerika’da yapılan silahlı saldırılardan Müslümanlar’ın sorumlu tutulması toplumu rahatsız etti. Peki Obama yönetimi korku ortamı oluşmasını önlemek ve şiddeti durdurmak için ne gibi önlemler alıyor sorusuna Arsalan Süleiman, sorunun ne olduğuna odaklanılması gerektiğini, bu tür saldırıları düzenleyenlerin sadece bir özelliğini dikkate alır ve diğer vasıflarını gözardı ederseniz, aslında savunmaya çalıştıkları ideolojiyi kaçırır ve gerekli önlemleri alamazsınız dedi. Terör örgütleri saldırılarını İslam için yaptıklarını savunuyor. Ancak siyasi, ekonomik ve sosyal nedenler de birçoklarını aşırılığa itiyor. Sadece dinle alakalı nedenlere odaklanmak, ulaşılmak istenen amaca hizmet etmez. Dünyada 1 buçuk milyar Müslüman yaşıyor ve aslında Müslümanlar, aynı zamanda terörden en fazla mağdur olan grup. Yapılması gereken terör örgütlerinin, nasıl işbirliği yaptığına ve yaydıkları şiddeti nereye dayandırdıklarına bakmak olmalı.
Geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı Loretta Lynch, Müslüman kuruluşlarla bir araya geldi ve Amerika’da yaşayan Müslümanlar’ı “nefret suçlarından ve ayrımcılıktan” koruyacaklarını açıkça dile getirdi. İç Güvenlik Bakanı Jeh Johnson da, Virginia’daki bir camiyi ziyaret etti. Johnson, Müslüman Amerikalılar’ın ülke güvenliğinde aktif rol oynadıklarını ve Müslümanlar’ın kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak için her tehdidi inceleyeceklerini bildirdi. İki bakanlık da Müslümanlar’ı “aşırılık şiddetinden” korumak için yeni programlar başlattı. Süleiman da, “IŞİD’in yaptığı, kendini dışlanmış hissedenlere, kendi görüşlerini benimsetmek. Bu nedenle bireylerin, aileler ve toplum liderlerinin, bu tür tehlikelerden haberdar olmaları ve özellikle gençleri korumaları gerekiyor” dedi. Amerikan devletinin bu tür durumlara müdahele etmek için yeterli kaynak sağladığının da altını çizdi.
Korku ortamının Amerika’da yayıldığı görülüyor. Bu yüzden de birçok eyalet, Suriyeli mültecilere kapılarını açma konusunda ayak diriyor. San Bernardino saldırısı sonrasında Amerika’nın mülteci politikasında değişiklik olur mu sorusuna Süleiman, “Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Kerry, Amerika’nın mülteci politikasında değişiklik olmayacağını açıkça söyledi. Amerika her zaman baskıdan ve ölüm tehdidinden kaçan mültecilere kucak açan bir ülke olmuştur” dedi.
Amerika’nın İslam İşbirliği Teşkilatı Özel Temsilcisi Arsalan Süleiman, Amerika’da yaşayan sadece Müslüman toplumun değil, herkesin gençleri aşırılık yanlısı örgüt ve çetelerin ağına düşmekten korumak için çalışması gerektiğini söyledi.